Filiz Akın, En Çok Cüneyt Arkın’la Kamera Karşısına Geçti: 22 Film

Yeşilçam’ın zarif yıldızı Filiz Akın hayatını kaybetti. İşte Türk sinemasına iz bırakan oyuncunun hayatı, kariyeri ve bilinmeyen yönleri.

Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri olarak kabul edilen Filiz Akın, 82 yaşında yaşamını yitirdi. Türk sinemasına zarafet, incelik ve güçlü kadın karakterler kazandıran usta sanatçı, vasiyeti üzerine yalnızca ailesinin katıldığı sade bir törenle Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Geride sinema tarihine altın harflerle kazınan bir kariyer ve iz bırakan bir yaşam öyküsü bıraktı.

Suna’dan Filiz’e: Ankara’dan Yeşilçam’a Uzanan Yol

Asıl adı Suna Akın olan sanatçı, 2 Ocak 1943’te Ankara’da dünyaya geldi. Babasının hâkimlik görevi nedeniyle çocukluğu Beypazarı’nda geçen Akın, küçük yaşlardan itibaren disiplinli bir eğitim hayatı sürdürdü. TED Ankara Koleji’nde okuduğu yıllarda taklit yeteneğiyle dikkat çeken genç Suna, mezuniyetin ardından kısa süreli bir iş hayatına atıldı.

Sinemaya Giriş: “Akasyalar Açarken” ve Bir Yarışmanın Dönüm Noktası

1962 yılında, Artist dergisinin düzenlediği bir yarışmada birinci oldu. Yarışmaya sadece fotoğraf değil, Yeşilçam’a dair eleştirel bir mektup da gönderen Akın, oyunculukta estetiğin ötesinde gerçekçiliğe duyduğu ihtiyacı dile getirdi. Ödülünü reddetmek istese de, yönetmen Memduh Ün’ün ısrarıyla “Akasyalar Açarken” filmiyle sinema kariyerine ilk adımını attı.

Kısa Sürede Zirveye Yükselen Bir Yıldız

Adını Filiz olarak değiştiren oyuncu, çok kısa sürede Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Kartal Tibet, Yılmaz Güney, Tarık Akan ve Ayhan Işık gibi dev isimlerle başrolü paylaştı. 1964 yapımı “Gurbet Kuşları” ile sinema tarihine damga vurdu. 1971’de “Ankara Ekspresi” filmindeki rolüyle Altın Portakal’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Toplamda 116 filmde rol aldı, sayısız ödüle ve hayranlığa layık görüldü.

Sadece Oyuncu Değil, Toplumsal Bir Figür

“Yumurcak” serisinde oğlu İlker İnanoğlu ile birlikte oynayan Filiz Akın, 70’li yılların sonlarında gazinolarda sahne aldı. TRT’de program sundu, tiyatro yaptı, televizyon dizilerinde yer aldı. 2002’de nazofarenks kanserine yakalandı, ABD’de tedavi gördü ve hastalığı atlattı.

Sağlığına kavuşmasının ardından sosyal sorumluluk projelerine yöneldi. Özellikle işitme engelli çocuklar için yürüttüğü “Türkiye’de İşitmeyen Kalmasın” kampanyası, binlerce çocuğun hayatını değiştirdi.

Kitaplar, Röportajlar ve Saygı

Hayatı boyunca birçok biyografi ve kitapta yer alan Filiz Akın, kendi kaleminden çıkan kitaplarla da okuyucusuna seslendi: “Güzelliklere Merhaba”, “Hayata Merhaba”, “Lezzete Merhaba” gibi kitaplarıyla yaşam felsefesini paylaştı.

Yeşilçam’da güçlü ama zarif kadın karakterlerin simgesi haline gelen Akın, sadece oyunculuğuyla değil, duruşu ve hayata kattığı anlamla da hafızalara kazındı.