Nicole Kidman NYT’ye Konuştu: “Filmde Cinsellik Çok Fazla ve Bu Cesaret Gerektiriyor”
Oscar ödüllü ünlü aktris Nicole Kidman, son filmi Babygirl ile yeniden dikkatleri üzerine çekiyor. The New York Times’a (NYT) verdiği röportajda Kidman, filmin yoğun cinsellik içeren sahnelerinin yanı sıra varoluşsal sorgulamalara odaklanan derin temalarını anlattı.
Babygirl ve Cinsellik Teması
Halina Reijn’in yönettiği Babygirl, Kidman’ın canlandırdığı CEO Romy karakterinin hikayesini konu alıyor. Romy, kocası (Antonio Banderas) tarafından el üstünde tutulmasına rağmen, cinsel hayatındaki tatminsizliğini genç bir stajyerle ilişki yaşayarak gidermeye çalışıyor. Bu çalkantılı ilişki, karakterin hem arzularıyla hem de kendi kimliğiyle yüzleşmesine neden oluyor.
Kidman, filmi şöyle tanımlıyor:
“Elbette cinsellik temalı bir film ama aynı zamanda ‘Kimim ben?’ sorusunu soran bir kadını anlatıyor. Seyirciler bu sorgulamayı kendi hayatlarında da hissedebilecekleri için film çok etkileyici.”
Cinsellik ile Varoluşun Birleşimi
Kidman, Babygirl filminde cinselliğin yalnızca bir tema değil, aynı zamanda varoluşsal sancıların bir aracı olduğunu söylüyor. Filmin seyirci üzerindeki etkisi hakkında şunları dile getirdi:
“Film hem rahatsız ediyor hem de büyülüyor. İnsanların bu kadar açık bir şekilde kendilerini savunmasız hissetmelerine sebep oluyor.”
Filmi izlerken yönetmen Halina Reijn’in desteğine ihtiyaç duyduğunu belirten Kidman, “İlk izleyişimde kendimi öylesine çıplak ve savunmasız hissettim ki başımı Halina’nın göğsüne yaslamak zorunda kaldım” dedi.
Halina Reijn ile Güçlü İşbirliği
Kidman, kadın bir yönetmenle çalışmanın sağladığı güven ortamından da bahsetti. Halina Reijn ile işbirliğini şu sözlerle anlattı:
“Onunla çalışmak, en yakın arkadaşınızla bir şey yaratmak gibi. İnsanı inanılmaz derecede güvende hissettiriyor. Bu tür bir projede bu kadar içten bir ilişki kurmak benim için çok değerliydi.”
Nicole Kidman: “Oyunculuk Cesaret Gerektiriyor”
Cinsellik içeren sahnelerin getirdiği zorluklara rağmen Kidman, bu tür rolleri kabul etmenin onun için bir özgürleşme yolu olduğunu belirtti. “Bazı insanlar bu tür sahnelerde cesaret gerektiğini düşünüyor. Ama benim için bunu yapmamak çok daha yıkıcı olurdu” diyerek, rolün hem kişisel hem de mesleki hayatındaki önemine dikkat çekti.
Cinselliğin Ötesinde Bir Film
Kidman’a göre, Babygirl sadece cinsellik değil, aynı zamanda sırlar, kimlik ve kendini ifade edememe üzerine bir hikaye. Erkek izleyicilerden gelen tepkilerden bahsederken şu yorumu yaptı:
“Bazı erkek dostlarım filmi izledikten sonra, ‘Bu film sırlarla ve kendini ifade edememekle ilgili’ dediler. Bu da aslında herkesin içinde bir parça taşıdığı bir özgürleşme duygusu yaratıyor.”
Ödüller ve Kişisel Dönüşüm
Kidman, Babygirl filmindeki performansıyla Venedik Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Ancak annesi Janelle’in ölümünden dolayı törene katılamadı. Annesinin ölümünün ardından daha derin bir bakış açısı geliştirdiğini söyleyen Kidman, annesiyle son yıllarında yaptığı konuşmaların hayatına etkisini şöyle anlattı:
“Annemle geçirdiğim son 10 yıl çok yoğundu. Vücudu çökerken zihni yerinde kalan son derece entelektüel bir kadındı. Onun hayal kırıklıklarını görmek, benim hem anneliğimi hem de kendimi yeniden sorgulamama neden oldu.”
Babygirl’ün Kariyerine Etkisi
Kidman, Babygirl filminin derinliği ile Netflix’te büyük ilgi gören The Perfect Couple dizisinin aynı döneme denk gelmesinin kendisi için ilginç bir tesadüf olduğunu belirtti:
“Bu iki yapım birbirinden çok farklı ve farklı izleyicilere hitap ediyor. Diziyi izleyen birçok kişi, filmin varlığından bile haberdar olmayabilir. Ancak önemli olan yaptığınız işe duyduğunuz sevgiyi koruyabilmek.”
Gelecek Planları: Tiyatroya Dönüş
Son olarak, Kidman tiyatro projelerine odaklanmak istediğini dile getirdi:
“Tiyatro, daha küçük ve kişisel bir alan sunuyor. Şu an için bunun cazibesine kapıldım. Büyük platform yapımları ile bağımsız projeler arasında gidip gelmeye devam edeceğim.”
