Yılmaz Güney’in Cinayet Davasındaki Savcı Konuştu: “Fevri Bir Hareketti”
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Yılmaz Güney, ölümünün 40. yılında anıldı. ‘Çirkin Kral’ lakabıyla bilinen Güney, özellikle toplumun alt sınıflarının sesi olarak kabul edilen güçlü bir figürdü. Eşi Fatoş Güney, anma töreninde, “O yoksulların umudu, susturulmaya çalışılanların da haykırışı oldu” ifadelerini kullanarak Güney’in toplumdaki yerini vurguladı.
1937 doğumlu olan Yılmaz Güney, 1974 yılında Adana‘da çektiği ‘Endişe’ adlı filmi sırasında, Yumurtalık İlçe Hakimi Sefa Mutlu’yu bir tartışma sonucunda vurarak ölümüne sebep olmuştu. Bu olay, Türk sinema tarihinin en dramatik anılarından biri olarak kayıtlara geçti. Asli fail olarak yargılanan Güney, 19 yıl hapis cezasına çarptırılmış, daha sonra yurt dışına kaçmış ve 1984 yılında Paris’te hayatını kaybetmişti.
Cinayet Anını Dönemin Savcısı Anlattı
Dönemin Yumurtalık Cumhuriyet Savcısı ve daha sonra DYP Adana Milletvekili olan Yalçın Öğütcan, yıllar sonra cinayet davası ile ilgili detayları Sözcü gazetesine anlattı. Savcı Öğütcan, olayın fevri bir hareket sonucu gerçekleştiğini belirtti. Olayı şu sözlerle açıkladı:
“Yılmaz Güney o gece yemek masasında tabancasını havaya doğru ateşliyor. Hakim Sefa Mutlu da yan masada oturuyor ve bu duruma tepki gösteriyor. Alkolün etkisiyle sözlü sataşmalar yaşanıyor ve sonucunda cinayet işleniyor. Olayı inceledik ve Yılmaz Güney’i gözaltına aldık. Kendisi, ‘Ben hümanist bir insanım, cinayetle ilgim yok’ dedi.”
Savcı Öğütcan, Güney’in yeğeni Abdullah Pütün‘ün suçu üstlenmeye çalıştığını ancak ifadelerin çelişkili olduğunu belirtti. Olay yerindeki tanıklar, tuvalete gittiklerini ve olayı görmediklerini öne sürerek adaleti yanıltmaya çalıştılar. Savcı Öğütcan, “Ateş edip ölüme sebebiyet veren Yılmaz Güney’di fakat bu olay planlı bir cinayet değildi, bir anlık fevri bir hareket sonucuydu” dedi.
Olayın Ardından Gelen Tepkiler
Yılmaz Güney’in mahkumiyeti, özellikle sanat dünyasında ve toplumun alt kesimlerinde büyük bir tartışma yaratmıştı. Hümanist olduğunu her fırsatta dile getiren Güney, bu olayla birlikte toplumun gözünde farklı bir yöne evrildi. Cinayetin fevri bir hareket olduğunu savunanlar kadar, Güney’i eleştirenler de oldu.