Akit Yazarı Muhammet Seyfullah Maden: “Teğmenler İhraç Edilmeli”
Bu ülke, Mustafa Kemal’i ve ilkelerini koruduğunu ileri süren kemalist darbecilerden çok çekti. 27 Mayıs’ta da 12 Eylül’de de 28 Şubat’ta da aynı söylem vardı. Hatta 15 Temmuz’da TRT’de okutulan korsan bildiride de Mustafa Kemal bahane edildi. Yetmedi, darbe grubunun ismine “Yurtta Sulh Konseyi” kondu, yine Gazi istismarı vardı.
Halk nezdinde kemalist askerler hep darbe ve işkenceyle anıldı. Bunun sebebi şüphesiz ki kendilerini halkın, hukukun üstünde gören darbe yanlısı, yeniçeri çakması kemalist askerlerdi.
AK Parti iktidarında ordunun vesayetten kurtulduğuna ve darbelerin artık tarihe karıştığına inanırken, Kara Harp Okulu’nda yaşananlar da kafalarda ciddi soru işaretlerine neden oldu.
RAHATSIZ MI OLDULAR?
Başkan Erdoğan Kara Harp Okulu’nun mezuniyet törenine katıldı, ardından Kara Harp Okulu Camisi’ni açtı. Açılışa MSÜ Rektörü Erhan Afyoncu Paşa, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak Paşa ve kuvvet komutanları da katıldı.
Mezuniyet töreninin ardından bir grup teğmen, kılıçlarını havaya kaldırarak, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdı. Ortalarında bir kadın vardı; Ebru Eroğlu. Grubu o yönetti. Peygamber ocağında görev almak için mezun olan 989 teğmenin içinde, toplasanız 100 kişi etmeyecek grubu…
Laikliğin bekçisi olacaklarını, bu uğurda kılıçlarının keskin olduğunu söylediler. Belli ki Erdoğan’ın törene katılmasından da cami açmasından da rahatsızlar. Hem de TSK kanununda yer almadığı halde laiklik edebiyatı yapacak, kendilerine siyasi vazife edinecek kadar rahatsızlar!..
TSK kanunu derken… Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’ndan bahsediyorum. Tam 35 sayfa… 10 bin 597 kelime… İçinde laiklik kelimesi bir kez bile geçmiyor.
TSK’nın görevi, Madde 35’te şöyle anlatılıyor: “Yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.”
Madde 37’de ise asker yemini şöyle geçiyor: “Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyliyeceğime namusum üzerine andiçerim.”
Bunlar aynı zamanda Mehmetçik’in vazifeleridir. Kimse başka yerden görev icat etmesin!..
ÇOK SORU VAR
Bu teğmenleri kanunda yer almadığı halde, laiklik gibi siyasi bir konu hakkında yemin etmeye sevk eden kimlerdir? Hatta tüm darbecilerin yaptığı gibi, Mustafa Kemal üzerinden politik mesaj vermeye iten hangi odaklardır?
Laiklik gibi siyasi konuya dikkat çeken teğmenler, törene katılan Başkan Erdoğan’a ne mesajı veriyorlar?
Kanunda geçmediği halde kendilerine nasıl siyasi vazife edinebiliyorlar?
Başka bir grup asker de, “Tekkeleri korumaya yemin ediyoruz” diyerek, kendilerine kanunda olmayan bir vazife çıkarırsa ne olacak? Böyle gruplaşmaların önünü mü açmaya çalışıyorlar?
Ayrıca o kılıçları kime kaldırıyorlar? Bu meydan okuma kime? Ne yapmak istiyorlar, darbe mi?..
Halk darbelerden ve bu çıkışlardan bıktı. Şimdi kanuna uyup halkı mı koruyacaklar, yoksa kendilerine biçtikleri siyasi görevin peşinden gidip halkı karşılarına mı alacaklar?
Bu soruları çeşitlendirebiliriz. Ancak uzatmakta lüzum görmüyoruz. Kısaca,
– Darbe yapmaya kalkan son cuntacılar, külotlarıyla asfalta uzanıp cümle aleme rezil olmuştu. 12 Eylül ve 28 Şubat’taki darbecilerin de yargılandığı, hayatta olanların cezalarını çektiği, hapisten çıkabilmek için hastalık uydurmak zorunda kaldıklarını kimse unutmamalı.
– Kahraman TSK’nın, orduyu geri bırakacak ve lüzumsuz tartışmalarla askerlerimizi yıpratacak olan ‘kemalizm vesayeti’nden tam manasıyla kurtulamadığı kabul edilmeli ve acilen bu konunun üzerine gidilmeli.
– AK Parti hükümeti artık kemalizm ile yüzleşmeli.
– Törendeki şova katılan teğmenler ihraç edilmeli. Çevreleri araştırılmalı.
GENÇ NESİLLER RAHATSIZ!
Yıllar önce Başkan Erdoğan’ı tehdit etmek için, “Genç subaylar tedirgin, ordu rahatsız” söylemleriyle darbe çığırtkanlığı yapanlara karşı, biz de diyoruz ki:
Mustafa Kemal’in arkasına sığınıp istediği her şeyi yapabileceğini zanneden kemalistlerden ve kandan başka hiçbir şey getirmeyen darbelerden de genç nesiller rahatsız. Irkçı, ayrımcı siyasetçilerin peşinden gidenler değil; okuyan, dünyayı takip eden, teknolojiyi kullanan, memleket sevdalısı gençler rahatsız.
Teknoloji şirketlerinin vergi rekortmeni olduğu yeni Türkiye’den, darbeler yüzünden geri kalan eski Türkiye’ye dönmek isteyenler şansını fazla zorlamasın.
Bu milletin sabrını da kimse sınamasın.
Ve minallâhi-t Tevfîk!