Fatih Altaylı: “Lavuklar Panikte. Avanta ile Yaşamaya Alışmışlar Bir Kere”

Fatih Altaylı: "Lavuklar üretmez.Onlar tufeylidir.Üretmeden, asalak gibi iktidarların üzerinde yaşarlar.Fikirleri yoktur, fiyatları vardır.Üretimleri yoktur, avantaları vardır.Panikleri de işte bu yüzden."

Bursa’daki görüntü, “lavukların” niye azdığını, neden her zamankinden daha saldırgan hale geldiğini, niye her gün bir vatanseveri hedef haline getirdiklerini, niye muhalefet etmeyi ihanet etmek gibi göstermeye çalıştıklarını anlatıyor.

Bursa’daki görüntü net konuşuyor, her şeyi anlatıyor.

Bursa’daki görüntü dediğim şu.

Bursalı çiftçiler traktörleriyle İstanbul-İzmir yolunu trafiğe kapatıp “Hükümet istifa” sloganları attılar.

Eylemleri henüz Fransa’daki çiftçiler boyutuna varmasa da, iktidarın tüm politikaları gibi, tarım politikalarının da iflasına açık ve net tepki gösterdiler.

Oysa aynı çiftçiler, çok değil 7 sene önce bir futbol sahasında toplanmış ve iktidarın Anayasa değişikliğine desteklerini göstermek için muhtemelen aynı traktörleriyle “Evet”i oluşturmuşlardı.

Çünkü iktidar onlara “Verin yetkiyi görün etkiyi” diyordu onlar da etkiyi görmek için yetkiyi vereceklerini açıklıyorlardı.

Etkiyi mi yoksa başka bir şeyi mi gördüler şimdi artık belli oldu.

Belli ki, yetkinin kullanım şeklinin sonuçlarından memnun değiller ve istifa istiyorlar.

Gariptir, çiftçilere en büyük eleştiriyi getirenler ise muhalif olduğunu iddia edenler.

“Beter olun” dercesine sosyal medya paylaşımları yapıyor, 7 sene önceki tavırlarından dolayı buna müstahak olduklarını söylüyorlar.

Bunlar demokrasinin ne olduğunun farkında değiller.

Demokrasi tam da budur işte.

Bazen yanılmak ve yanıldığını anlayınca fikir ve taraf değiştirmektir.

Bugün kızdığınız çiftçiler, tüm olanlara rağmen taraf değiştirmeyip, hâlâ ve her şeye karşın iktidarı destekleseler daha mı iyiydi!

Demokrasi hatayı kabul etmeyip inat etmek mi!

Yanlışa sarılmak mı!

Demokrasi çok da derin düşünmeyen kitlelerin kısa vadeli çıkarları için tercih yapmasından ibaret.

Daha derin düşünebilenler elbette onlara yol göstermeye çalışır ve önceden uyarır ama dinlemek zorunda değillerdir. Bu yüzden çiftçilere kızmak hiç birimizin ne haddine ne de akıllı bir tutum.

Unutmayın demokrasi döneklerin rejimidir.

Üretime katkıda bulunanların, bu katkı değersizleştirilince dönmeleri sayesinde yaşar.

Dönmeyenler ise yukarıda bahsi geçen “lavuklardır”.

Çünkü onlar üretmezler.

Onlar tufeylidir.

Üretmeden, asalak gibi iktidarların üzerinde yaşarlar.

Fikirleri yoktur, fiyatları vardır.

Üretimleri yoktur, avantaları vardır.

Panikleri de işte bu yüzden.

Yolun sonunun geldiğini görüyor ve kuduruyorlar.

İş yerleri yavaş yavaş kepenk indiriyor.

Biliniz ki, iktidar buna hazır.

Yolun sonunun geldiğini görüyor, hissediyor ve buna demokratik biçimde rıza göstermeye hazırlanıyorlar.

Ama “lavuklar” buna hazır değil.

Üretmeden kazanmaya, avanta ile yaşamaya alışmışlar bir kere.

Traktörleri de yok ki, bir işe yarasınlar.

O yüzden kavga çıkarma peşindeler. Kavga çıkarsa düzen değişemez, işverenleri yerini korur, tufeyli gelirleri sürer. 

Ne ülke umurlarında ne demokrasiyi takıyorlar. 

Tek dertleri var.

Kaybedecekleri avantaları.

Roblox

15 milyon çocuğunun oynadığı bir bilgisayar oyunun ya da oyun platformunun, bir yerel mahkemenin tek hakiminin, bir başına aldığı kararla kapatılmasının doğru olmadığını, böyle kararların en azından bir bilirkişi, bir pedagoglar grubunun hazırlayacağı bir rapor doğrultusunda alınması gerektiğini, özgürlüklerin tek kişilik kararlarla kısıtlanmasının sorunlar yaratacağını savundum.

Pek çok anne babadan tepki geldi.

Mailler, sosyal medya üzerinden gelen mesajlar pek çok ebeveynin bu yasaktan memnun olduğunu gösteriyordu.

Roblox çocuklarda bağımlılık yaratan ve neredeyse derslerinden, eğitimlerinden çalan bir oyun olarak görülüyordu ana babalar tarafından.

Cinsel içerik ile ilgili bir şikayet bana ulaşmadı ama bağımlılık konusunda epey bir dert okudum, dinledim.

Öyle ki, dün uçakta yanımda oturan genç çift bile “Fatih Bey, siz bu Roblox’un nasıl bir şey olduğunu belli ki bilmiyorsunuz. İki çocuğumuzu başından kaldıramıyoruz. Ne ders, ne okul. Baş edemiyoruz” diye yakındılar.

“Çocukları olumsuz etkileyen cinsel içeriklere tanık oldunuz mu?” diye sordum.

Böyle bir şey görmemişlerdi ama anne “Bizim görmemiş, tanık olmamış olmamız olmadığı anlamına gelmez ama biz görmedik, çocuklardan da duymadık ama olabilir. Bize söylememiş olabilirler” dedi.

Ben yine de fikrimde ısrarlıyım.

Özgürlükler, hele hele bağımsız olmadığı bilinen bir yargı ortamında, tek bir hakimin keyfine bırakılamaz.

Bugün bu kısıtlama hoşunuza gittiği için destekliyor olmanız, yarın hoşunuza gitmeyen bir yasağın kurbanı olmanıza neden olabilir.

Unutmayın ki, bu yasağa desteğinizi bana iletirken bile genelde bir sosyal medya platformunu kullanıyorsunuz.

Ben ve benim gibi pek çok meslektaşım da sizin fikirlerinizi sosyal medya üzerinden duyuruyoruz.

Sui misal

Roblox engeline destek veren ana babaların bir şikayeti de VPN’den.

Yasaklama üzerine pek çok çocuk bu oyunu VPN vasıtasıyla oynamaya başlamış.

Bir annenin söylediği çok ilginçti.

“Oğlumuzun bu oyuna VPN üzerinden bağlanmaya çalıştığını fark edince kendisini uyarmak biraz da korkutmak istedim. VPN üzerinden bağlanmanın suç olduğunu ve yakalanırsa hem kendisinin hem de anne babası olarak bizlerin hapse atılabileceğini anlattım. Güldü. Cumhurbaşkanı bile VPN kullanıyor anne, sen kimi kandırıyorsun, dedi. Ne diyeceğimi bilemedim” dedi.

“Kötü örnek örnek değildir. Üstelik onun dokunulmazlığı var bizim yok deseydiniz” diye akıl verdim.

Ufaklık inanır mı bilmiyorum ama çocuk da haksız değil yani!

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: