Prens Selman’ın Ortadoğu’da Artan Etkisi: İran Boşluğunu Doldurmak İçin Yeni Hamleler

Suudi Arabistan, İran'ın Ortadoğu'da bıraktığı boşluğu doldurmak için harekete geçti. Prens Selman’ın stratejisi, hem bölgesel hem de uluslararası dengeleri değiştirebilir.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Ortadoğu’da İran’ın azalan nüfuzunu doldurmak için dikkat çeken hamleler yapıyor. Özellikle Gazze’deki çatışmaların ardından İran’ın etki kaybı belirginleşirken, Suudi Arabistan bu fırsatı hızla değerlendirme çabasında. Ancak bu süreçte Tahran’ı tamamen dışlamadan, dengeleri gözeten bir strateji izleniyor.

İran’ın Güç Kaybı: Bölgedeki Boşluk ve Yeni Dengeler

Gazze savaşı sonrasında İran’ın bölgedeki etkisi ciddi şekilde zayıfladı. Tahran’a yakın militan liderlerin suikastlarla etkisiz hale getirilmesi, İran’ın bölgesel gücünü kıran başlıca nedenlerden biri oldu. Aynı zamanda, Lübnan’daki Hizbullah’ın zayıflaması ve Suriye’deki direniş ekseninin parçalanması, bu boşluğu daha da belirginleştirdi.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, bu boşluğu doldurmak için fırsatları değerlendirirken, aynı zamanda bölgesel müttefikler ve ekonomik dönüşüm projelerine odaklanıyor. Vizyon 2030 planı, Suudi Arabistan’ın iç ve dış politikasında merkezi bir rol oynuyor.

Tahran ile Gerilim: Denge Politikası

Prens Selman, 2015’te savunma bakanı olduğunda İran’ın vekillerine karşı açıkça savaş ilan etmişti. Ancak son yıllarda İran’la bir yumuşama dönemi başladı. Irak ve Çin’in arabuluculuğunda yürütülen bu süreç, Prens Selman’ın daha temkinli bir politika izlediğini gösteriyor. Tahran’ı provoke etmeden bölgedeki boşluğu doldurmak isteyen Suudi Arabistan, aynı zamanda ABD ve Avrupa ile iş birliğini artırma çabasında.

Bader Al-Saif’in belirttiği üzere, Suudi Arabistan’ın dış politikasında öncelikli hedef gerilimleri azaltmak ve ekonomik kazanımları maksimize etmek. Bu politika, Arap ve Müslüman müttefiklerle ortak hareket etmeyi ve Ortadoğu’nun yeniden inşası için uluslararası destek arayışını içeriyor.

İran’ın Karşı Hamleleri: Nükleer Program ve Yeni Tehditler

Öte yandan, İran’ın da nükleer silah programını güçlendirme ihtimali, bölgedeki tansiyonu yükseltebilir. Bu durum, özellikle İsrail ve ABD’yi harekete geçirebilir. Chatham House’daki bir etkinlikte, İngiliz istihbaratının eski direktörlerinden John Sawers, bu durumun ciddi bir çatışma riski taşıdığını ifade etti.

Suudi Arabistan’ın Bölgesel Liderlik Hedefi

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın liderliğindeki Suudi Arabistan, Ortadoğu’da yeni bir güç merkezi olma yolunda ilerliyor. Ancak bu süreç, hem İran’la gerilimi yönetme hem de uluslararası desteği sağlamayı gerektiriyor. Gazze, Lübnan ve Suriye’nin yeniden inşası için milyarlarca dolarlık yatırım planları, Suudi Arabistan’ın liderlik iddiasını güçlendiriyor.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: