Kazdağları’nın Gözbebeği JES Tehdidiyle Karşı Karşıya! Bölge Halkı Tepkili
Çanakkale Ayvacık’ta zeytinlikler ve tarım arazilerinde yapılması planlanan jeotermal sondaj projesine ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. Proje sonucunda jeotermal enerji santrali inşa edilebilecek, ancak bölge halkı ve çevreciler, kimyasal maddelerin çevreye vereceği zarar nedeniyle endişeli. Bu nedenle projeye karşı dava açmaya hazırlanıyorlar.
Çanakkale Ayvacık’ta Büyük Endişe
Kuzey Ege’nin en özel bölgelerinden biri olan Ayvacık, bir jeotermal sondaj projesiyle karşı karşıya. Çanakkale’ye bağlı ilçede, Bakrom Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından zeytinlikler ve tarım arazilerinde yapılması planlanan sondaj projesi için 29 Ağustos’ta ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. Projede, 1500 metre derinliğe inilerek sondaj yapılacak ve kaynak bulunursa jeotermal enerji santrali (JES) inşa edilecek.
Bölge Halkı Tepkili
Proje, tarım alanları içinde yer alıyor ve Büyükhusun köyüne sadece 850 metre uzaklıkta bulunuyor. Bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları (STK’lar), hem çevresel hem de arkeolojik yapılara yakınlığı nedeniyle projeye karşı çıkıyor. Bölgedeki yer altı sularına ve zeytinliklere zarar verme riski taşıyan projeye dava açılmaya hazırlanılıyor. Assos Dostları Platformu Sözcüsü Cem Tüzün, projenin denize de yakın olduğu ve neden denizi kapsayan alanları içerdiğine dair bilgi sahibi olmadıklarını belirtiyor.
Çevresel Etkiler Büyük Olabilir
Proje karşıtı avukat Seçil Ege, Manisa, Çanakkale ve Aydın’da benzer projelerde yer aldığını ve sondaj sırasında sadece su buharı değil, hidrojen sülfür, arsenik, metan ve cıva gibi zararlı maddelerin de salındığını belirtiyor. Bu kimyasalların hem insan sağlığı hem de çevre üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Ege, geçmiş davalarda bu maddelerin kanser, depresyon, intihar vakalarına yol açtığının belgelendiğini söylüyor. Ayrıca, jeotermal sondajın çevresel etkilerinin sadece Büyükhusun köyüyle sınırlı kalmayacağını, çevredeki diğer köyleri de etkileyeceğini belirtiyor.
Yanlış Algı: Jeotermal Enerji Zararsız mı?
Ege, jeotermal enerjinin yenilenebilir olması nedeniyle çevreye zararsız olduğu algısının yanlış olduğunu savunuyor. Kuzey Avrupa’daki jeotermal santrallerin kapalı devre sistemlerle çalıştığını, ancak Türkiye’de kapalı devre sistem kullanılmadığını belirten Ege, bu nedenle yer altından çıkarılan gazların ve jeotermal akışkanların doğrudan çevreye karıştığını ifade ediyor.
Projeye Dava Açılacak
Bölgedeki arkeolojik yapılara olan yakınlık, jeotermal projenin çevresel etkileri konusunda da endişeleri artırıyor. Lamponia ve Behramkale antik kentlerine yakınlığı ile dikkat çeken projeye karşı daha önce de dava açılmıştı. 2019 yılında başlatılan hukuki süreçte, projenin çevresel etkileri nedeniyle dava kazanılmıştı. Ancak 2024 yılında ÇED olumlu kararı alındı ve bölge halkı yeni bir hukuki mücadeleye hazırlanıyor.
Kazdağları Madenlerle Kuşatılmış Durumda
Kazdağları, maden ve enerji projeleri nedeniyle uzun süredir çevresel tehditlerle karşı karşıya. TEMA Vakfı’nın raporuna göre, Kazdağları yöresinin %79’u IV. grup madenlere ruhsatlı. Bu projeler, bölgedeki arkeolojik ve doğal alanları tehdit ediyor. Jeotermal sondaj projesi de bu çevresel tehditlerin bir parçası olarak görülüyor.
Sonuç Olarak…
Kazdağları’nın gözbebeği olan bu bölge, jeotermal sondaj projesi nedeniyle ciddi bir çevresel tehdit altında. Bölge halkı ve çevreciler, bu projeye karşı hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor.
Kaynak: Oksijen / Esen Dolma