Yuval Noah Harari, Yeni Kitabında Yapay Zeka Çağına Dikkat Çekti: Yeni Tanrılar Geliyor
Yuval Noah Harari’nin yeni kitabı “Nexus”, yapay zekanın yükselişi, bilgi kavramı ve insan toplulukları üzerindeki etkileri üzerine çarpıcı bir analiz sunuyor. “Sapiens” ve “Homo Deus” gibi büyük tarih anlatılarıyla tanınan Harari, bu kez insanlığın yeni “tanrıları” olarak tanımladığı yapay zekanın getireceği olası tehlikelere dikkat çekiyor. Özellikle yeni mitolojilerin, siyasi hareketlerin ve finansal sistemleri sarsacak ürünlerin ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor. Harari’nin kitabı, teknolojinin hayatımıza kattığı olasılıkları ve bu olasılıkların nasıl birer tehdit unsuru olabileceğini geniş kapsamlı bir anlatı ile işliyor.
İlk olarak John Milton’un 1644 yılında yayınlanan “Areopagitica” adlı broşürüne atıfta bulunarak başlıyor. Milton, basın özgürlüğünü savunurken, hakikatin ve yanlışlığın serbest bir ortamda rekabet etmesi gerektiğini savunuyordu. Ona göre yanlış olanlar da serbestçe yayılmalı ve bu yarışta doğrular eninde sonunda üstün gelecekti. Ancak Harari, Milton’un bu görüşüne “fazla naif” bulduğunu belirterek, bilgiye dair bu özgürlükçü anlayışın bugünün dünyasında yeterli olmadığını savunuyor. Özellikle internetin yaygınlaşması ve dezenformasyonun artmasıyla birlikte, daha fazla bilginin her zaman doğruyu ve iyiyi beraberinde getirmediğini vurguluyor. Bilgiyi “doğrulama” süreciyle ırkçılık ve totalitarizmin önüne geçilemeyeceğini, bunun sadece yüzeysel bir çözüm olacağını belirtiyor.
“Nexus” ve Yapay Zekanın Yeni Mitolojileri
Harari, yeni kitabı “Nexus”’ta yapay zekayı “yeni tanrılar” olarak tanımlıyor ve bu teknolojinin nasıl insanlığın üzerinde tehlikeli etkiler bırakabileceğini ele alıyor. Ona göre, yapay zeka bir bilgi ağı olarak insanları manipüle etme ve yönlendirme potansiyeline sahip. Özellikle yapay zekanın tehlikeli mitler, kültler ve siyasi hareketler yaratma riski taşıdığını vurguluyor. Kitapta, yapay zekanın siyasi, sosyal ve ekonomik düzenleri nasıl dönüştüreceği konusunda tarihsel örnekler ve geleceğe yönelik tahminler yer alıyor. Özellikle yapay zekanın dezenformasyon yayma kapasitesinin demokrasi üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor.
Harari, teknolojinin gelişimiyle birlikte bilginin ne anlama geldiğini yeniden tanımlıyor. Ona göre, bilgi artık hakikatle temel bir bağdan yoksun olabilir. Bilgi, insanların birbirine bağlanması ve organize olması için bir araçtır. Bu bağlamda, bilginin sosyal düzeni kuran bir araç olarak mitler, dini metinler ve hikayeler aracılığıyla nasıl kullanıldığını tarihsel bir perspektifle ele alıyor. Harari, bu hikayelerin tamamen doğru olmak zorunda olmadığını, hatta kurgunun toplumları organize etmekteki gücünü vurguluyor. Yasalar, para birimi, milletler ve tanrılar gibi soyut kavramların paylaşılan anlatılar aracılığıyla var olduğunu belirtiyor.
Yapay Zeka ve İnsanlığı Bekleyen Gelecek
Harari, yapay zekayı “uzaylı zekası” olarak nitelendiriyor. Ona göre yapay zeka, insanlık için yepyeni bir tür zeka biçimi ve bu, gelecekte birer “yeni tanrı” haline dönüşebilir. Algoritmaların insanların düşüncelerini ve davranışlarını şekillendirmesi, siber saldırılar ve çevrimiçi radikalleşmenin yapay zeka tarafından daha da güçlendirilmesi olasılığına dikkat çekiyor. Yapay zekanın, insanların kaderi üzerinde etkili olacak büyük değişimlerin habercisi olabileceğini ve bu teknolojinin sosyal ve politik düzenleri ciddi şekilde etkileyeceğini öngörüyor.
Harari’nin asıl endişesi, yapay zekanın kontrolü altında olabilecek otokratik yönetimlerin, güçlerini pekiştirme amacıyla bu teknolojiyi kullanabilecek olmalarıdır. Özellikle bir liderin yapay zeka destekli bir gözetim sistemine bağımlı hale gelmesi ya da nükleer silahların kontrolünü yapay zekaya devretmesi gibi senaryoları tartışıyor. Bu tür senaryolar kulağa abartılı gelse de, Harari’nin amacı gelecekte bu tür risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamak.
Tarihin Işığında Yeni Zorluklar
Harari, yapay zekanın dünya üzerindeki etkilerini tarihsel bir bakış açısıyla ele alıyor. İnsanların tarihte dini metinlerle ve diğer anlatılarla nasıl organize olduklarına değinerek, yapay zekanın da benzer bir şekilde insanları organize eden yeni bir araç haline gelebileceğini belirtiyor. İncil’in tarihine ve kutsal metinlerin nasıl yaratıldığına dair derinlemesine analizler yaparak, bu metinlerin zaman içinde toplumları nasıl şekillendirdiğine vurgu yapıyor. Bu durumu yapay zeka ile kıyaslayarak, bugün yapay zeka hakkında alınan kararların insanlığın geleceğini şekillendireceğini öne sürüyor.
Yapay zekanın potansiyel risklerinin yanında, Harari kitabında bilginin organize edilme biçimlerinin demokrasiler ve totaliter rejimler üzerinde nasıl farklı etkiler yarattığını da tartışıyor. Demokraside bilginin akışı merkezsizken, totaliter rejimlerde bilgi akışı bir merkezden kontrol edilir. Bu kontrol, bilgi teknolojilerinin daha da gelişmesiyle otoriter rejimler için daha büyük bir güç unsuru haline gelebilir.
Sonuç olarak, Yuval Noah Harari‘nin yeni kitabı “Nexus”, yapay zeka, bilgi ve güç arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceliyor. Harari, gelecekte bizi bekleyen teknolojik, sosyal ve siyasi değişimlere dair uyarılarda bulunurken, insanlık tarihinden alınacak derslerin bu zorluklarla başa çıkmada yol gösterici olabileceğini belirtiyor.