Prof. Dr. Ergönül: “M-Çiçeği Vaka Sayısı Artabilir Ama Pandemi Beklenmiyor”
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, M-çiçeği hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Oksijen’e verdiği röportajda Ergönül, M-çiçeği vakalarının görülebileceğini ancak yeni bir pandemi beklemediklerini belirtti.
M-Çiçeği Hastalığının Yayılma Riski Düşük
Prof. Dr. Ergönül, M-çiçeği hastalığının Covid-19 gibi solunum yoluyla değil, daha çok yakın temas yoluyla bulaştığını vurguladı. Ergönül, “M-çiçeği, deri döküntüleriyle tanınıyor. Bu döküntüler genellikle deriden kabarık, bazen su dolu, bazen de iltihaplı olabiliyor. Bulaş yolu ise genellikle çok yakın temas; örneğin tokalaşma, ortak eşya kullanımı ya da cinsel ilişki yoluyla yayılıyor” dedi. Bu nedenle, Covid-19’a kıyasla bulaş hızının oldukça düşük olduğunu ve bu hastalığın yayılmasının sınırlı kalacağını belirtti.
Türkiye’de Vaka Görülebilir
Ergönül, Afrika’da yayılmaya başlayan M-çiçeği hastalığının Avrupa’da da görüldüğünü ve Türkiye’de vaka görülmesinin şaşırtıcı olmayacağını söyledi. Ancak, solunum yoluyla bulaşmadığı için hastalığın büyük bir yayılım göstermeyeceğini ve pandemi seviyesine ulaşmayacağını belirtti.
M-Çiçeği Diğer Hastalıklardan Daha Avantajlı
Prof. Dr. Ergönül, M-çiçeği hastalığının diğer ciddi enfeksiyon hastalıklarına göre daha avantajlı bir durumda olduğunu ifade etti. “Virüs, tüm faaliyetini deride gösteriyor ve diğer organlara tutunmuyor. Bu nedenle, gereken tedavi yapıldığında hastalık çoğunlukla tehlikeli bir boyuta ulaşmıyor” dedi.
Tedavi ve Aşı Durumu
M-çiçeği için geliştirilen Tecovirimat adlı etkili bir ilaç olduğunu belirten Ergönül, ilacın ABD’de henüz onay almadığını ancak İngiltere’de kullanıldığını söyledi. Ayrıca, Danimarka’da yeni geliştirilen bir aşının şu anda Afrika’da uygulandığını, Türkiye’nin de bu tedavileri alabileceğini ancak bunun için önce gerekli olup olmadığına karar verilmesi gerektiğini ifade etti.
Risk Grubu: 50 Yaş Altı
Prof. Dr. Ergönül, bu hastalıkta risk grubunun 50 yaş altı bireyler olduğunu vurguladı. 1980 yılından önce çiçek aşısı olmuş kişilerin bu hastalığa karşı korunduğunu belirtti. Ergönül, bu durumun Covid-19’dan farklı olarak genç nüfusu daha fazla etkileyebileceğini belirtti.