Gizli Tanık İddiası: İstanbul Vakfı Üzerinden Dilek İmamoğlu’na Finansal Destek Sağlandı

Dilek İmamoğlu’nun İstanbul Vakfı üzerinden kamu fonlarını kişisel harcamalara yönlendirdiği iddiası gündemde.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturmasında, dikkat çekici yeni bir gelişme yaşandı. Dosyaya eklenen gizli tanık ifadesi, yalnızca belediye içerisindeki yapıyı değil, aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nu da hedef alıyor. Medyanın50Tonu’nun ulaştığı söz konusu ifade, kamu kaynaklarının kişisel amaçlar için kullanıldığına dair son derece çarpıcı iddialar içeriyor.

Dilek İmamoğlu ve İstanbul Vakfı Arasındaki İddia Edilen İlişki

Tanık ifadesinde, İstanbul Vakfı’nın Dilek İmamoğlu’nun kontrolünde olduğu ve bu yapının, kamuya ait bazı kaynakların gizli bir şekilde yönlendirildiği bir araç haline dönüştüğü öne sürülüyor. Tanığın açıklamalarına göre, İBB’ye ait reklam gelirlerinden elde edilen fazla fonların bir kısmı İstanbul Vakfı’na aktarılıyor ve bu kaynaklar, Dilek İmamoğlu’nun kişisel harcamaları için kullanılıyor.

Tanığın bu konudaki ifadesi şöyle:

“Murat Ongun ile Dilek İmamoğlu’nun ilişkisi mesafeli olsa da, İstanbul Vakfı onun kontrolüne verilmişti. Vakıf Genel Müdürü Perihan Yücel ve özel kalem müdürü Sibel Yıldızbaş, Dilek İmamoğlu’nun etkinlik ve yaşam masraflarına bu fonu aktarıyordu.”

İhaleler Dışında Kalan Fonların Kullanım Şekli Sorgulanıyor

İddialar, yalnızca kaynak aktarımıyla sınırlı değil. İstanbul Vakfı üzerinden yapılan bu ödemelerin bazıları, doğrudan ihale yapılmadan alınan hizmetlerin bedellerinden kalan paraların yönlendirilmesiyle gerçekleşiyor. Bu durum, kamu kaynaklarının usule uygun olmayan şekilde harcandığına dair ciddi şüpheleri beraberinde getiriyor.

Reklam Gelirlerinden Vakfa Uzanarak Kurulan Bir Finansal Mekanizma

Tanığın iddialarına göre, sistemin çalışma biçimi oldukça karmaşık:

“Bir reklam alanı için belediyeye ödenmesi gereken bedel fiilen 100 bin TL iken, fatura bedeli 1 milyon TL’ye kadar çıkıyordu. Aradaki farkın bir kısmı Murat Ongun’a, diğer kısmı ise İstanbul Vakfı’na aktarılıyordu.”

Bu sistemin dört farklı yöntemle işletildiği iddia edilirken, özellikle üçüncü yöntemle İstanbul Vakfı’nın kilit rol oynadığı ve bu yöntemde Murat Ongun’un devre dışı kaldığı belirtiliyor.

İstanbul Vakfı’nın Rolü Yeniden Tartışmaya Açılıyor

Resmiyette sosyal yardımlar ve bağış yönetimi için kurulan İstanbul Vakfı, bu ifadeler doğrultusunda, resmi olmayan harcamaların yönlendirildiği alternatif bir mali yapı olarak tanımlanıyor. Tanık, vakıf üzerinden çeşitli etkinliklere ve kişisel harcamalara kaynak aktarıldığını belirtiyor.

“İhale yapılmadan alınan işlerin kalemlerinden artan paralar, vakfa yönlendiriliyordu. Bu meblağlar Dilek İmamoğlu’nun sosyal etkinlikleri veya özel ihtiyaçları için kullanılıyordu.”

Bu beyanlar, kamu kaynaklarının şahsi çıkarlar doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığı sorusunu gündeme taşıyor.

Sistemin Kurgusu: Ongun Planlıyor, Dilek İmamoğlu Çevresi Yürütüyor

Tanık, finansal planlamada Murat Ongun’un etkili olduğunu, uygulama aşamasında ise Dilek İmamoğlu’nun çevresinin devreye girdiğini ifade ediyor. Ongun’un talimatlarıyla Perihan Yücel ve Sibel Yıldızbaş’ın koordinasyon içinde hareket ettiği, harcamaların ise resmi usule uygunmuş gibi gösterildiği ileri sürülüyor.

Ne Dilek İmamoğlu’ndan Ne Vakıftan Açıklama Var

Tüm bu ağır iddialara rağmen, şu ana kadar ne Dilek İmamoğlu ne de İstanbul Vakfı tarafından kamuoyuna bir açıklama yapılmış değil. Yargı süreci halen devam ediyor ve bu tür beyanların doğruluğu yalnızca mahkeme kararlarıyla netleşebilecek.

Ekrem İmamoğlu Sert Konuştu: “Bu Soruyu Muhatap Almıyorum”

İddialara dair en net tepki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. İmamoğlu, tüm suçlamaları kesin bir dille reddetti:

“Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim.”

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: