Trump’ın Dış Görünüşe Olan Takıntısı: Güvensizlik mi, Güç Gösterisi mi?
ABD‘nin eski başkanı Donald Trump‘ın dış görünüşe olan takıntısı ve başkalarına yönelik hakaretlerinde fiziksel özelliklere odaklanması, New York Times tarafından mercek altına alındı. Uzmanlar, Trump‘ın diğer insanlara yönelik görünüş eleştirilerinin arkasında, onun kendi görünüşüyle ilgili derin bir güvensizlik olabileceğini düşünüyor.
Cumhuriyetçi başkan adayı Trump, özellikle rakibi Kamala Harris‘in görünüşünü eleştirirken kendi görünümünü de onunla kıyasladı. Time dergisinin kapağındaki Harris‘i Sophia Loren ve eşi Melania Trump ile karşılaştıran Trump, kendisinin “ondan daha yakışıklı” olduğunu iddia etti.
Manhood in America kitabının yazarı Michael Kimmel, Trump‘ın dış görünüşe olan bu takıntısının sahte bronzluğundan saç kesimine ve kilosu hakkında yalan söylemesine kadar her şeyi kapsadığını belirtiyor. Kimmel ve diğer ruh sağlığı uzmanları, Trump‘ın seçim kampanyası boyunca yaptığı birçok hakaretin insanların dış görünüşlerine yönelik olduğunu, bunun da rakipleri üzerinde hakimiyet kurma çabasının bir parçası olduğunu ifade ediyor.
Örneğin, Trump, 2016 seçimlerinde Florida Senatörü Marco Rubio‘ya “Küçük Marco” lakabını takmış, New Jersey eski valisi Chris Christie‘yi ise “şişman bir domuz” olarak nitelendirmişti. Kadınlara yönelik hakaretlerinde ise daha saldırgan bir dil kullanan Trump, yazar E. Jean Carroll‘a yönelik “benim tipim değil” diyerek saldırıyı reddetmişti.
Ancak Trump, bazen iltifatla hakareti birleştirerek karmaşık bir strateji izliyor. Örneğin, Virginia‘da bir mitingde, Virginia Valisi Glenn Youngkin‘in oğlunu babasından daha yakışıklı bulduğunu söylemiş, diğer erkek politikacılara da iltifatlar etmişti. Bu iltifatlar, bazı uzmanlara göre Trump‘ın kendi görünüşüyle ilgili endişelerinin bir yansıması.
Psikolog Avrum Weiss, Trump‘ın bu pohpohlamalarının ve iğnelemelerinin altında kendi güvensizliklerinin yattığını belirtiyor. Weiss‘e göre, Trump, başkalarının daha az çekici görünmesini sağlayarak kendisini daha çekici göstermeye çalışıyor.
Trump‘ın geçmişte yaptığı gibi, iltifatları bazen aşağılamayı amaçlıyor olabilir. Örneğin, Florida‘da vali adayı Andrew Gillum hakkında yaptığı yorumlarda, önce Gillum‘un görünüşünü övmüş, ardından “uyuşturucu bağımlısı” olduğunu eklemişti. Ayrıca, Trump, Barack Obama‘nın görünüşüyle ilgili övgülerin de karşısında duruyor ve Obama‘yı “yakışıklı, ama hiçbir şey söylemiyor” şeklinde eleştiriyor.
Sonuç olarak, Trump‘ın dış görünüşe yönelik bu takıntısı, hem onun kişisel güvensizliklerini ortaya koyuyor hem de rakiplerini zayıflatmak için kullandığı bir araç olarak görünüyor. Trump, kendisine yönelik övgülerden de büyük keyif alıyor ve bunu özellikle rakiplerine karşı bir üstünlük sağlama aracı olarak kullanıyor.