Elektrikli Araç Dönüşümü Yan Sanayide Ekonomik Dengeleri Değiştiriyor

Türkiye otomotiv yan sanayi, elektrikli araçların yükselişi karşısında dönüşüme hazırlanıyor. Bu süreç, büyük yatırımlar ve yeni teknolojilere adaptasyonu gerektiriyor.

Otomotiv sektörü, teknolojik yenilikler ve iklim değişikliği endişeleri doğrultusunda köklü bir dönüşüm geçiriyor. Özellikle elektrikli araçlar (EV) bu dönüşümün merkezinde yer alıyor ve sadece otomobil üreticileri değil, otomobilin farklı parçalarını üreten yan sanayi de bu değişime ayak uydurmak zorunda kalıyor. Peki, Türkiye’de otomotiv yan sanayi bu dönüşüme ne kadar hazır?

Elektrikli Araçların Yükselişi

Küresel ölçekte fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve karbon salınımının düşürülmesi gibi hedefler doğrultusunda elektrikli araçlara olan talep hızla artıyor. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda gelişmeler kaydeden ülkeler arasında yer alıyor. Ancak, elektrikli araçların yaygınlaşmasının önünde birkaç önemli engel bulunuyor. Şarj altyapısının henüz yeterli seviyede olmaması ve otomotiv yan sanayinin bu teknolojiye uyum sağlama süreçlerinin henüz tam anlamıyla tamamlanmamış olması, bu engeller arasında öne çıkıyor.

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği‘nin 2024 yılı Ocak-Ağustos dönemine ait raporuna göre, Türkiye otomotiv pazarında hibrit ve elektrikli otomobillerin payı ciddi bir şekilde artıyor. Benzinli otomobiller hâlâ en büyük paya sahipken, hibrit ve elektrikli araçlar hızla yaygınlaşıyor. Bu bağlamda, Türkiye otomotiv yan sanayinin bu hızlı değişime uyum sağlaması büyük önem taşıyor.

Yan Sanayide Dönüşüm İhtiyacı

Türkiye, otomotiv yan sanayinde güçlü bir üretim kapasitesine sahip ülkelerden biri. Ancak, yan sanayinin elektrik ve elektronik bileşenler üretebilme kapasitesi, sektördeki dönüşüm sürecinin hızına yetişmekte zorlanıyor. İçten yanmalı motorlar için üretilen parçaların yerine elektrikli araçlara uygun bileşenlerin üretimine geçiş, hem maliyetli hem de teknik bilgi birikimi gerektiren bir süreç. Özellikle batarya, şarj sistemleri, elektrik motorları ve bu sistemlerin entegrasyonu konusunda yeterlilik kazanmak, sektördeki oyuncular için kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte otomobilin pek çok parçası ve bu parçalara duyulan ihtiyaç da değişiyor. Geleneksel yan sanayi parçaları yerine, elektrikli araçların motor ve batarya sistemlerini destekleyecek yeni nesil parçaların üretimi öne çıkıyor. Bu, yan sanayide köklü bir değişim gerektiriyor. Mevcut yan sanayi firmalarının bu geçişi sağlayabilmesi için hem teknik altyapı hem de insan kaynağı yatırımları yapması büyük önem taşıyor.

Elektrikli Araçların Türkiye’deki Durumu

2024 yılı itibarıyla, Türkiye otomotiv pazarında hibrit ve elektrikli araçların payı dikkat çekici bir şekilde artış gösterdi. Raporda, benzinli otomobil satışlarının yüzde 64,2 ile hâlâ baskın olduğu görülse de, hibrit ve elektrikli araçların pazar payı hızla büyüyor. Elektrikli otomobiller, yüzde 8,4 pay alarak pazarın dikkat çeken bir parçası haline geldi. Bu da yan sanayinin bu pazara yönelik yatırımlarını hızlandırmasını gerekli kılıyor.

Özellikle 160 kW altındaki elektrikli otomobil satışlarının yüzde 130,8 oranında artış göstermesi, Türkiye’de elektrikli araç pazarının büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Ancak, bu büyümenin sürdürülebilir olabilmesi için şarj altyapısının geliştirilmesi ve yan sanayinin de bu değişime ayak uydurması gerekiyor.

Dönüşümdeki Zorluklar

Türkiye’de otomotiv yan sanayisinin en büyük zorluklarından biri, mevcut üretim yapısının elektrikli araçlara uygun hale getirilmesi. Geleneksel araç üretimi için kullanılan teknolojiler, elektrikli araçlar için yeterli değil. Bu nedenle, hem donanım hem de yazılım açısından yeni yatırımlar gerekiyor. Ayrıca, bu dönüşümün hızlandırılması için hükümet destekleri, teşvikler ve sektördeki iş birliği fırsatlarının da artması büyük önem taşıyor.

Yan sanayi firmalarının, batarya üretimi, elektrik motorları, şarj altyapısı gibi elektrikli araçlarla ilgili bileşenler üzerine yoğunlaşması, uzun vadede sektörde rekabet gücünü artıracak unsurlar arasında yer alıyor. Bu geçiş sürecinin başarılı olabilmesi için sektördeki firmaların teknolojiye ve Ar-Ge’ye olan yatırımlarını artırmaları gerektiği aşikâr.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: