Merkez Bankası Hamlesi Sonrası Gecelik Faiz 370 Baz Puan Arttı

TCMB’nin müdahalesi sonrası gecelik faiz 370 baz puan arttı. Döviz satışı ve faiz sıkılaştırmasıyla piyasalara sert fren uygulandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), TL’deki sert değer kaybına karşılık olarak piyasaya müdahale etti. Hafta başından itibaren uygulanan sıkılaştırıcı adımlar sonrası bankalararası gecelik faiz oranı 370 baz puan artarak yüzde 45,72’ye yükseldi. Bu artış, TCMB’nin faiz koridorunun üst bandına yaklaşılması anlamına geliyor.

TLREF Faiz Oranı Yükseldi

TL cinsinden gecelik borçlanma işlemlerinde referans kabul edilen TLREF faiz oranı, 18 Mart haftasının başında yüzde 42,03 seviyesindeyken 21 Mart itibarıyla yüzde 45,72’ye çıktı. Bu yükseliş, sadece birkaç gün içinde faiz piyasasında önemli bir sıkılaşmaya işaret ediyor. Piyasa oyuncuları, TCMB’nin borç verme faizini iki puan artırarak yüzde 46’ya çıkarmasının, gecelik piyasada 350 ila 400 baz puanlık bir artış yaratacağını öngörmüştü.

Merkez Bankası Faiz Koridorunu Yukarı Taşıdı

TCMB, aldığı kararlarla faiz koridorunun üst bandını yeniden tanımladı. Faiz artışının yanı sıra politika faizinden sağlanan fonlamaya ara verilmesi, bankalararası piyasada faizleri yukarı yönlü baskılayan en önemli faktörlerden biri oldu. Bu adım, aynı zamanda likiditeyi daraltarak TL’nin değerini korumaya yönelik bir hamle olarak da değerlendiriliyor.

Döviz Satışlarıyla Eşzamanlı Müdahale

21 Mart Çarşamba günü, aynı zamanda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün, TCMB’nin net döviz pozisyonunda 11,2 milyar dolarlık bir azalma yaşandı. Bu rakam, o gün yapılan ciddi boyutta bir döviz satışına işaret ediyor. Reuters’ın aktardığına göre bu satışlar, takip eden günlerde de devam etti.

Piyasalarda artan satış baskısını kırmak isteyen Merkez Bankası, yalnızca faiz aracını değil, aynı zamanda farklı vadelerde döviz satım ve likidite yönetim araçlarını da devreye aldı.

TCMB’nin Likidite Araçları Devreye Girdi

Merkez Bankası, döviz satışlarının yanı sıra TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihaleleri, 56 gün vadeli depo ihaleleri ve 91 güne kadar vadesi olan likidite senetleri gibi enstrümanlarla da piyasaya müdahale etti. Bu araçlar, piyasadaki TL talebini artırmayı ve dövize olan yönelimi azaltmayı hedefliyor.

Uzmanlar, bu tür karma sıkılaştırma adımlarının kısa vadede döviz kuru üzerinde baskıyı azaltabileceğini, ancak uzun vadede yatırımcı güvenini koruyacak yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Faiz Artışı, Ekonomik Beklentileri Nasıl Etkiliyor?

Gecelik faizlerdeki bu sert artış, sadece bankalararası piyasaları değil, aynı zamanda kredi faiz oranlarını, tüketici talebini ve yatırım eğilimlerini de doğrudan etkiliyor. Bankaların fonlama maliyetinin yükselmesi, ticari kredilerde faizlerin artmasına ve dolayısıyla ekonomik yavaşlamaya yol açabilir. Ancak bu adım, yüksek enflasyonu kontrol altına almak adına atılmış bir “zorunlu müdahale” olarak görülüyor.

Piyasalarda Beklenti: Sıkılaştırma Devam Edecek mi?

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın son adımlarını “acil müdahale niteliğinde” değerlendirse de, sürecin burada bitmeyeceği görüşünde. Özellikle enflasyondaki kalıcı düşüş sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmanın kademeli olarak sürdürülebileceği öngörülüyor.

TCMB’nin bir sonraki adımının ne olacağı, hem kur üzerindeki baskı hem de iç talepteki hareketlilikle şekillenecek. Bu nedenle para politikası yönetimi önümüzdeki haftalarda yatırımcıların odağında kalmaya devam edecek.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz