Marmara Denizi’nde Müsilaj Krizi: 22 Maddelik Plan Neden İşe Yaramadı?
Marmara Denizi’nde 2021 yılında yaşanan müsilaj krizi sonrası hükümet ve yerel yönetimler, 22 maddelik bir eylem planı hazırladı. Ancak, 2025’e kadar ulaşılması hedeflenen çevresel iyileşmelerin büyük bir kısmı başarılmış gibi görünse de, atık arıtma konusunda yaşanan büyük ihmal, müsilaj krizinin kalıcı hale gelmesine neden oldu.
Deniz ekosisteminin korunması için kritik olan atık arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülmesi sürecinde yalnızca %0.7’lik bir ilerleme kaydedildi. Uzmanlara göre, bu durum müsilajın tekrar oluşmasına zemin hazırlıyor ve Marmara’nın geleceğini tehdit ediyor.
Marmara Denizi İçin 22 Maddelik Eylem Planı Neydi?
Müsilajla mücadele amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan 22 maddelik eylem planı, dönemin bakanı ile Marmara kıyısındaki 7 ilin belediye başkanları ve valileri tarafından imzalandı. Planın amacı, Marmara’nın kirlilik yükünü azaltarak ekosistemi korumaktı.
Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, eylem planının nasıl uygulandığını şu sözlerle anlatıyor:
“Planın ilk aşamasında koordinasyon kurulu ile bilim ve teknik kurul oluşturuldu. Ardından Marmara Denizi’nin tamamını koruma alanı ilan etmek gibi önemli adımlar atıldı. 2021’de Marmara, özel çevre koruma bölgesi ilan edildi.”
Ancak, atık yönetimi konusunda en kritik adımlardan biri olan ileri biyolojik arıtma tesislerine geçiş süreci neredeyse hiç ilerleme kaydedemedi.
Başarısızlık Nerede? Atık Arıtma Tesisleri Neden Yükseltilmedi?
Eylem planının 5. maddesi, Marmara Denizi’ne atılan tüm atıkların ileri biyolojik arıtma tesislerinde işlenmesini zorunlu kılıyordu. Ancak 2021’de atıkların yalnızca %51’i ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulurken, 2024 itibarıyla bu oran yalnızca %51.7’ye çıkabildi.
Prof. Dr. Mustafa Sarı, atık arıtma sistemlerinin geliştirilmemesinin tüm çabaları boşa çıkardığını belirtiyor:
“Eylem planının amacı Marmara’nın kirlilik yükünü azaltmaktı. Ancak kirliliği önlemeye yönelik en kritik adım atık arıtmaydı. Bu konuda hiçbir ilerleme kaydedemedik. Marmara, 40 yıldır atık çukuru olarak kullanılmaya devam ediyor.”
Bu ihmal nedeniyle deniz ekosistemi üzerindeki baskının devam ettiğini belirten Sarı, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte müsilajın tekrar ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
Müsilajın Sebebi: Marmara’nın Atık Çukuru Olarak Kullanılması
Müsilajın temel nedeni, denize bırakılan evsel, endüstriyel ve tarımsal atıkların deniz suyu üzerindeki ekolojik dengesini bozması.
Marmara Denizi’nin 40 yıldır bir atık çukuru gibi kullanıldığını vurgulayan Sarı, bu durumu şu sözlerle açıklıyor:
“Atık su arıtma tesislerini ileri biyolojik arıtma sistemine dönüştürmek yerine sadece mevcut arıtma yöntemlerini uygulamaya devam ettik. Bu yüzden Marmara’nın kirlilik yükünü azaltmakta başarısız olduk. Sonuç olarak müsilaj, gelecekte de büyük bir tehdit olmaya devam edecek.”
Marmara’da Müsilaj Geri Gelecek mi?
Mevcut veriler, Marmara Denizi’ndeki müsilajın sıcaklıkların artmasıyla birlikte geri döneceğini gösteriyor.
İstanbul Moda Sahili’nde geçtiğimiz hafta çekilen görüntüler, denizin hâlâ ciddi bir kirlilik yükü taşıdığını ve yüzeyde müsilaj oluşumlarının görülmeye başlandığını ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya göre:
“Hiçbir şey yapılmadı demek insafsızlık olur, ancak müsilajın en büyük nedeni olan kirliliği önlemek için gerekli adımlar atılmadı. Bu yüzden müsilajın tamamen yok olması mümkün değil.”
Peki Çözüm Ne?
Eğer Marmara Denizi’nin ekosistemi korunmak isteniyorsa, atık yönetimi konusunda ciddi bir reform yapılması gerekiyor. Uzmanlara göre:
- İleri biyolojik arıtma tesislerinin zorunlu hale getirilmesi ve hızla uygulanması gerekiyor.
- Sanayi atıklarının denetimi sıkılaştırılmalı, kaçak deşarjların önüne geçilmeli.
- Arıtma tesislerinin finansmanı artırılmalı ve belediyeler bu konuda zorunlu adımlar atmalı.
Sonuç: Eylem Planı Başarısız mı Oldu?
2021’de hazırlanan 22 maddelik eylem planı, bazı noktalarda başarılı olsa da atık yönetimi konusunda büyük bir eksiklik barındırıyor.
İleri biyolojik arıtma tesislerinin yetersiz kalması, müsilajın kalıcı bir sorun haline gelmesine neden oldu. Eğer önümüzdeki yıllarda bu alanda somut adımlar atılmazsa, Marmara Denizi daha büyük bir çevresel felakete sürüklenecek.