Çin’den ABD’ye Sürpriz Vergi Hamlesi: Oran Yüzde 125’e Çıktı
Çin Maliye Bakanlığı, 12 Nisan itibarıyla yürürlüğe girmek üzere ABD ürünlerine yönelik gümrük vergisi oranını yüzde 125 olarak belirlediğini duyurdu. Bu karar, Washington’un ithalat vergilerini yeniden yükseltmesinin hemen ardından geldi.
Pekin yönetimi, yaptığı açıklamada bu artışın doğrudan bir misilleme olduğunu vurgularken, dikkat çeken bir not da düştü: “ABD’nin bundan sonraki olası vergi artırımlarına Çin cevap vermeyecek.”
Bu ifade, ticaret savaşında yeni bir stratejik dönüşüme işaret ediyor. Pekin, agresif söylemler yerine dengeleyici bir tutumla ilerlemeyi tercih edebilir.
ABD’nin Vergi Kararları: Geri Sayım Trump’la Başladı
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan’ı “kurtuluş günü” ilan ederek ülkesinin ithalat politikalarında radikal değişiklikler duyurdu. Temel vergi oranı yüzde 10 olarak sabitlenirken, Çin’den ithal edilen mallara ise yüzde 34 oranında ek vergi uygulanmasına karar verildi.
Bu karar, Trump yönetiminin “yerli üretimi teşvik etme” politikasının bir parçası olarak görülse de, küresel ticaret dengeleri açısından yankı uyandırdı.
Vergi Savaşı Nasıl Tırmandı?
Trump’ın hamlesine Pekin gecikmeden yanıt verdi. Çin yönetimi, aynı oranda yani yüzde 34’lük vergi uygulayacağını bildirdi.
Bu karşılıklı adımların ardından ABD vergiyi yüzde 104’e, Çin ise yüzde 84’e yükseltti. Gerilimin tırmanmasıyla ABD son olarak yüzde 145 gümrük vergisi uygulama kararı aldı.
Buna karşılık Çin, yeni bir adım atarak oranı yüzde 125’e çıkardı ve aynı zamanda bundan sonraki gelişmelere kayıtsız kalacağını ilan etti.
Sessiz Misilleme Stratejisi
Çin’in bu son hamlesi, klasik bir “göz göze bakışma” yarışından geri çekilme sinyali taşıyor olabilir. Bu strateji, ekonomik savaşın finansal yükünü azaltmak ve uzun vadede uluslararası imajı korumak amacıyla tercih edilmiş olabilir.
Pekin’in “bundan sonra tepki vermeyeceğiz” mesajı, hem ABD’ye hem de dünya kamuoyuna verilen çok katmanlı bir mesaj olarak değerlendiriliyor.
Ticaret Savaşlarının Küresel Etkisi
Çin ve ABD arasındaki ticaret gerilimi, sadece iki ekonomi arasındaki rekabetten ibaret değil. Bu durum, küresel tedarik zincirlerini, emerging market olarak bilinen gelişmekte olan ülkeleri ve uluslararası yatırım ortamını doğrudan etkiliyor.
Gümrük vergilerinin yükselmesi, hem tüketici fiyatlarını artırıyor hem de dünya genelinde enflasyon baskısını tetikliyor. Aynı zamanda ihracat yapan firmaların rekabet gücünü zayıflatıyor.
Uzmanlara göre, uzun süreli bir ticaret savaşı küresel ekonomide resesyon riskini yeniden gündeme getirebilir.
Sakinleşen Görünse de Gerilim Sürüyor
Her ne kadar Çin “bir adım geri çekilmiş” görünse de, bu kararın ardında stratejik bir hesaplama olduğu açık. Pekin, sessiz kalarak daha büyük ekonomik zararların önüne geçmeyi hedefliyor olabilir.
Ancak ABD’nin bu sessizliğe nasıl yanıt vereceği henüz bilinmiyor. Trump yönetiminin yeni ticaret hedefleri ve korumacı politikaları sürdükçe, yeni kriz başlıklarının ortaya çıkması olası.
