Washington Post: Rusya’nın Afrika’daki Yeni Sömürgecilik Stratejisi
Washington Post, Rusya’nın Afrika’da eğitim ve kültür üzerinden nüfuz artırma çabalarını detaylandıran kapsamlı bir haber yayımladı. Özellikle Burkina Faso‘daki projelerle Kremlin’in, Batı karşıtı stratejik hamlelerini güçlendirdiği vurgulanıyor. Haberde, Moskova’nın Afrika’daki faaliyetlerinin, yeni sömürgecilik girişimlerinin bir parçası olduğu ifade ediliyor.
Afrika Girişimi ile Yeni Bağlar Kuruluyor
Rusya’nın etkisini artırmak için kullandığı en dikkat çekici araçlardan biri, Burkina Faso’da faaliyet gösteren Afrika Girişimi adlı organizasyon. Bu girişim, eğitimden kültürel etkinliklere kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Girişimin bir etkinliğinde, öğrencilere dağıtılan defterlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Burkina Faso’nun geçici lideri İbrahim Traoré’nin el ele tutuşmuş bir fotoğrafı yer aldı.
Afrika Girişimi’nin Başkanı Soumaïla Ayo, etkinliklerde öğrencilerden Putin ve Traoré lehine slogan atmalarını sağlıyor. Girişim, Batılı ülkeleri hedef alarak Rusya ve Burkina Faso arasındaki “dekolonizasyon savaşını” desteklediğini açıkça ilan ediyor.
Batı’ya Karşı Bir Alternatif: Rusya’nın Kültürel ve Askeri Etkisi
Afrika Girişimi, Rusya’nın eğitim ve kültürel etkinliklerle Batı’ya meydan okuma stratejisinin önemli bir parçası. Örneğin, Burkina Faso’daki Rus dövüş sanatları turnuvaları, film gösterimleri ve ödüllü çekilişlerle sosyal medyada geniş bir kitleye ulaşılıyor. Bu etkinlikler, özellikle Fransa’nın eski sömürgesi olan ülkelerde Batı karşıtı duyguları körüklüyor. Burkina Faso gibi ülkelerde, Batılı askeri personelin yerine Rus askeri danışmanları ve Wagner paralı askerleri devreye giriyor.
Rusya, bu stratejisiyle yalnızca askeri değil, aynı zamanda kültürel bağları da güçlendirmeyi hedefliyor. Özellikle, Burkina Faso’nun geçici lideri Traoré’nin Putin ile yakın ilişkileri, bu iş birliğinin siyasi boyutunu gözler önüne seriyor.
Afrika’da Yeni Bir Söylem: Sömürgecilik Karşıtlığı
Rusya, Afrika’da Fransa ve ABD gibi Batılı güçlerin sömürgeci geçmişine odaklanarak kendisini bir kurtarıcı olarak konumlandırıyor. Bu söylem, Batı destekli kalkınma projelerinin yetersizliğine ve Batı’nın müdahaleci politikalarına yönelik eleştirilerle güçlendiriliyor. Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi‘nden Joe Siegle, Moskova’nın Afrika’da artan etkisinin, özellikle Ukrayna’daki savaş nedeniyle yalnızlaşan Kremlin için kritik bir strateji haline geldiğini belirtiyor.
Eğitim ve Sosyal Medya Üzerinden Nüfuz
Afrika Girişimi, eğitim alanındaki faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Rusya’da eğitim fırsatları, burslar ve staj olanakları sunularak Afrikalı gençlerin Moskova ile bağlarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, sosyal medya üzerinden yürütülen propaganda faaliyetleri de bu çabaların bir parçası. Facebook ve Telegram gibi platformlarda Batı karşıtı mesajlar yerine Rusya yanlısı içeriklere odaklanılıyor.
Wagner Stratejisi ile Paralellik
Afrika Girişimi’nin faaliyetleri, daha önce Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’in medya stratejisiyle benzerlik gösteriyor. Wagner’in kurucusu Prigozhin’in ölümünden sonra Kremlin’e daha yakın bir çizgi izleyen bu girişim, Burkina Faso ve Mali gibi ülkelerde etkisini artırmaya devam ediyor.
Batı’nın Tepkisi ve Eleştiriler
Batılı ülkeler, Rusya’nın Afrika’daki nüfuz çabalarına giderek daha fazla tepki gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Afrika Girişimi’nin ABD finansmanlı halk sağlığı projelerini baltalamaya çalıştığını iddia etti. Öte yandan, bu girişimin finansmanının büyük ölçüde Kremlin kaynaklı olduğu belirtiliyor.
Batılı kalkınma projeleriyle kıyaslandığında, Rusya’nın daha az kaynakla daha büyük bir algı yarattığı vurgulanıyor. Konrad Adenauer Vakfı’ndan Ulf Laessing, Rusya’nın kendisini pazarlama konusunda Batı’dan daha başarılı olduğunu ifade ediyor.
Sonuç: Yeni Bir Sömürgecilik Dalgası mı?
Afrika’da Rusya’nın artan etkisi, birçok uzman tarafından yeni bir sömürgecilik dalgası olarak değerlendiriliyor. Ancak bu kez Kremlin, kültür ve eğitim gibi yumuşak güç unsurlarını askeri destekle birleştirerek Batı’ya meydan okuyor. Afrikalı liderlerin desteğiyle genişleyen bu ağ, Batılı ülkelerin bölgede azalan etkisinin karşısında önemli bir güç olarak yükseliyor.
