WSJ Analizi: Biden’ın İsrail’e Karşı Silah Politikası Ters Tepti
Washington‘ın Gazze‘deki çatışmaları sona erdirmeye çalışırken silahlar, siyasi bir koz haline geldi. WSJ, Biden’ın bu kozu İsrail’e baskı yapmak için kullandığını ancak bu stratejinin başarısız olduğunu yazdı.
ABD‘nin İsrail’e silah satışı, Washington’un Orta Doğu‘daki en yakın müttefikine verdiği desteğin güçlü bir sembolü ve potansiyel olarak İsrail üzerinde etkili bir baskı aracı olarak görülüyor. Gazze’de ateşkes ihtimalinin tartışıldığı bu günlerde, Biden yönetimi bu gücün sınırlarını test ediyor. Biden yönetiminin, aylar süren gecikmelerin ardından geçen hafta İsrail ile 20 milyar dolarlık silah anlaşması yapma kararı alması, Dışişleri Bakanı Antony Blinken‘in Gazze’deki çatışmaları durdurmak için yürüttüğü son diplomatik çabalarla aynı zamana denk geldi.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, geçen haftaki silah satış duyurusunun ateşkes umutlarından bağımsız olarak kararlaştırıldığını belirtti. Ancak, yönetim içinden bazı yetkililer, Tahran‘da üst düzey bir Hamas lideri ve Beyrut‘ta bir Hizbullah komutanının öldürülmesine karşılık olarak İran‘ın misilleme yapabileceği endişesiyle satışların ABD’nin İsrail’e desteğini göstereceğini umduklarını söylediler. Duyurunun Kongre tatildeyken yapılması da bazı Demokrat eleştirmenlerin kamuoyundan tepki görme ihtimalini azalttı.
Biden’ın Stratejisi Geri Tepti
Eski bir İsrail hükümet yetkilisi olan Daniel Levy, Biden yönetiminin, İsrail Başbakanı Netanyahu‘yu bir ateşkes anlaşmasını kabul etmeye teşvik etmeye çalışmış olabileceğini söyledi. Ancak Levy, bu yaklaşımın geri tepebileceğini belirterek, “Washington silah sağladığında Netanyahu kazandığını hisseder ve Amerika’yı her zaman yaptığı gibi yönetebilir” dedi. Satışlar arasında F-15 savaş uçakları, askeri araçlar, havan topları, tank mühimmatı ve füzeler bulunuyor. Dışişleri Bakanlığı, silahların çoğunun teslimatının 2026’ya kadar, uçakların ise 2029’a kadar başlamayacağını belirtti.
Mikro Yönetim Eleştirisi
Silahlar, onlarca yıldır ABD-İsrail ilişkilerinin temel bileşenlerinden biri oldu. İsrail, yıllık 3 milyar dolardan fazla askeri yardım alıyor ve silah alımlarının çoğu ABD hükümetinin finansmanıyla yapılıyor. 7 Ekim sonrasında ABD, zaman zaman İsrail’e silah yardımı sağladı ve acil durum kuralını kullanarak İsrail’e top ve tank mermileri gönderdi. Ancak bazı satışlar kamuoyuna açıklanmadan ertelendi ve İsrail’i çatışmayı kontrol altına almaya teşvik etmek amacıyla bir bomba sevkiyatı durduruldu. Gazze’deki sivil kayıplar arttıkça, Biden yönetimi sevkiyatları yavaşlattı ve Netanyahu’ya Gazze’nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırı planlarını azaltması için baskı yapma amacıyla büyük bir bomba sevkiyatını durdurma kararı aldı.
Politika Değişikliği Zor
ABD’li yetkililer, sivil ölümlerinin Biden yönetimini hayal kırıklığına uğrattığını, ancak silah satışlarında temel bir politika değişikliğine yol açmadığını ifade ediyor. Dışişleri Bakanlığı raporları, İsrail’in ABD tarafından sağlanan silahları kullanırken insancıl hukuku ihlal ettiğini tespit etmiş olsa da, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiği sonucuna varmaktan kaçındı ve satışların devam etmesine izin verdi. İsrail’e silah satışının sınırlandırılması siyasi açıdan zor, çünkü Netanyahu Amerikalı milletvekilleriyle doğrudan iletişimde usta olduğunu kanıtladı.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Stimson Center‘ın araştırma programlarından sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Rachel Stohl, silah satışlarının politikayı etkilemek için kullanılmasının zorluklarına dikkat çekiyor. Stohl, “Silah satışlarının alıcı ülkenin politikalarını değiştirdiğine dair genellikle net bir gösterge yoktur. Olan şey, ülkelere belirli bir şekilde hareket etmeleri için örtülü bir izin vermemizdir” dedi.