NYT Savaştaki Asıl Soruyu İnceliyor: ABD Doğrudan Müdahil Olacak mı?
Geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de İsrail’de başlayan ve büyük yankı uyandıran saldırılardan sonra tüm bölgeye yayılacak bir savaştan korkuluyordu. Beklenen geniş çaplı çatışma nihayet başladı. Şimdi en önemli sorular, çatışmanın ne kadar büyüyeceği ve ABD’nin İsrail’in yanında doğrudan müdahil olup olmayacağı üzerinde yoğunlaşıyor.
Biden’ın Uyarıları ve Bölgesel Savaş
7 Ekim’deki terör saldırılarından sonra ABD Başkanı Joe Biden, İran ve Hizbullah’ın olaya dahil olup geniş çaplı bir savaşa dönmemesi için sürekli uyarılarda bulundu. Ancak geçtiğimiz günlerde İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a düzenlediği suikast ve ardından İran’ın İsrail’e yaklaşık 200 balistik füze fırlatarak misilleme yapması, bu tırmanışın önüne geçilemediğini gösterdi. Biden’ın tüm uyarılarına rağmen Orta Doğu’daki gerilim hızla yükseliyor.
İsrail’in Misillemesi: ABD’nin Rolü Nedir?
İsrail’in Nasrallah’a düzenlediği suikast, İran’ın sert karşılığını getirdi. Ancak ABD yönetimi, İsrail’in İran’a karşılık verme hakkını savunurken, bu durumun daha geniş bir çatışmaya yol açmaması için dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda, ABD yönetimi İsrail’e doğrudan askeri destek sağlayabilir mi sorusu gündemde yerini koruyor. Biden’ın İsrail’in yanında yer alarak müdahale etme olasılığı da göz ardı edilmiyor.
Biden Yönetiminin Denge Politikası
ABD, İsrail’in askeri operasyonlarında tam destek verirken, aynı zamanda geniş çaplı bir savaşı önlemek için diplomatik çabalarını sürdürüyor. Ancak bu denge politikasının ne kadar süreceği belirsiz. Biden yönetimi, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıların savaşın kontrolden çıkmasına yol açabileceği uyarısında bulunurken, İsrail’in bu konuda nasıl bir adım atacağı hala soru işareti.
İsrail İçin Varoluşsal Bir Savaş
İsrail’in bakış açısına göre bu savaş, varoluşsal bir mücadele. İsrail, kendini 1948’de kurulan bir devlet olarak tehdit altında görüyor ve bu savaşı ulusal bir görev olarak tanımlıyor. Özellikle Netanyahu’nun İran’a yönelik adımları, ABD ile nasıl bir işbirliği içinde olacağı sorusunu doğuruyor.
ABD’nin İsrail’e Verdiği Destek ve Stratejik Hesaplar
ABD’nin Netanyahu’nun adımlarını desteklediği açıkça ortada. Biden’ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan’ın açıklamalarına göre, İran’ın saldırıları büyük ölçüde ABD ve İsrail’in koordineli savunma çabalarıyla engellendi. Ancak bu destek, ABD’nin çatışmaya daha fazla müdahil olacağı anlamına gelebilir.
ABD’nin Müdahalesi Savaşın Kaderini Belirler mi?
ABD’nin bu noktadan sonra savaşın genişlemesini önleyip önleyemeyeceği belirsiz. Amerikalı yetkililer, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu tam anlamıyla bir savaşa girmeden durdurabileceklerine inanıyor. Ancak yaklaşan ABD başkanlık seçimleri, bölgesel dinamikler ve İran’ın nükleer faaliyetleri gibi etkenler, savaşın seyrini etkileyebilir.
Riskler ve Olası Senaryolar
İran’ın nükleer faaliyetlerini hızlandırması, Hizbullah’ın yeniden yapılandırılması ve İsrail’in geniş çaplı bir askeri harekat başlatması gibi senaryolar, bölgedeki çatışmaların uzun vadeli etkilerini gözler önüne seriyor. ABD’nin bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı, Ortadoğu’daki dengeleri tamamen değiştirebilir.
Bu süreçte, İran’ın bölgedeki nüfuzunu artırma çabaları, İsrail ve müttefikleri için büyük bir tehdit olarak algılanıyor. Ancak geniş çaplı savaşların nasıl sona ereceği ve kontrol altına alınmasının yıllar sürebileceği riski, tüm aktörler için ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.