Yaşlanmanın Zarafeti: Philippine Leroy-Beaulieu’den İlham Veren Bir Hikâye
Netflix’in sevilen dizisi Emily in Paris’in Fransız yıldızı Philippine Leroy-Beaulieu, 61 yaşında cesur bir duruş sergileyerek yaşlanmaya dair algıları sarsıyor. Leroy-Beaulieu, geçtiğimiz eylül ayında Saint Laurent defilesinde giydiği yarı saydam gece mavisi elbisesiyle moda dünyasında ve toplumda hâlâ “seksi” olunabileceğini kanıtladı. Eleştirmenler, bu görünümün Fransa’da yaşlı kadınların özgüvenli ve zarif bir şekilde yaşlanmalarına dair güçlü bir mesaj verdiği görüşünde.
Yaşın Ötesinde Bir Tavır
Fransız kadınlar, yaşlanmanın estetiğini yeniden tanımlıyor. Kadınlık ve yaşlanma konusunda dayatılan katı normlara meydan okuyan Christine Lagarde (68) ve Elisabeth Borne (63) gibi isimler, doğallığın gücünü temsil ediyor. Fransa’da yayınlanan bir ankete göre, genç jenerasyonun estetik müdahalelere ilgisi yüksekken, 55-64 yaş grubundakiler daha çok doğal bir yaşlanmayı tercih ediyor.
Bu değişim, kırışıklıklarla çekicilik iddiasını savunan yazar Valérie Trierweiler ve Constance Vergara gibi isimlerle destekleniyor. Trierweiler, “İnsan kırışıklıklarla da çekici olabilir” diyerek yaşlanmanın fiziksel değil, ruhsal özgürlükle daha anlamlı hale geldiğini vurguluyor.
“Emily in Paris” ile Gelen Cesaret
Philippine Leroy-Beaulieu, Sylvie karakteri aracılığıyla yaşa dayalı önyargılara meydan okuyor. Dizide, gösterişli kıyafetleri ve keskin zekasıyla dikkat çeken pazarlama patronunu canlandıran Leroy-Beaulieu, sektöre geç girmenin zorluklarını anlatarak, “Beni çok yaşlı bulacaklarını sanıyordum” diyor. Ancak bugün, kariyerinin zirvesinde olan oyuncu, zarafeti ve oyunculuğuyla yalnızca dizinin değil, Fransa’nın da sembol isimlerinden biri haline geldi.
Fransa’da Yaşlanma ve Güzellik Algısı
Fransa, uzun zamandır yaşlanma konusundaki farklı yaklaşımların merkezi olmuş bir ülke. Feminist teorinin etkisiyle ataerkilliğe meydan okuyan Fransız kadınlar, bir yandan da film ve moda endüstrisinde nesneleştirme ile mücadele ediyor. Philippine Leroy-Beaulieu, Christine Lagarde ve Elisabeth Borne, bu dönüşümde öncü figürler olarak dikkat çekiyor.
Birçok yaşlı Fransız kadın, yaşlanmanın estetik ve toplumsal boyutunu yeniden tanımlarken, güzelliğin dayatmalardan öte bir özgürlük alanı olduğunu gösteriyor.