Fed, Gelecek Haftaki Toplantı Öncesi Veri Eksikliğiyle Karşı Karşıya

ABD’de hükümetin kapanması, Fed’i önemli ekonomik göstergelerden mahrum bıraktı. Uzmanlar, faiz indirimi kararında veri eksikliğinin belirleyici olacağını söylüyor.

ABD Merkez Bankası (Fed), 28–29 Ekim tarihlerinde yapılacak para politikası toplantısına hazırlanırken kritik bir sorunla karşı karşıya kaldı: veri eksikliği.
Kongre’deki bütçe krizi nedeniyle 1 Ekim’den bu yana federal hükümetin kapalı olması, ülke ekonomisine ilişkin bazı temel resmi verilerin yayımlanmasını durdurdu.
Bu durum, Fed’in faiz kararını verirken başvurduğu en önemli göstergeler olan istihdam, enflasyon ve üretim verilerinin eksik kalmasına yol açtı.

Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), 3 Ekim’de açıklanması planlanan tarım dışı istihdam raporunu yayımlayamadı.
Ayrıca haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verileri de gecikti.
Sadece Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) rakamları gecikmeli olarak açıklandı ve Eylül ayında enflasyonun aylık %0,3, yıllık %3 arttığı görüldü.
Enerji ve gıda hariç çekirdek enflasyon ise aylık %0,2, yıllık %3 ile beklentilerin gerisinde kaldı.

Beyaz Saray’dan Siyasi Tartışma

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, enflasyonun piyasa tahminlerinin altında kalmasını “Trump yönetiminin ekonomi politikalarının sonucu” olarak değerlendirdi.
Leavitt, Demokratları hedef alarak, “Hükümetin kapalı kalmasını tercih eden Demokratlar, ekim ayı enflasyon raporunun yayımlanmamasına neden olabilir. Bu da işletmeleri, aileleri ve Fed’i belirsizliğe sürükleyecek.” dedi.

Siyasi tartışmaların gölgesinde kalan bu süreç, ekonomik verilerin düzenli açıklanmasının önemini bir kez daha gündeme taşıdı.
Analistler, hükümetin kapanmasının uzaması halinde aralık toplantısında da veri eksikliğinin Fed’in karar sürecini zorlaştıracağını vurguluyor.

Alternatif Verilerle Yol Bulma Çabası

Resmi verilerin durduğu ortamda, Fed ve piyasa aktörleri yön tayin etmek için özel sektör verilerine yöneldi.
ADP Araştırma Enstitüsü’nün raporuna göre, ABD özel sektörü eylülde 32 bin istihdam kaybetti.
Bu, beklentilerin aksine gerçekleşen ciddi bir düşüş olarak yorumlandı.

Diğer yandan Challenger, Gray & Christmas verileri, ocak–eylül döneminde 946 bin 426 kişinin işten çıkarıldığını gösterdi.
Bu rakam, 2020’den bu yana en yüksek seviyeye işaret ediyor.

Fed’in bölgesel raporlarını içeren “Bej Kitap” verileri ise tüketici harcamalarında son haftalarda hafif bir azalma yaşandığını ortaya koydu.
BLS’nin yayımladığı son tam veri olan ağustos istihdam raporuna göre, tarım dışı istihdam 22 bin kişi artarken, işsizlik oranı %4,3’e yükselmişti.

Powell: “Alternatif Göstergeleri İzliyoruz”

Fed Başkanı Jerome Powell, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, hükümetin kapanması nedeniyle bazı ekonomik göstergelerin geciktiğini kabul etti.
Powell, bu süreçte eyalet bazlı işsizlik verileri ve ADP istihdam raporu gibi alternatif kaynakları takip ettiklerini söyledi.

Powell, “İstihdam piyasasındaki zayıflama sinyalleri artıyor. Bu durum risk dengesi değerlendirmemizi etkiliyor.” diyerek, veri eksikliğine rağmen işgücü piyasasının yavaşladığına dair işaretleri dikkate aldıklarını belirtti.

Fed İçinde Görüş Ayrılıkları

Fed üyeleri arasında, enflasyonla mücadele ve işgücü piyasasındaki yavaşlama arasında nasıl bir politika dengesi kurulması gerektiği konusunda görüş ayrılıkları artıyor.
Bazı üyeler, enflasyonun hâlâ hedefin üzerinde seyretmesi nedeniyle faiz indiriminin erken olacağını savunurken,
diğerleri istihdamdaki zayıflamanın temkinli bir gevşeme sürecini zorunlu kıldığını düşünüyor.

Ekonomistler, veri akışındaki eksiklik nedeniyle Fed’in 28–29 Ekim toplantısında temkinli bir faiz indirimi kararı alabileceğini öngörüyor.
Piyasalarda, politika faizinin 25 baz puan indirilerek %3,75–4,00 aralığına çekilmesi bekleniyor.

Uzmanlardan Analiz: “Veri Yoksa Belirsizlik Artar”

Oxford Economics ABD Başekonomist Yardımcısı Michael Pearce, “Eylül ayında fiyatların beklenenden az artması, gelecek haftaki faiz indirimi için yeşil ışık yaktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Pearce, Fed’in gelecek yıl boyunca üç kez faiz indirimi yapmasını beklediklerini ancak 2026 yılına yönelik beklentilerin fazla iyimser olduğunu söyledi.

Ekonomiste göre, gümrük tarifeleri enflasyona yaklaşık 0,4 puanlık ek katkı yaparken, istihdam piyasasında güçlenmeye işaret eden hiçbir veri bulunmuyor.
Bu nedenle, Fed’in faiz indirimi kararı neredeyse kesin görünüyor.
Ancak Pearce, “Ekonomide aşağı yönlü riskler azaldıkça, enflasyon 2026’da yeniden belirleyici hale gelecek. Bu da daha ılımlı bir faiz indirimi sürecini gerektirebilir.” diye konuştu.

Belirsizlik Ortamında Temkinli Toplantı

Ekonomik verilerin eksikliği, Fed’in karar alma sürecinde alışılmadık bir zorluk yaratıyor.
Analistler, bu durumun piyasalarda dalgalanma riskini artırabileceği uyarısında bulunuyor.
Gözler şimdi 28–29 Ekim toplantısında açıklanacak karar ve Jerome Powell’ın vereceği mesajlara çevrilmiş durumda.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz