Trump’ın Ukrayna’ya Karşı Tutumunun Ardındaki Nedenler
Donald Trump, Ukrayna hakkında konuşurken çoğu zaman soruları yanıtsız bırakıyor veya net bir cevap vermekten kaçınıyor. Her zaman söylediği şey ise ‘savaşı bitirecek kişi’ olduğuydu. Ancak, Ukrayna’nın Rusya karşısında kazanmasını istediğini hiçbir zaman açıkça dile getirmedi. New York Times yazarı David French, bu duruşun nedenlerini derinlemesine analiz ediyor.
Trump’ın Ukrayna’ya Yönelik Çekingenliği
Trump, Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin net bir pozisyon almaktan kaçınıyor ve genellikle ‘savaşı bitirecek kişi’ olacağına vurgu yapıyor. Ancak French’e göre, Trump’ın barışa odaklanmasının ardındaki temel sorun, savaşın bu aşamasında barışı zorlamanın aslında Rusya’nın zaferini pekiştirecek olması. Eğer savaş şimdi sona ererse, Rusya Ukrayna topraklarının büyük bir bölümünü elinde tutacak ve bu, Vladimir Putin için büyük bir zafer anlamına gelecek. Putin, Ukrayna ve ABD’yi yenmiş olacağına inanacak ve bu zafer, sadece Rusya’nın etki alanını genişletmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel güç dengesini ciddi şekilde değiştirecek.
Ukrayna’nın Zaferi Neden Önemli?
David French, Ukrayna’nın zaferinin ABD’nin stratejik çıkarları açısından hayati olduğunu vurguluyor. Rusya’nın kazanması, küresel bir insan hakları felaketine yol açacak ve Ukrayna’nın ulusal kimliğini yok edebilecek bir tehdit oluşturacak. Ayrıca, Putin’in kazandığını görmek, Çin gibi diğer otoriter devletlere de saldırganlığın işe yaradığına dair bir mesaj gönderecek. Çin, Tayvan’a yönelik stratejilerini yeniden gözden geçirebilir ve bu da dünya genelinde daha büyük bir çatışma riskini beraberinde getirebilir.
Ancak, Trump bu durumu tamamen farklı görüyor. French, Trump’ın Ukrayna’ya karşı kişisel bir kin beslediğini ve bunun Trump’ın ilk görevden alınmasına yol açan süreçle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Özellikle 2019’daki ünlü Trump-Zelenskyy telefon görüşmesi Trump’ın Ukrayna’ya yönelik olumsuz tutumunun en net örneklerinden biri. Zelenskyy, ABD’den silah yardımı isterken, Trump’ın yanıtı neredeyse bir mafya babasının karşılık talebi gibi oldu. Trump, Biden ailesini soruşturmasını istediği Zelenskyy’den aynı zamanda “sunucuyu” bulmasını talep etti. Bu, Trump’ın 2016 başkanlık seçimlerinde Rusya’nın müdahalesini reddedip suçu Ukrayna’ya atma girişiminin bir parçasıydı.
Komplo Teorileri ve Ukrayna
Trump’ın Ukrayna’ya yönelik olumsuz tutumunun ardındaki ana nedenlerden biri de MAGA hareketinin ısrarla savunduğu komplo teorilerine olan inancı. Trump, 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın değil, Ukrayna’nın müdahale ettiği şeklindeki komployu dillendirdi ve Zelenskyy’den CrowdStrike sunucusunu bulmasını istedi. Bu, Trump’ın Amerikan dış politikasını kişisel çıkarlarına göre şekillendirdiğinin en açık örneklerinden biriydi.
Trump’ın Tavrı Geleceği Nasıl Etkileyecek?
French, Trump’ın bu duruşunun ABD’nin stratejik çıkarlarına zarar vereceğini ve Ukrayna’nın zaferini engelleyeceğini savunuyor. Trump’ın “dengesiz ve çıkarcı” politikalarının, dünya liderlerinin temkinli davranmasına yol açtığını düşünen savunucuları olsa da, French, bunun bir zaafiyet göstergesi olduğunu belirtiyor. Eğer Trump ikinci bir kez başkanlık koltuğuna oturursa, Ukrayna’ya yönelik bu tutumu ABD dış politikasını olumsuz yönde etkilemeye devam edebilir.
David French’in analizine göre, Trump’ın Ukrayna’ya yönelik olumsuz yaklaşımı, stratejik bir vizyona dayanmaktan çok, kişisel çıkar ve komplo teorilerine olan inançlarından kaynaklanıyor. Bu durum, Trump’ın ABD’nin uzun vadeli çıkarlarını göz ardı ettiğini ve dünya üzerindeki dengeleri tehlikeye atabileceğini gösteriyor. Ukrayna’nın zaferi, sadece Ukrayna için değil, dünya için de büyük bir stratejik önem taşıyor.