OECD Uyardı: Faiz Ödemeleri Rekor Seviyede, Borç Krizi Yaklaşıyor mu?

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayımlanan Küresel Borç Raporu, yüksek gelirli ülkelerde faiz ödemelerinin tarihi zirveye ulaştığını ve borç sürdürülebilirliği konusunda endişelerin arttığını ortaya koydu. 2024 itibarıyla OECD ülkelerinin borç servis maliyetleri, gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) %3,3’üne ulaştı. Bu oran, 2021’deki %2,4 seviyesine kıyasla keskin bir artışa işaret ediyor.

Savunma Harcamalarını Geride Bıraktı

OECD’ye göre, 2023 yılında üye ülkelerin GSYH’sinin %2,4’ü savunma harcamalarına ayrılırken, faiz giderlerinin payı bu oranı aşarak devlet harcamalarındaki en büyük kalemlerden biri haline geldi. Ülke bazında incelendiğinde, ABD’nin faiz maliyetleri GSYH’sinin %4,7’sine ulaşırken, İngiltere’de bu oran %2,9, Almanya’da ise %1 seviyesinde kaldı.

Tahvil Piyasaları ve Yüksek Enflasyon Borçlanma Maliyetlerini Artırıyor

Büyük ekonomilerdeki yüksek enflasyon, tahvil yatırımcılarının daha temkinli olmasına neden olurken, birçok hükümetin savunma ve mali teşvik politikalarını artırmasıyla borçlanma maliyetleri hızla yükseldi. OECD, bu durumun özellikle altyapı ve iklim projeleri gibi uzun vadeli yatırımların finansmanını zorlaştırabileceğini vurguladı.

2025’te Egemen Borçlanma 17 Trilyon Doları Aşacak

OECD raporuna göre, yüksek gelirli ülkelerde kamu borçlanması hız kesmeden devam ediyor.

• 2023’te toplam borçlanma 14 trilyon dolar seviyesindeydi.
• 2024’te bu rakam 16 trilyon dolara çıktı.
• 2025’te ise 17 trilyon dolarlık yeni bir rekora ulaşması bekleniyor.

Özellikle İngiltere, Fransa ve ABD gibi ülkelerde borç sürdürülebilirliği konusundaki endişeler giderek artıyor.

OECD: Borç Yükü Tehlikeli Seviyelere Ulaşabilir

OECD Mali ve Kurumsal İşler Direktörü Carmine De Noia, büyük borç yükünün tek başına olumsuz bir gösterge olmadığını, ancak son 20 yılda yapılan borçlanmanın büyük ölçüde 2008 finansal krizi ve Covid-19 pandemisinden çıkışı finanse etmek için kullanıldığını belirtti.

De Noia’ya göre, hükümetlerin artık toparlanma sürecinden çıkıp, altyapı ve yeşil enerji gibi uzun vadeli projelere yönelmesi gerekiyor. Ancak, mevcut küresel ekonomik ortamda borçları yeniden finanse etmek giderek daha maliyetli hale geliyor. Yükselen tahvil getirileri, hem yeni borçlanmayı hem de mevcut borçların çevrilmesini zorlaştırıyor.

OECD Ülkelerinin Borçlarının Yarısı 2027’ye Kadar Vadesini Dolduracak

Rapor, OECD üye ülkelerinin mevcut borçlarının %45’inin 2027’ye kadar vadesini dolduracağını ortaya koyuyor. Bu da önümüzdeki yıllarda devasa tahvil ihraçlarının süreceği anlamına geliyor.

De Noia, pandemi sonrası düşük faiz ortamında yapılan tahvil ihraçlarının artık çok daha zorlu koşullarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Buna ek olarak, merkez bankalarının tahvil stoklarını azaltması, borç piyasalarındaki dengeleri değiştirerek özel yatırımcıların tahvillere olan ilgisini artırıyor.

Devlet Tahvillerinde Denge Değişiyor: Özel Yatırımcılar Etkisini Artırıyor

OECD, devlet tahvillerinin sahiplik yapısında önemli değişiklikler yaşandığını belirtiyor. 2021’de zirveye ulaşan merkez bankası tahvil stokları, o tarihten bu yana 3 trilyon dolar azaldı. 2024 yılı sonunda bu rakama 1 trilyon dolar daha ekleneceği tahmin ediliyor.

Bu değişim, devlet borçlanmasının özel yatırımcılara daha bağımlı hale gelmesine yol açıyor. Özel yatırımcılar ise tahvillerde daha fazla fiyat hassasiyeti gösterdiği için borçlanma maliyetleri daha oynak bir yapıya bürünüyor. Bu durum, ülkeleri artan jeopolitik ve makroekonomik belirsizliklere karşı daha kırılgan hale getiriyor.

OECD: Küresel Borç Piyasalarında Belirsizlik Artıyor

OECD, küresel borç piyasalarının önümüzdeki dönemde zorlu bir süreçten geçeceğini öngörüyor. Hükümetlerin faiz ödemelerindeki yükselişe nasıl karşılık vereceği, yatırım harcamalarını nasıl yönlendireceği ve borç sürdürülebilirliği konusunda alacakları kararlar, piyasalarda yakından takip edilecek.