Bill Gates’ten Papa’ya: Arif Naqvi’nin İbretlik Hikayesi

Abraaj Capital'in kurucusu Arif Naqvi’nin dolandırıcılık skandalıyla çalkalanan hikayesi, The Key Man kitabında çarpıcı detaylarla anlatılıyor.

Eleştirmenler tarafından “Yalanların, açgözlülüğün ve lekelenmiş idealizmin kitabı” olarak nitelendirilen The Key Man (Kilit Adam), Türkiye’de de gündeme gelen Abraaj Capital’in kurucusu Arif Naqvi’nin ibretlik öyküsünü anlatıyor. Bu çarpıcı hikaye, Wall Street Journal’ın iki muhabiri tarafından kitaplaştırıldı ve dolandırıcılık skandalının perde arkasını gözler önüne serdi.

İnanılmaz Yükseliş ve Çarpıcı Düşüş

Kitabın yazarları, milyarlarca dolarlık yatırımlarla yoksulluğu bitirme vaadinde bulunan ve Batılı liderler, iş dünyası ve yardım kuruluşları tarafından desteklenen Naqvi’nin hikayesini anlatıyor. Bill Gates, Papa, Prens Charles, Obama gibi isimlerin güvenini kazanan Naqvi, finans dünyasında büyük bir figür haline geldi. Ancak, Abraaj’ın Pakistanlı kurucusu Naqvi, en büyük finansal dolandırıcılık skandallarından birini yönettiği iddiasıyla yargılandı.

Elektrik Şebekesi ve İlk Büyük Başarısı

Naqvi’nin kariyerinin dönüm noktalarından biri, Pakistan’ın en önemli elektrik şirketi olan Karaçi Elektrik’i kontrol altına almasıydı. Bu dönemde, ülkenin çökmüş olan elektrik şebekesini toparlamak için agresif yöntemler kullandı ve halkın dikkatini çekti. Bu başarı, ona yatırımcıların güvenini kazandırdı ve Abraaj Fonu’nu küresel bir oyuncu haline getirdi.

Yatırım Dünyasının Kilit İsmi

Naqvi, dünya genelinde büyük etkinliklere katıldı ve etkileyici konuşmalarıyla kendini küresel finans çevrelerinde kabul ettirdi. Davos Zirveleri gibi prestijli platformlarda yer aldı ve 11 Eylül sonrası dönemde Orta Doğu’nun istikrara kavuşmasına katkı sunabileceğini savunarak siyasi figürlerin güvenini kazandı. Bu süreçte, milyonlarca dolar yatırım çekmeyi başardı.

Büyük Çöküş: Wall Street Journal’ın İddiaları

Naqvi’nin itibarı, 2018 yılında Wall Street Journal muhabirlerinin yürüttüğü soruşturmayla sarsıldı. Simon Clark ve Will Louch tarafından ortaya çıkarılan belgeler, Naqvi’nin lüks yaşam tarzını finanse etmek için dolandırıcılık yaptığını iddia ediyordu. Monaco’da dev yatlarla düzenlediği gösteriler ve pahalı otel konaklamaları, dolandırıcılık iddialarının bir parçasıydı. Sonunda, Nisan 2019‘da İngiltere’de tutuklanan Naqvi, ABD’ye iade edildi ve şu anda 291 yıl hapis cezasıyla yargılanmayı bekliyor.

Türkiye’deki Etkisi: Acıbadem ve Yörsan

Naqvi, Türkiye’ye 2008 yılında Acıbadem Sağlık Grubu’nun %70’ini satın alarak girdi. Bu yatırım, onu Türkiye’de geniş çapta tanınan bir figür haline getirdi. Yine de Naqvi’nin Türkiye’deki yatırımları, başarısızlıklarla dolu bir hikayeyi de içeriyordu. Yörsan’ın alınması büyük bir hata olarak görülse de, Naqvi Türk medyasında bu yatırımları savundu. Gezi olayları sırasında bile, Türk halkının süt tüketmeye devam edeceğini vurgulayarak endişeleri yatıştırmaya çalıştı.

web sitesi uygulama / geliştirme: