İsmail Saymaz: “Ahmak’tan Ağır Hakaretlere Hafif Ceza, İmamoğlu’na Özel Tarife”
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, köşe yazısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun yargılandığı **”Ahmak Davası”**na verilen hapis cezasını ve bu cezanın orantısızlığını ele aldı. Saymaz, İmamoğlu’na uygulanan cezanın adaletsiz olduğunu savunarak, Türkiye’nin geleceğini etkileyebilecek önemli mesajlar verildiğini vurguladı.
“Siyasi Yasak Mesajı Veriliyor”
Saymaz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği kararın sadece İmamoğlu’nu değil, Türkiye’deki siyaset dengelerini de etkileyeceğini belirtti. “Eğer 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası onanırsa, CHP ve muhalefete ‘İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı gösterirseniz, siyasi yasak getiririz’ mesajı verilmiş olacak” dedi.
Hakim Komşul’un Çifte Standardı
Saymaz, İmamoğlu’nun “ahmak” ifadesi nedeniyle verilen cezanın, diğer benzer davalarda verilen cezalarla kıyaslandığında oldukça ağır olduğunu vurguladı. Hakim Mehdi Komşul, geçmişte çok daha ağır hakaret davalarında daha hafif cezalar vermişti. Saymaz, bu duruma şu örneklerle dikkat çekti:
- Erdoğan’a Ağır Hakaret: Bir kişi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu‘na yönelik ağır küfürler etmiş, ancak Komşul bu hakarete sadece 11 ay 10 gün hapis cezası vermişti.
- Polise Hakaret: Bir polis memuruna “O… ç…” diye hakaret eden kişiye ise hapis cezası yerine, ceza para cezasına çevrilmişti. Hakim, 442 günlük hapis cezasını 8 bin 840 TL para cezasına çevirerek, 20 taksitte ödenmesine karar vermişti.
Saymaz, bu örnekler ışığında İmamoğlu’na verilen cezanın orantısız olduğunu belirtti. “Ahmak mı? ‘Ananızı s…’ mi? Ahmak mı? ‘Hepinizin a… k…’ mı? Hangisi daha ağırdır?” diye sorarak, İmamoğlu’na uygulanan cezanın, siyasi bir karar olduğunu ileri sürdü.
Hakaret Suçlarında Özgürlükçü Yaklaşım Çağrısı
İsmail Saymaz, hakaret suçlarında daha özgürlükçü bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini belirtti. “Hakaret suçlarında özgürlükçü davranılmalı. Siyasetçiler ve kamu görevlileri daha toleranslı olmalı. Hakaret cezaya değil, tazminat davasına konu edilmeli” diyerek, bu tür suçlar için cezai yaptırım yerine tazminat davalarının daha uygun olduğunu savundu.