Madi Terzi: “Biz Sana Beyonce Lopez mi Diyelim Yoksa Sen Gerçek İsmini Söylemek İster misin Hadise Açıkgöz?”
Biz sana Beyonce Lopez mi diyelim yoksa sen gerçek ismini söylemek ister misin Hadise Açıkgöz?
Hadise muhtemelen ilk gençlik yıllarında -hala da devam eden şekilde- dev Beyonce ve JLO fanıydı. Ama kendi halinde bir genç kadınla bir pop yıldızının hayranlığı arasında önemli bir fark var. OLMALI!
Tercih ettiği look -daha önce bir ikon tarafından kullanılmasının dışında- Hadise segmenti bir yıldız için sahne görünümü olmalıydı. Davet kombini değil.
Yüksek işçilik ve iyi malzemeyle üretildiği için tabi ki elbise kusursuz. Ama ne giyildiğinden çok, nerede ne giyildiği önemli olduğu için değerini zayıflatmış. Popülerite heveslisi yeni yetme bir dizi oyuncusu giyse, daha anlaşılır olabilirdi ama Hadise için ı ıh!
Sevgili Hadise ya stylingini değiştirmeli ya da kendisi için konumlandırmak istediği marka değerini gözden geçirmeli.
Makyajı her zamanki gibi muhteşem olan Hadise’nin yavan tattaki kombininin en vasat halkası; ojeleri. Ton sür ton tercihlerde komple ana parçaya uyum sağlayan görsel detaylar tercih edilmelidir. 90’lı yıllarda sabah kuşağı kadın programı sunmuyorsanız, gold/ leopar efektli ana parçaları kırmızı oje veya rujla tamamlamazsınız. Malum olay 21.yüzyılda geçiyor ve olay mahali Venedik. O yüzden o manikürün konumuzla alakası yok.
Bir kalp kaç defa severse sevsin, bizim için orada hep sana yer var Hadise Lopez! Lütfen yeteneğin kadar orijinal görünümlerle aklımızı başımızdan al artık. Çünkü taklitçiliği klasına hakaret sayarız.
****
Küçük Prens Gezegeninde Bir Elçin Sangu
Peki geliyor musun hiç B-612 asteroidine falan?
Elçin Sangu gibi muhteşem bir kadın bu kombiniyle -eğer 14 yaş doğum günü değilse- ancak Küçük Prens’in yaşadığı gezegene gider!
Genetik torpili ginger renklerinin avantajını kullanmamak için tüm tuşlara basmak da biraz şey…
Kalemle çizilmiş kadar kusursuz hatlara sahip olan Elçin Sangu giydiği mint yeşili elbiseyi, aynı rengin daha doygun bir tonunda tercih etseydi… Yok yine olmazdı! Lise mezuniyetinde belllllki…
Olay Ortadoğu kırsalında geçiyor olsa anlarız o kadar taş ve otriş hevesini ama lokasyon İstanbul! Elçin Hanım içimizdeki İrlandalı oluşunu ten/ cilt rengi kısmında tutsaydı keşke… Bu resmen kendi güzelliğine ihanet!
Ayrıca kombininize uygun renkte far sürme obsesyonu 80’lerde kalmamış mıydı?
Elbise nefis bu arada… Belli ki şahane işçilik var ama doğru zamanda, doğru yerde değil.
Elçin Sangu’yu görsel hafızamızı alt üst eden güzelliğini vurgulayacağı görünümlerle görme dileğimizi ağaç dalına bağladık. Umarım dileklerimiz gelecek Hıdırellez’e, başka bahara kalmaz.
****
Yüsra Geyik Kendini Trollemiş
Almanca deyimlerde uzun tanımlamaların tek kelimelik karşılıkları olur ya… Yüsra Geyik de bizim için ‘aslında çok güzel olabilecekken kendini harcayıp vasatlık çizgisine hapsetmek’ anlamına gelen cümleyi görselleştirmiş. Umarız bir dahaki sefere duygularını sözel düzlemde tutar, zira 3 boyut her zaman şahane bir şey değil!
O kadar orantılı bir fiziği var ki, tüm uğraşlarına rağmen onu bozamamış. Hala bacaklar sülün, tors bir büst gibi.
Peki bir bahar akşamı gece eğlenmeye çıkmak için hazırlanmaya başlamış ama, altında şort pijama/ üzerinde gece giyeceği gömlek lookunu gören bir arkadaşı da mı uyarmamış?
Dikkatinizi çekerim “BAHAR AKŞAMI”! O gömlek bir yaz kombini için çok tok kumaşlı ve karşısındakine bile hafakanlar bastıracak kadar kapalı yaka…
Cesur ve gizemli göğüs dekoltesi çok cool ama BAHARDA!
Peki o Deniz Kızı görse bacaklarının olması sevdasından vazgeçeceği ayakkabıları?
Yüsra Hanım kusursuz siluetini vurgulamak isterken adeta kendini trollemiş.
Naçizane tavsiyemiz işe saçlarından başlayıp, koyu kestaneye boyattığı ama altındaki gençlik hatası kınanın kustuğu saç rengini değiştirmesi. Sonrası daha kolay… Çünkü öyle bir fiziği kötü göstermek için çabalamasa yeter.
