George Clooney Romantik Filmlere Veda Etti: “Artık Kimseyi Öpmüyorum”

Hollywood’un yıllarca romantik filmlerin vazgeçilmez yüzü olarak anılan George Clooney, kariyerinde dikkat çekici bir dönüm noktasına geldi. Dünyaca ünlü aktör, yaptığı son açıklamayla romantik filmlere mesafeli durma kararını net biçimde ortaya koydu. Clooney’nin bu çıkışı, yalnızca kişisel bir tercih değil; aynı zamanda yaş, kariyer ve sinema anlayışına dair önemli bir iç hesaplaşma olarak yorumlanıyor.

Birleşik Krallık merkezli Daily Mail’e verdiği röportajda konuşan Clooney, eşi Amal Clooney ile yaptığı bir sohbetin ardından bu kararı aldığını söyledi. Ünlü oyuncu, artık genç kadınlarla romantik sahnelerde yer almanın kendisine samimi gelmediğini açıkça dile getirdi.

“Paul Newman’ın Yolunu Seçiyorum”

George Clooney, romantik rollere veda ederken sinema tarihinin en saygın isimlerinden biri olan Paul Newman’ı örnek aldığını ifade etti. Clooney, bu tercihini şu sözlerle anlattı:

“Paul Newman’ın izlediği yolu seçmeye çalışıyorum; ‘Tamam, artık filmlerde kimseyi öpmüyorum’ demek gibi.”

Bu açıklama, Clooney’nin kariyerinde bilinçli ve olgun bir dönüşüm hedeflediğini gösteriyor. Oyuncu, romantik sahnelerin bir dönem kendisi için önemli olduğunu kabul ederken, bugün geldiği noktada farklı hikâyelere odaklanmak istediğini vurguluyor.

Amal Clooney ile Yapılan O Konuşma

Clooney’nin kararının arkasında, eşi Amal Clooney ile yaptığı oldukça samimi bir konuşma bulunuyor. Ünlü aktör, yaş alma gerçeğiyle yüzleştiği bu diyaloğu detaylarıyla paylaştı:

“60 yaşıma geldiğimde eşimle bir konuşma yaptım. Ona dedim ki: ‘Bak, hâlâ çocuklarla basketbol oynayabiliyorum. 25 yaşındaki adamlarla sahadayım, hâlâ formdayım. Ama 25 yıl sonra 85 yaşında olacağım. Ne kadar granola bar yersen ye, bu değişmeyen bir gerçek.’”

Bu sözler, Clooney’nin yalnızca fiziksel değil, zihinsel olarak da kariyerini yeniden konumlandırdığını ortaya koyuyor. Ünlü oyuncu, zamanın getirdiği gerçeklerle yüzleşmenin kaçınılmaz olduğunu kabul ediyor.

Romantik Filmlerin Altın Çağı Geride Kaldı

George Clooney, uzun yıllar boyunca Hollywood’un en popüler romantik başrollerinden biri olarak anıldı. Filmografisi, sinema tarihine damga vurmuş pek çok romantik yapımla dolu. Bunlar arasında:

• Güzel Bir Gün (One Fine Day) – Michelle Pfeiffer
• Aşk ve Para (Out of Sight) – Jennifer Lopez
• Aklı Havada (Up in the Air) – Vera Farmiga
• Cennete Bilet (Ticket to Paradise) – Julia Roberts

Ancak Clooney, bu filmlerin kariyerinin önemli bir parçası olduğunu kabul etse de, artık bu tür rollerin kendisine ait olmadığını düşünüyor. Ona göre romantik filmler, genç başrollerle daha doğal ve inandırıcı bir bağ kuruyor.

“25 Yaşındaki Oyuncularla Rekabet Etmiyorum”

Clooney’nin romantik sinemadan uzaklaşma kararı aslında yeni değil. Ünlü aktör, bu yılın mart ayında 60 Minutes programında yaptığı açıklamada da benzer ifadeler kullanmıştı. O röportajda şunları söylemişti:

“Bakın, 63 yaşındayım. 25 yaşındaki başrol oyuncularıyla rekabet etmeye çalışmıyorum. Bu benim işim değil. Artık romantik filmler yapmıyorum.”

Bu sözler, Clooney’nin kariyerinde net bir çizgi çektiğini ve bu çizgiyi kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmediğini gösteriyor. Oyuncu, popülerlik yarışından ziyade, anlamlı ve kendisine yakışan projeleri tercih ediyor.

Yeni Projelerde Farklı Bir Clooney

George Clooney, romantik filmlere veda etse de sinemadan uzaklaşmış değil. Aksine, kariyerinin bu döneminde daha derinlikli, karakter odaklı ve dramatik rollere yöneliyor. Yönetmenliğini Noah Baumbach’ın üstlendiği Netflix filmi Jay Kelly, bunun en güncel örneklerinden biri.

Filmde Clooney, Avrupa yolculuğuna çıkan ve bu süreçte geçmişiyle yüzleşen ünlü bir aktörü canlandırıyor. Bu rol, Clooney’nin artık duygusal yoğunluğu romantizmden değil, karakterin iç dünyasından besleyen projeleri tercih ettiğini açıkça ortaya koyuyor.

Kariyerinin Başından İlginç Bir Anı

Clooney, romantik sahnelere dair geçmişten ilginç bir anısını da hatırlattı. 2022 yılında New York Times’a verdiği bir röportajda, kariyerinin başlarında yaşadığı bir set anısını şu sözlerle anlatmıştı:

“Kariyerimin başlarında bir kadın oyuncuyla öpüşme sahnesi çekiyorduk. Yönetmen ‘Öyle değil’ dedi. Ben de ‘Dostum, bu benim tarzım! Gerçek hayatta da böyle yapıyorum!’ diye karşılık verdim.”

Bu anı, Clooney’nin geçmişte romantik rolleri ne kadar sahiplendiğini gösterirken, bugün geldiği noktanın ne kadar bilinçli bir değişim olduğunu da gözler önüne seriyor.

Sinemada Olgunluk Dönemi

George Clooney, romantik filmlerden çekilerek sinemada yeni bir olgunluk dönemine girmiş durumda. Bu karar, bir veda olduğu kadar, yeni bir anlatı biçimine geçiş anlamı da taşıyor. Clooney için artık mesele “kiminle öpüştüğü” değil; hangi hikâyeyi anlattığı ve nasıl bir iz bıraktığı.

Hollywood’un değişen dinamikleri içinde, Clooney’nin bu tutumu hem saygı hem de takdir topluyor. Romantik filmlerin yıldızı olarak hatırlansa da, bundan sonraki kariyeri büyük olasılıkla çok daha farklı ve derinlikli rollerle anılacak.