Aşırı Turizm Avrupa’da Kriz Yarattı: Bu Yaz Turistler Reddedildi
Bu yaz Avrupa, turizme yönelik eşi görülmemiş bir tepkiyle karşı karşıya kaldı. Birçok ülkede yerel halk, aşırı turist akınlarına karşı sesini yükseltti. Özellikle Barselona, Kanarya Adaları, Venedik ve Yunanistan, protestoların merkezi haline geldi. Hükümetler, aşırı turizmin yarattığı sorunlara karşı önlemler alsa da, bu adımların çoğunun ziyaretçilerden daha fazla para koparmaya yönelik olduğu yönündeki eleştiriler de gündemde.
Turist Karşıtı Protestolar ve Tepkiler
Barselona‘da düzenlenen protestolar, turistlerin kent üzerindeki baskısını açıkça gözler önüne serdi. Yerel halk, “Kitle turizmi şehri öldürüyor” ve “Turistler evlerine dönsün” gibi pankartlarla sokağa çıkarak turizmin kenti yaşanmaz hale getirdiğini ifade etti. Bu gösterilerde, bazı protestocular su tabancaları kullanarak restoranlardaki turistleri şaşırtıcı saldırılara maruz bıraktı.
Benzer şekilde, Kanarya Adaları halkı da Nisan 2024‘te turistlere karşı açlık grevi ve çeşitli eylemlerle sesini duyurdu. Aşırı turist akınına karşı çıkan yerel halk, uygun fiyatlı konutların yetersizliğinden ve doğal kaynakların zorlanmasından şikayetçi.
Aşırı Turizmin Yükselişi
Turist karşıtı protestolar, sadece birkaç yıl önce COVID-19 pandemisinin seyahatleri kısıtladığı bir dönemde hayal edilemezdi. Ancak pandemi sonrası turizm patlaması, Avrupa’nın en popüler destinasyonlarında ciddi bir kriz yarattı. İspanya, 2024 yılında Temmuz ayına kadar 53 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayarak rekor kırarken, yerel halk turist akınından şikayetçi. Kopenhag İşletme Okulu’ndan Sebastian Zenker, bu yıl turist karşıtı protestoların belirgin bir artış gösterdiğini ve yerel halkın “Yeter artık” diyerek turistleri kovmaya çalıştığını belirtiyor.
Şehirlerin Mücadelesi
Pandemi sırasında turist eksikliğini hisseden birçok şehir, şimdi aşırı turist baskısıyla mücadele ediyor. Özellikle Barselona, Venedik ve Santorini gibi destinasyonlar, yerel halkın yaşam kalitesini korumak amacıyla turizmle ilgili çeşitli kısıtlamalar getirdi. Örneğin, Santorini’de yolcu gemisi ziyaretçilerine vergi getirilmesi ve günlük ziyaretçi sayısının sınırlandırılması planlanıyor. Bu önlemler, özellikle kısa süreli turist akınlarını kontrol altına almaya yönelik.
Benzer şekilde Venedik, günübirlik turistlere yönelik 5 euroluk bir ücret denemesi başlattı. Ancak bu tür önlemlerin kalabalığı azaltmada etkisiz kaldığı ve turistlerin şehri istila etmeye devam ettiği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür vergilerin turist sayısını azaltmaktan çok hükümetlerin kasasını doldurmaya yönelik olduğunu savunuyor.
Ekonomik Çıkarlar ve Sürdürülebilirlik
Turizmin Avrupa ekonomisindeki önemli yeri, hükümetlerin çatışan çıkarlar arasında sıkışmasına neden oluyor. Avrupa Birliği verilerine göre, turizm gayri safi yurtiçi hasılanın %10’unu oluşturuyor. Bu nedenle birçok ülke, aşırı turist akınını kontrol etmek yerine, turistlerden daha fazla gelir elde etmeye odaklanıyor. New York Üniversitesi Tisch Ağırlama Merkezi’nden Christopher Gaffney, hükümetlerin turistleri “yürüyen dolar işaretleri” olarak gördüğünü ve bu yaklaşımın yerel halkın huzur ve sessizlik gibi değerlerini tehdit ettiğini belirtiyor.
Turizmi Kontrol Altına Almanın Zorluğu
Uzmanlar, vergi ve harçlar gibi önlemlerin turist sayısını azaltmada etkisiz kaldığını belirtiyor. Örneğin, Venedik’te uygulanan 5 euroluk ücret, turist akınını azaltamadı ve yerel yetkililer gelecek yıl bu ücreti artırmayı planlıyor. Uzmanlar, turizmin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesinin önemine dikkat çekiyor ve turist sayısının değil, ziyaretçilerin bıraktığı etkinin minimize edilmesi gerektiğini savunuyor.
Kaynak: Washington Post