Çin’de En Zengin Olmak İstemiyorlar: Şi’nin Baskısı Milyarderleri Korkutuyor
Rockefeller International Vakfı başkanı Ruchir Sharma, Financial Times’ta yazdığı bir makalede Çinli zenginlerin en büyük korkusunun daha da zengin olmak olduğunu dile getirdi. Bunun sebebi ise, Şi Cinping hükümetinin “ortak refah” kampanyası kapsamında milyarderleri bir gecede hedef alması. Çin’de en son örneklerden biri, popüler alışveriş sitesi Temu‘nun sahibi olan PDD şirketinin kurucusu Colin Huang oldu.
Geçtiğimiz ay PDD‘nin kurucusu Colin Huang, Çin’in en zenginleri listesinin zirvesine oturdu, ancak bu durum uzun sürmedi. PDD’nin beklenmedik şekilde kötümser kâr tahminleri açıklamasıyla, Huang bir gecede 14 milyar dolar kaybederek liderliği meşrubat devi Nongfu Spring‘in kurucusu Zhong Shanshan’a kaptırdı. Ancak Zhong da çok geçmeden Çin’in zenginler listesinin tepesinden düştü. Bu durum, Çin’de sosyal medyada büyük bir tartışmaya yol açtı: Patronlar, Şi Cinping’in servete yönelik baskısından kaçınmak için bilerek şirketlerinin hisse değerlerini mi düşürüyorlardı?
Zenginlik Çin’de Neden Tehlikeli Hale Geldi?
Gerçek sebepler ne olursa olsun, bu gelişmeler, Çin’de servet sahiplerine yönelik ciddi bir değişimin işareti. 1970’lerin sonunda Deng Şiaoping Çin’in yüce lideri olduğunda, Maocu düşmanlık politikalarını terk ederek servet yaratmayı teşvik etmişti. Şiaoping döneminde zenginlik “şan” getiren bir değer olarak görülmeye başlanmıştı, ancak aşırı zenginlik hâlâ riskli olarak kabul ediliyordu.
Bu dönemde Çin ekonomisi hızla büyüyerek büyük miktarda servet yarattı. Ancak 10 milyar dolar barajını aşan bireysel servetler çok nadir görülüyordu. Hükümet, her zaman aşırı servete ve bireysel zenginleşmeye karşı dikkatli bir çizgi izledi. 2010’ların başına kadar, 10 milyar dolar sınırını aşan zenginlerin çoğu yolsuzluk suçlamalarıyla hapse girdi.
Şi Cinping Döneminde Artan Baskılar
Şi Cinping, 2012’de iktidara geldikten sonra yolsuzlukla mücadele kampanyası başlatarak, özellikle özel sektördeki servet sahiplerine karşı daha sert bir tutum sergiledi. İlk hedefler genellikle bürokratlar ve kamu sektöründeki elitlerdi. Ancak Çin ekonomisi yavaşladıkça, hükümet gözünü özel sektöre çevirdi. Teknoloji şirketleri ve onların kurucuları, devasa servetleri ile dikkat çekmeye başladılar. Bu süreçte Alibaba‘nın kurucusu Jack Ma, Çin’in en zengin ismi olarak öne çıkmıştı.
Jack Ma ve Alibaba’nın Düşüşü
2020’de Jack Ma’nın Komünist Parti‘yi ve Çin’deki bankacılık sistemini eleştiren bir konuşma yapması, bardağı taşıran son damla oldu. Ma, Alibaba ve onun yan kuruluşu Ant Group’un aşırı denetimden zarar görebileceğini savunuyordu. Ancak, bu konuşmadan sonra Alibaba hisseleri çöktü ve Jack Ma kamuoyu önünden çekildi. Şi Cinping’in 2021’de başlattığı ortak refah kampanyası, aşırı servetlerin yeniden dağıtılmasını ve eşitlikçi değerlere dönüşü hedefledi. Bu süreçte teknoloji devleri ve diğer zenginler benzer baskılarla karşılaştı.
Çin’de Özel Sektör Geriliyor
Son üç yılda Çin’deki milyarder sayısı %35 oranında azaldı. Bu, dünyanın geri kalanında servetler artarken Çin’de durumun tam tersi olduğunu gösteriyor. Zenginler listesinin zirvesine çıkan iş insanları hızla gözden düşüyor ve devlet baskısı özel sektörü geriletiyor. Devlete ait şirketler, özel sektörün piyasa değerini yakalayarak, borsadaki paylarını %50 seviyesine getirdi.
Çin’in süper zenginleri, ABD’deki ya da Hindistan’daki milyarderler gibi servetlerini sergileyemiyorlar. Örneğin, ABD’nin en zengin iş insanları kendi uzay programlarını finanse edebilirken, Çin’de bu tür bir şöhret riskli. Çinli milyarderler, devasa servetlere ulaşmanın tehlikeli olmasından dolayı bu unvandan uzak durmaya çalışıyorlar.