Avrupa’nın Sosyal Medya Savaşları: Çocuklar İçin Yeni Düzenlemeler!
Son yıllarda sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisi, dünya genelinde ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Çocuk istismarı, şiddet yanlısı örgütlenmeler ve ruh sağlığı sorunları gibi konular, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkileriyle birlikte gündeme gelmiş durumda. Bu yazıda, Batı ülkelerinde sosyal medya düzenlemeleri ve çocuk güvenliği konusundaki gelişmeleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Sosyal Medyanın Olumsuz Etkileri
Sosyal medya platformları, çocukların ruh sağlığı üzerinde ciddi etkilere sahip olabiliyor. Çeşitli araştırmalar, sosyal medya kullanımının depresyon, anksiyete ve benzeri ruh sağlığı sorunlarının artışını tetiklediğini gösteriyor. Gençlerin bu platformlarda geçirdiği zaman, kendine zarar verme ve intihar düşüncelerine zemin hazırlayabiliyor. Özellikle ergenlik çağındaki kız çocukları, TikTok ve Instagram gibi platformlarda paylaşılan içeriklerden olumsuz bir beden algısına kapılabiliyor. Bu durum, yeme bozuklukları gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açabiliyor.
Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkiler
ABD Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Vivek Murthy, sosyal medya platformlarının çocukların ruh sağlığına verdiği zararlar nedeniyle bu platformlara tütün ürünleri gibi uyarı etiketleri konulmasını öneriyor. Ayrıca, aşırı sosyal medya kullanımının, çocukların beyin gelişiminde olumsuz etkilere yol açabileceği ve uyku sorunlarına neden olabileceği vurgulanıyor. Uzmanlar, çocukların sosyal medya kullanımının sınırlanmasının önemini dile getiriyor.
Sosyal Medya Düzenlemeleri: Hükümetlerin ve Şirketlerin Rolü
Çocukların sosyal medya üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi için birçok Batı ülkesi çeşitli düzenlemelere gitmeye başladı. Hükümetler, sosyal medya platformlarının çocukları koruma amacıyla yasalar çıkarmaya çalışıyor. Ancak, bu tür düzenlemelerin ifade özgürlüğünü ihlal edebileceği ve mevcut sorunları çözmekten uzak olduğu eleştiriliyor.
Avrupa’da Alınan Önlemler
Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası ile sosyal medya platformları, e-ticaret şirketleri ve arama motorlarına bazı zorunluluklar getiriyor. Bu yasa, reşit olmayan kullanıcıların gizliliğini ve güvenliğini artırmayı amaçlıyor. Çok Büyük Çevrimiçi Platformlar olarak adlandırılan teknoloji devleri, yasayı ihlal etmeleri durumunda dünya çapındaki gelirlerinin yüzde 6’sına kadar tazminat talebiyle dava açılabiliyor.
Bu düzenleme ile çocukların kişiselleştirilmiş reklamlardan korunması hedefleniyor. Örneğin, Meta, TikTok ve Snapchat gibi büyük şirketler, 13-17 yaş aralığındaki kullanıcılara kişiselleştirilmiş reklam göstermeyeceklerini duyurdu. Ayrıca, sosyal medya platformlarının çocuklara kişiselleştirilmiş reklam göstermesi yasaklandı. Böylece, 18 yaşından küçük kullanıcıların internetteki hareketlerine dayanarak onlara reklam gösteremeyecekleri belirtiliyor.
Ebeveyn Kontrolleri ve Yaş Doğrulama
Dijital Hizmetler Yasası, platformların ebeveyn kontrolleri ve yaş doğrulama gibi önlemler almasını da bekliyor. Bu önlemler, çocukların sosyal medyada daha güvenli bir ortamda bulunmalarını amaçlıyor. Ancak, bazı uzmanlar, bu yasaların yeterli olmadığını ve sosyal medya platformlarının çocukların ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için daha fazla önlem alması gerektiğini belirtiyor.
ABD’de Gelişmeler ve Kosa Tasarısı
ABD, çocukların sosyal medya üzerindeki güvenliğini artırmak için Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Yasası (Kids Online Safety Act – KOSA) adında yeni bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Bu yasa tasarısı, çocuklara yönelik zorbalık, şiddet, intihar ve yeme bozuklukları gibi konulara odaklanıyor. KOSA, teknoloji şirketlerinin, çocukların güvenliğini sağlamak amacıyla zorbalık, şiddet ve diğer zararlı içeriklere karşı önlemler almasını zorunlu kılacak.
Tasarının yasalaşması durumunda, sosyal medya platformlarının çocuk kullanıcıların kişisel bilgilerini koruma, uygulamaya bağımlı hale getiren özellikleri ve algoritmalara dayalı kişiselleştirilmiş önerileri devre dışı bırakma seçenekleri sunması gerekecek. Ayrıca, platformların otomatik oynatma gibi uygulamayı uzun süre kullanmayı teşvik eden özelliklerine de sınırlamalar getirilmesi planlanıyor.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları
Ancak, KOSA yasası da ciddi tartışmalara yol açıyor. Bu yasa, ifade özgürlüğünü kısıtlayacağı ve çocukların bilgiye erişimini engelleyebileceği gerekçesiyle eleştiriliyor. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gibi kuruluşlar, yasanın, yasalarla korunması gereken konuları sansürleme imkanı vereceğinden endişe ediyor. Özellikle, LGBTİ+ ve üreme hakları gibi hassas konularda bilgiye erişimin kısıtlanabileceği düşünülüyor.
Avustralya’nın Yaklaşımları
Avustralya da çocukların sosyal medya kullanımına yönelik düzenlemeler yapma yolunda adımlar atıyor. Başbakan Anthony Albanese, sosyal medya üyeliğine yaş sınırı getirmeyi planladıklarını duyurdu. Bu tasarının, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki ruh sağlığı sorunlarını engellemeyi amaçladığı ifade ediliyor. Hangi yaş grubuna sosyal medya üyeliğinin kısıtlanmasının amaçlandığı henüz belli değil. Ancak, bu tür bir kısıtlamanın ergenlerin ihtiyaç duyduğu yardıma erişimini zorlaştırabileceği konusunda endişeler bulunuyor.
Sonuç: Dengeyi Bulmak
Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkileri, Batı’da giderek daha fazla önem kazanıyor. Hükümetler, sosyal medya platformlarının çocuklara zarar vermesini önlemek için çeşitli düzenlemeler yapma yoluna gidiyor. Ancak, bu önlemler her zaman yeterli olmayabilir ve ifade özgürlüğü ile çocuk güvenliği arasında bir denge kurmak zorundalar. Çocukların sosyal medya kullanımına yönelik hassas adımlar atılması gerektiği, tüm bu tartışmaların merkezinde yer alıyor.
Çocukların sosyal medya ile etkileşiminin sağlıklı ve güvenli bir şekilde yönlendirilmesi, sadece hükümetlerin değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarının da sorumluluğundadır. Eğitim, bilinçlendirme ve doğru bilgilendirme ile sosyal medyanın çocuklar üzerindeki olumlu etkilerini artırmak mümkün olabilir.
Kaynak: Independent Türkiye / Büşra Ağaç