Türkiye’de Likidite Fazlası Krizi: Gecelik Faiz Politika Faizinin Altında
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), sistemdeki likidite fazlası ile ilgili politikalarını sürdürüyor. Ancak tüm bu çabalara rağmen, sistemdeki likidite fazlasının devam ettiği görülüyor. 8 Ekim 2024 itibarıyla, TCMB verilerine göre sistemdeki likidite fazlası 292,4 milyar TL’ye ulaştı. Bu, likidite fazlasının art arda 19. günü işaret ediyor ve likidite yönetimiyle ilgili zorlukların altını çiziyor.
Gecelik Faiz ve Politika Faizi Farkı
Sadece likidite fazlası değil, gecelik faiz de politika faizinin altında kalmaya devam ediyor. TCMB’nin yayımladığı verilere göre, 8 Ekim’de gecelik repo faizi %49,94 olarak kaydedildi. Bu oran, politika faizinin altında kalmasıyla dikkat çekiyor. Eylül ayı başlarında gecelik repo faizi %47,05 seviyelerine kadar düşmüş, ancak daha sonra politika faizinin üzerine çıkmayı başarmıştı. Ancak, bu yükseliş kalıcı olamamış ve gecelik faiz tekrar politika faizinin altına gerilemişti.
Özellikle Eylül ayının ilk yarısında, gecelik repo faizi kısa süreliğine politika faizinin üzerinde bir seyir izlese de, TCMB’nin müdahalelerine rağmen bu durum sürdürülemedi. Bu gelişmeler, Türkiye ekonomisinin likidite yönetimi konusunda karşı karşıya olduğu zorlukları açıkça gözler önüne seriyor.
Likidite Yönetimi ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri
Likidite fazlasının artarak devam etmesi, TCMB’nin sıkı para politikası uygulamalarına rağmen likiditenin sistemde etkili bir şekilde yönetilemediğini gösteriyor. Bu fazlalık, ekonomide istenmeyen etkiler doğurabilir. Özellikle gecelik faiz oranlarının politika faizinin altında kalması, piyasadaki likidite bolluğunun bir yansımasıdır. Bu durum, para piyasalarında likiditenin fazlalığını kontrol altına almak için daha sert önlemler alınabileceğinin sinyalini de verebilir.
TCMB, likidite fazlasıyla mücadele etmek amacıyla zaman zaman sıkılaştırma adımları atmakta, ancak piyasadaki mevcut likidite bolluğu bu adımların etkisini sınırlayabilmektedir. Likidite fazlasının devam etmesi, enflasyonist baskıları artırabileceği gibi, faiz oranları üzerinde de kalıcı bir dengesizlik yaratabilir.