Gisele Pelicot Davası, Avrupa’da Rıza Reformlarını Ateşledi
Fransa’da Gisele Pelicot davasının ardından milletvekilleri, cinsel suçlar yasasında ‘rıza’ kavramını içeren reform yapılması gerektiğini vurguladı. Bu davayla birlikte ülkede cinsel şiddetle mücadelede yeni bir döneme girilmesi çağrıları güçleniyor.
Pelicot Davası Fransa’yı Sarstı
Dominique Pelicot, 10 yıl boyunca eşini uyuşturarak yabancı erkeklerin tecavüz etmesine olanak sağladığı gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 50 sanık da çeşitli hapis cezaları aldı. Bu dava, Fransa tarihindeki en büyük tecavüz davalarından biri olarak kabul ediliyor ve ülke genelinde protestolara, mitinglere ve reform taleplerine yol açtı.
Gisele Pelicot’nun yargılama sürecindeki cesareti, cinsel şiddete karşı ulusal bir farkındalık hareketini tetikledi. Cinsel şiddet mağdurlarının adalet arayışındaki zorluklarını gözler önüne serdi.
‘Rıza’ Tanımının Yasaya Dahil Edilmesi Gerekiyor
Fransız milletvekilleri tarafından parlamentoya sunulan bir raporda, mevcut yasanın cinsel saldırıyı “şiddet, zorlama, tehdit ya da sürpriz kullanılarak” yapılan bir eylem olarak tanımladığı belirtilerek bu tanıma ‘rıza’ kavramının eklenmesi gerektiği vurgulandı.
Raporun önemli noktaları şunlar:
- Rıza, spesifik olmalı, özgürce verilmelidir ve her an geri çekilebilir.
- Fransa, Almanya, İsveç ve İspanya gibi Avrupa ülkelerinin cinsel suç yasalarına ‘rıza’ kavramını dahil etme yolunu izlemelidir.
- Cinsel şiddetle mücadelede daha net ve mağdur odaklı bir yasa çıkarılmalıdır.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans’tan Veronique Riotton ve Ekolojistler’den Marie-Charlotte Garin başkanlığındaki panel, yasanın güncellenmesinin öncelikli bir konu olduğunu belirtti.
Reform Gerekliliği Üzerine Tartışmalar
Fransız Adalet Bakanı Didier Migaud ve Cumhurbaşkanı Macron, cinsel suç yasasının rızaya dayalı bir tanım içerecek şekilde değiştirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Ancak bu reform önerisi, bazı hukukçular ve kadın hakları savunucuları tarafından eleştiriliyor. Eleştiriler, mağdurların rızayı kanıtlama yükümlülüğünün sanıklar lehine sonuçlanabileceği riskine dayanıyor.
Araştırma verileri, bu reformun aciliyetini gözler önüne seriyor:
Kamu Politikaları Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Fransa’da tecavüz şikayetlerinin yalnızca %14’ü soruşturmayla sonuçlanıyor. Çoğu vaka, failin şiddet ya da tehdit kullandığını kanıtlayacak delil yetersizliği nedeniyle kapatılıyor.
Pelicot Davasının Etkisi ve Gelecek Adımlar
Pelicot davası, cinsel şiddet mağdurlarının adalet arayışındaki sistemik sorunları yeniden gündeme taşıdı. Bu dava, Fransa’nın tecavüz kültürüne karşı ulusal bir hesaplaşma başlatmasına yol açtı ve yasaların mağdurları daha iyi koruması gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Fransız milletvekillerinin sunduğu yasa reformu teklifi, hem yasal hem de toplumsal düzeyde değişimin önünü açabilecek nitelikte. Ancak, bu değişikliklerin nasıl uygulanacağı ve mağdurların korunmasının nasıl sağlanacağı konusundaki tartışmalar devam ediyor.