Gisèle Pelicot, Tecavüz Mağdurlarının Yüzünü Değiştirdi: “Utanması Gereken Biz Değiliz”
Gisèle Pelicot, eşi tarafından uyutularak 50 erkeğin tecavüzüne uğradıktan sonra sessiz kalmayı reddetti. Fransız kadının cesareti, kadın hakları savunucularından küresel bir destek dalgası yarattı. Pelicot’nun davası, tecavüz mağdurlarına yönelik utanç ve damgalama kültürüne meydan okurken, dünya çapında bir farkındalık hareketine dönüştü.
Pelicot’nun Hikayesi
Fransız kadın Gisèle Pelicot, mahkeme sürecinde kimliğini gizleme hakkını reddederek, tecavüz mağdurlarına yönelik toplumsal baskıyı sorgulayan bir duruş sergiledi. Pelicot, “Utanması gereken biz değil, onlar” diyerek milyonlarca kadına ilham verdi.
19 Aralık’ta görülen davada, Pelicot’nun kocası ve suç ortağı olan diğer sanıklar uzun süreli hapis cezalarına çarptırıldı. Pelicot’nun cesareti, kadın hakları savunucuları tarafından “domino etkisi yaratacak” bir değişimin başlangıcı olarak görülüyor.
Nadia Murad: “Yalnız Değilsin”
Nobel Barış Ödülü sahibi Nadia Murad, Pelicot’nun hikayesini duyduğunda hissettiklerini şöyle ifade ediyor:
“Bu tür bir cesaret, tecavüzle utanç arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor.”
IŞİD tarafından rehine alınan ve tecavüz mağduru olan Murad, Pelicot’nun cesaretini “utancı ortadan kaldırmak için bir mücadele” olarak nitelendiriyor. Pelicot’nun duruşu, tecavüz mağduru kadınların yaşadıkları korku ve utançla baş etmeleri için bir yol gösterici oldu.
Farklı Ülkelerden Aynı Destek
Pelicot’nun cesareti, dünyanın dört bir yanından kadın hakları savunucularını bir araya getirdi. İşte farklı ülkelerden destek mesajları:
Arjantin – Thelma Fardin
Arjantinli oyuncu Thelma Fardin, Pelicot’nun duruşunun “tecavüz mağdurlarının onurunu yeniden tesis ettiğini” belirtti. Fardin, 2009’da kendisine tecavüz eden aktör Juan Darthés’e karşı açtığı davayı kazanarak benzer bir mücadele vermişti.
“Adaletin iyileştirici etkisini gösteriyoruz. Bu devrimsel bir şey.”
İskoçya – Ellie Wilson
Glasgow’da yaşayan Ellie Wilson, Pelicot’nun kimliğini gizleme hakkından vazgeçmesini “milyonlarca kadına ilham verecek bir adım” olarak tanımladı. Wilson, eski erkek arkadaşına karşı açtığı davada benzer bir süreç yaşamıştı ve tehditlere rağmen mücadelesini sürdürmüştü.
“Pek çok kadın Gisèle Pelicot’dan ilham alacak. Cesareti unutulmayacak.”
Çin – Feng Yuan
Çin’de kadın hakları aktivisti Feng Yuan, Pelicot’nun hikayesinin tüm dünyada “anlamlı değişiklikler” yarattığını söyledi. Çin’de kadınların %39’unun partner şiddetine maruz kaldığını belirten Yuan, Pelicot’yu “rol model” olarak görüyor.
Cesaretin Küresel Etkisi
Pelicot’nun davası, kadın hakları konusunda küresel farkındalık yarattı. Nijerya’da WARIF Vakfı kurucusu Dr. Kemi DaSilva-Ibru, Pelicot’nun cesaretinin kadınları güçlendirdiğini vurguladı. Kenya’dan Joan Chelimo Melly ise onun “yaratılması gereken değişimin bir sembolü” olduğunu ifade etti.
Dr. Summaya Tariq Syed gibi uzmanlar, bu davanın kadın hakları ve adalet sistemleri üzerinde emsal teşkil edeceğini düşünüyor.
Adaletin Sağladığı Güç
Gisèle Pelicot’nun hikayesi, dünya genelinde kadınların adalet ve hak arama mücadelesine ışık tuttu. Mahkemede yaptığı şu açıklama, tüm kadınlara ilham veriyor:
“Artık utanmalarını istemiyorum. Utanması gereken biz değil, onlar.”
Pelicot’nun cesareti, sadece mağdurları değil, aynı zamanda toplumsal algıyı değiştirme gücünü de taşıyor. Arkasında duran kadın hakları savunucuları ise bu mücadelenin daha da büyüyeceğinden emin.