Kaboğlu’ndan Sert Tepki: “Adalet Sarayında Adaletin Çöküşüne Tanık Olduk”
İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, baro yönetiminin görevden alınmasına yönelik karara sert sözlerle tepki gösterdi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile birlikte Çağlayan’daki duruşma sonrası açıklama yapan Kaboğlu, “Hukuka sarıldık, onlar hukuka saldırdı. Bugün adaletin çöktüğü ana tanık olduk” dedi.
İstanbul Barosu Yönetimi Görevden Alındı
İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Barosu yönetiminin görevine son verilmesine ve yeniden seçim yapılmasına karar verdi. Karar, baro yönetimine UYAP üzerinden bildirildi. İstanbul Barosu kararı istinafa taşıyacağını duyurdu.
Karar kesinleşinceye kadar mevcut yönetim görevine devam edecek.
Kaboğlu: “Bizi Hukukla Yıldırmak İstediler”
İbrahim Kaboğlu, görevden alma sürecine dair detayları kamuoyuyla paylaşarak yargı sürecinde hukukun temel ilkelerine uyulmadığını ifade etti. Süreci “hukuki değil, siyasi” olarak değerlendirdi:
“Biz yargıyı protesto etmedik. Süreci hukuk içinde yürütmek için elimizden geleni yaptık. Ama genç bir savcıya sorduğum hiçbir sorunun cevabını alamadım. Yargıç ise tüm taleplerimizi reddetti.”
“Bugün Kara Bir Gün Ama Aynı Zamanda Direnişin Günü”
Baro Başkanı, adil yargılanma hakkının çiğnendiğini ve duruşma salonunu bu nedenle terk ettiklerini söyledi. Ancak bu sürecin kendilerini yıldırmayacağını belirtti:
“Bugün aslında kara bir gün. Ama aynı zamanda Türkiye’de savunma mesleğinin en güçlü olduğu gün. 200 bin avukatı susturamazlar.”
Sağkan: “Barolar Susturulamaz”
TBB Başkanı Erinç Sağkan da karar sonrası yaptığı açıklamada sert ifadeler kullandı. Kararı “hukuk adına utanç verici” olarak nitelendiren Sağkan, baroların bağımsızlığına müdahale edildiğini savundu:
“Bugün burada yargılama yapılmadı. Bugün 85 milyonun savunma hakkı gasp edildi. Baroları susturamazsınız, dizayn edemezsiniz. Savunma susmadı, susmayacak.”
Ulusal ve Uluslararası Destek Vurgusu
Kaboğlu, yalnızca Türkiye’deki baroların değil, Avrupa barolarının da dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Duruşmayı izleyen yabancı hukuk temsilcileriyle birlikte, kararın meşruiyetinin uluslararası hukuk çevrelerinde de sorgulandığını belirtti.