Sahte Diploma Skandalının Ardından Sahte Pasaport Bombası Patladı
Türkiye, son dönemin en büyük sahte diploma operasyonunu konuşurken şimdi de üniversitelere usulsüz kayıt şoku yaşıyor. Gazeteci Murat Ağırel’in aktardığı iddialara göre, yüzlerce Türk öğrenci sahte pasaport kullanarak yabancı öğrenci kontenjanından tıp ve hukuk fakültelerine girdi. Bu skandal, eğitim sisteminin güvenilirliğini sarsarken, devlet kurumlarının denetim mekanizmaları da tartışma konusu oldu.
CİMER İhbarı Skandalı Ortaya Çıkardı
Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan bir ihbar, olayın fitilini ateşledi. İhbarda, bazı Türk öğrencilerin sahte yabancı pasaportlarla “uluslararası öğrenci” statüsü kazandığı, bu sayede yüksek puanla öğrenci kabul eden bölümlere haksız şekilde yerleştiği belirtildi. Özellikle tıp, diş hekimliği ve hukuk fakülteleri gibi kritik alanlarda bu yöntemle kayıt yapıldığı öne sürüldü.
İddialara göre, bazı üniversitelerin uluslararası ofislerindeki yetkililer bu başvurulara göz yummakla kalmadı, işlemleri hızlandırmak için bizzat devreye girdi. Bu durum hem milli güvenlik hem de adalet duygusu açısından büyük bir kriz olarak değerlendiriliyor.
Bakanlıklara ve YÖK’e Taşınan Soruşturma
İhbar, önce İçişleri Bakanlığı’na ardından Dışişleri Bakanlığı’na iletildi. Göç İdaresi Başkanlığı Yabancılar Genel Müdürlüğü, yapılan incelemelerde ilgili kişilerin yasal giriş-çıkış kayıtları ve aktif ikamet izinlerinin bulunmadığını tespit etti. Dosya daha sonra YÖK’e sevk edildi.
Çok sayıda vakıf üniversitesi ise ihbarı doğrulayan yanıtlar verdi. Ankara Medipol, İzmir Katip Çelebi, Doğuş, İstanbul Nişantaşı, İstanbul Okan ve İstanbul Ticaret Üniversiteleri; belgelerini teslim etmeyen öğrencilerin kayıtlarının silindiğini ve yasal süreç başlattıklarını açıkladı.
Sahte E-İmza ve Diploma Düzeni
Bu olay, kısa süre önce ortaya çıkan sahte e-imza ve sahte diploma çetesinin yöntemleriyle de benzerlik taşıyor. Kamu kurum yetkililerinin kimlik bilgileri sahte kimliklere eklenerek e-imza çıkarılmış, ölen kişilerin üzerine diploma düzenlenmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri adına alınan sahte e-imzalarla ehliyet sınavında başarısız olan kişilerin notları değiştirilmiş, “joker” adaylar sınavlara girmişti. Sanıklar, yaptıkları sahtekârlıkları itiraf ederken, soruşturma dosyasında sahte sertifikalar ve sağlık raporları da yer aldı.
Yargı Süreci ve Tepkiler
Eylül 2024’te gazetecilerin ortaya çıkardığı bu usulsüzlükler, başta inanılmamış ancak yapılan incelemeler sonucunda doğrulanmıştı. İddianamenin tamamlanmasıyla kovuşturma süreci başladı. Ancak yargının bu çeteyi “örgüt” kapsamında değerlendirmemesi eleştirildi.
Kamuoyuna göre bu skandal, basit bir dava süreciyle kapatılamayacak kadar büyük. Eğitimde fırsat eşitliğini bozan bu girişimler, hem adalet duygusunu hem de Türkiye’nin uluslararası eğitim itibarını zedeliyor.

