Banka Yönetiminin Sorumluluğu 15 Kasım’da Sorgulanacak: DenizBank’ın Gizli Fon Skandalı
DenizBank’ın eski Şube Müdürü Seçil Erzan’ın başını çektiği dolandırıcılık skandalı, yalnızca bankanın içindeki sorunları değil, aynı zamanda banka yönetiminin denetim eksikliklerini de gözler önüne seriyor. İş insanı Atilla Baltaş‘ın mağduriyetini dile getirdiği bu skandalda, Erzan’ın yaptığı işlemler ve banka yönetiminin duruma ne kadar hakim olduğu soruları gündeme geliyor.
Florya’da Başlayan İlişki: Atilla Baltaş ve Seçil Erzan’ın Tanışması
2011 yılında DenizBank Florya Şubesi’nde göreve başlayan Seçil Erzan, burada tanıştığı iş insanı Atilla Baltaş ile önemli bir ilişki kurdu. Erzan, Galatasaray camiasının finansal işlemlerini de yürüterek banka içinde sağlam bir konum elde etti. Baltaş, Erzan’ın sunduğu “yüksek getirili gizli fon” vaadine güvenerek büyük yatırımlar yaptı. Ancak, 7 Nisan 2023‘te Baltaş’ın bankaya yaptığı şikâyetle, vaadedilen kazançların yerini kayıplar ve belirsizlik aldı.
Banka Yönetiminin İhmali
Soru işaretlerini arttıran bir diğer konu ise, DenizBank yönetiminin bu duruma ne kadar müdahil olduğuydu. Banka, Seçil Erzan’ın tüm yazışmalarının izlenmiş olduğunu belirtse de, yüz milyonlarca dolarlık para trafiği ile ilgili herhangi bir önlem alınmamış olması, ciddi bir denetim eksikliğini işaret ediyor. DenizBank savunmasında, olayların çoğunun banka dışı ortamlarda gerçekleştiğini vurgularken, avukatlar banka yönetiminin bu kadar kapsamlı bir finansal manipülasyondan habersiz olamayacağını savunuyor.
Çift Müdür İmzalı Belgeler: Banka Belgelerinin Geçerliliği Sorgulanıyor
DenizBank savunmasında, Seçil Erzan’ın verdiği belgelerin banka dışındaki bir ortamda hazırlandığını iddia etti. Ancak, mağdurlar bu belgelerin banka yetkililerinin imzası ve ISIN kodları gibi resmi unsurlar taşıdığını belirterek bankaya olan güvenin yersiz olmadığını savunuyor. DenizBank, bu belgeleri geçersiz kabul ederse, denetim mekanizmalarında ciddi bir zaafiyet olduğu ortaya çıkacak.
Masak ve Kaybolan Paralar: Suç Geliri Aklama İhtimali
Bununla birlikte, MASAK raporları, Seçil Erzan ve bağlantılı şahısların suç gelirlerini aklama ihtimalini gündeme getirmiş durumda. Kaybolan 44 milyon dolara yakın paranın izinin sürülmesi, hem DenizBank hem de Seçil Erzan’ın sorumluluğuna dair yeni soruları ortaya çıkarıyor.
Kamuoyunun Beklentisi ve 15 Kasım Duruşması
Şu an için, DenizBank’ın savunması geniş çaplı bir şekilde tüm iddialara yanıt vermiş gibi görünüyor. Ancak Atilla Baltaş’ın avukatı Karadağ, bankanın yaptığı açıklamaların, gerçeği saklamaya yönelik bir savunma olduğunu belirtiyor. Kamuoyu, Seçil Erzan’ın tek başına böylesine büyük bir dolandırıcılığı gerçekleştirememiş olacağına inanıyor ve DenizBank yönetiminin bu süreçteki rolünü sorguluyor. 15 Kasım‘daki duruşma, bankanın bu olaydaki sorumluluğuna dair çok önemli bilgilerin gün yüzüne çıkmasına olanak tanıyabilir.
Kaynak: Habergraf