İrlanda Ekonomisinin Şaşırtıcı Yükselişi: Vergi Cenneti Stratejisiyle Gelen Refah

İrlanda, cazip vergi politikalarıyla dünyanın önde gelen şirketlerini kendine çekerek ekonomik bir başarı hikayesi yazıyor. Ancak ABD politikaları, bu refahın sürdürülebilirliği için bir tehdit olabilir.

Bir zamanlar toplu göç ve ekonomik sıkıntılarla anılan İrlanda, bugün dünyanın en zengin ülkelerinden biri olarak yeni bir döneme adım atıyor. Devlet, devasa bütçe fazlasını iki ulusal varlık fonuna yatırıyor, altyapı projelerine milyonlarca dolar harcıyor ve ekonomisinin aşırı ısınmasından endişe duyuluyor. Bu inanılmaz dönüşümün arkasında ise ABD merkezli çok uluslu şirketler ve cazip bir vergi politikası yatıyor.

Vergi Politikasıyla Gelen Refah

İrlanda, kurumlar vergisi oranını yüzde 15’e sabitleyerek uluslararası şirketler için cazip bir merkez haline geldi. Apple, Google (Alphabet), Microsoft ve Pfizer gibi devler, Avrupa operasyonlarının merkezlerini buraya taşıyarak büyük çaplı yatırımlar yaptı. Bu hamle, İrlanda’yı 5.4 milyon nüfuslu bir ülke için beklenmedik bir servetle buluşturdu:

  • 2010’da 4,6 milyar euro olan kurumlar vergisi gelirinin, 2024’te 39,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
  • Bu, kişi başına yaklaşık 7.300 dolar gelir anlamına geliyor; bu oran komşu İngiltere’de yalnızca 1.300 dolar.

ABD’nin Etkisi: Vergi Reformlarının Yansıması

İrlanda’nın başarısında, ABD’nin vergi reformlarının da etkisi büyük. ABD, 2017’de kurumlar vergisini %35’ten %21’e düşürmesine rağmen, ABD merkezli şirketler için İrlanda hala daha cazip bir alternatif olarak kaldı. Şirketler, yüksek vergi oranlı offshore bölgeler yerine İrlanda’ya yöneldi.

Bu süreçte İrlanda, fikri mülkiyet transferlerini kolaylaştıran vergi yasalarını kullanarak dev şirketleri çekmeyi başardı. Patent ve araştırma gibi alanlardaki yatırımlar, şirketlerin vergi yükünü azaltırken, İrlanda ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı sağladı.

ABD-İrlanda İlişkisi ve Riskler

İrlanda ekonomisinin büyük ölçüde ABD merkezli şirketlere bağımlı olması, ekonomik kırılganlık yaratıyor. Seamus Coffey, İrlanda Mali Danışma Konseyi Başkanı olarak, bu bağımlılığın altını şu sözlerle çiziyor:

“Tarihsel olarak İrlanda’nın genelde çok insanı vardır ve parası yoktur. Şimdi ise çok paramız var ama yeterince insanımız yok.”

2022 yılında yalnızca üç büyük yabancı şirket, İrlanda’nın kurumlar vergisi gelirlerinin %43’ünü oluşturdu. İrlanda’da çalışan nüfusun yaklaşık %15’i ABD şirketleri tarafından istihdam ediliyor. Vergi gelirlerinin ise %60’ının bu şirketlerden ve onların çalışanlarından geldiği tahmin ediliyor.

Trump Yönetimi ve Gelecek Riskler

Donald Trump’ın olası bir ikinci başkanlık dönemi, İrlanda’nın bu ekonomik modelini tehdit edebilir. Trump, ABD’deki kurumlar vergisini İrlanda seviyesine indirme veya ABD’li şirketlerin karlarını ülkeye geri getirme vaatleriyle, İrlanda üzerindeki baskıyı artırabilir.

Bu durum gerçekleşirse, İrlanda ekonomisinin dış yatırımlara bağımlılığı nedeniyle ciddi bir darbe alabileceği öngörülüyor.

İrlanda’nın Ekonomik Başarısının Sosyal Etkileri

İrlanda’nın bütçe fazlası, altyapı ve sosyal projelere büyük yatırımlar yapılmasını sağlıyor:

  • Dublin’de dünyanın en pahalı çocuk hastanesi inşa ediliyor.
  • Cork ve Limerick’i bağlayacak otoyol projeleri hayata geçiriliyor.
  • Okullarda telefon kullanımını önlemek için kilitli kutular dahil 10 milyon dolar harcanıyor.
  • Afet önlemlerini artırmak için büyük projeler başlatılıyor.

Tüm bu yatırımlara rağmen, ekonomideki aşırı ısınma endişeleri, İrlanda hükümetini temkinli davranmaya zorluyor.

İrlanda’nın Geleceği

Ekonomik büyüme hızını koruyan İrlanda, 2024’te %2,5, 2025’te ise %3 büyüme öngörüyor. Ancak ülke, dış yatırımlara olan bağımlılığını azaltmak ve uzun vadeli bir denge sağlamak için stratejik adımlar atmak zorunda. ABD merkezli şirketlerin vergi stratejilerindeki olası değişimler, bu başarı hikayesini yeniden yazabilir.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: