Suriye’de Esad’ın Çöküşü: İntikam ve Adalet Arasında Geçiş Süreci
Beşar Esad yönetiminin devrilmesiyle, Suriye’de rejim karşıtı gruplar, intikam duygusu ve adalet arayışı arasında hassas bir denge kurmaya çalışıyor. Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki yeni yönetim, bir yandan ülkeyi kaosa sürüklemeden geçiş sürecini yönetmeye çalışırken, diğer yandan Esad rejiminin işlediği suçlara karışanların yargılanacağını vurguluyor.
İntikam ve Mezhep Çatışması Endişeleri
Rejim karşıtı gruplar, Esad döneminde yaşanan zulümler nedeniyle adalet talep edenlerin baskısı altında. Ancak bu durum, mezhep çatışması ve misilleme saldırıları korkusunu da beraberinde getiriyor. HTŞ lideri Ahmed el-Şeraa, yaptığı açıklamada, “İşkence ve cinayetlere karışanları affetmeyeceğiz ve bu suçluları yargılayacağız” dedi. Ancak sosyal medyada dolaşan videolar, şiddet eğilimlerinin artabileceğine işaret ediyor.
Bu videolarda, rejim karşıtı güçlerin, Esad’ın babası Hafız Esad’ın Kardaha’daki mezarına zarar verdikleri ve mezarı ateşe verdikleri görülüyor. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, rejime sadık bölgelerde sivillere yönelik saldırılar yapıldığını ancak bu saldırıların sorumlularının belirsiz olduğunu bildirdi.
Yeni Yönetimin Zorlukları: Güvenlik ve Ekonomi
Esad rejiminin devrilmesinin ardından geçici başbakan Muhammed el-Beşir, ülkeye güvenlik ve istikrar getirme sözü verdi. El-Beşir, yaptığı açıklamada, “Tüm Suriye şehirlerinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak, hükümetimizin önceliğidir” dedi. Ancak ekonomik durumun vahim olduğunu belirterek, “Kasalarımız boş ve devraldığımız yönetim yolsuzlukla dolu” ifadelerini kullandı.
Suriye lirasının değer kaybettiği ve ülkenin döviz rezervlerinin tükendiği bir dönemde, yeni yönetim, ciddi bir finansman kriziyle karşı karşıya. Ayrıca, ülke genelinde farklı gruplar arasındaki çatışmalar, bu zorlukları daha da artırıyor.
Yeni Güç Dengesi ve Bölgesel Çatışmalar
Esad rejiminin ani çöküşü, ülkede güç boşluğu yaratarak yeni çatışmaların önünü açtı. Kuzeydeki Münbiç çevresinde, ABD destekli güçlerle Türkiye’nin desteklediği gruplar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. ABD destekli gruplar, bölgedeki gerginliği azaltmak amacıyla Çarşamba günü bir ateşkesi kabul ettiklerini açıkladı. Ancak bu bilgi, ABD yetkilileri tarafından doğrulanmadı.
Bu durum, Suriye’nin geleceğini şekillendirecek uluslararası diplomatik çabaları daha karmaşık hale getiriyor. ABD ve müttefikleri, Suriye’de istikrar ve temsil gücü yüksek bir yönetim oluşturulmasını desteklerken, HTŞ’nin terör örgütü olarak tanımlanması, süreci daha da zorlu hale getiriyor.
ABD ve Müttefiklerinin Diplomatik Hamleleri
Esad rejiminin çöküşünden sonra, ABD, Suriye’deki durumu kontrol altına almak için yeni diplomatik girişimlere başladı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Suriye konusunu görüşmek üzere İsrail’e ziyaret planlarken, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Türkiye ve Ürdün’de temaslarda bulunacak.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye’nin azınlık haklarına saygılı, hesap verebilir ve temsil gücü yüksek bir yönetim oluşturması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Suriye’nin bir terörizm üssü haline gelmesinin ve kimyasal silah stoklarının güvence altına alınmasının öncelikli olduğunu belirtti.
İsrail’in Rolü ve Bölgedeki Gerilim
İsrail, Suriye’deki radikal grupların silahlanmasını önlemek için askeri operasyonlarını sürdürüyor. Yüzlerce askeri hedefe yönelik saldırılar düzenleyen İsrail, bölgedeki dengeleri kendi lehine şekillendirmeye çalışıyor. Ancak bu operasyonlar, bölgedeki diğer güçler arasında yeni gerilimlere yol açabilir.