Çin Merkez Bankası, 6 Ay Sonra Altın Alımına Yeniden Başladı
Çin Merkez Bankası (PBOC), altı aylık bir aradan sonra kasım ayında rezervlerine altın alımına yeniden başladı. 2023 yılı itibarıyla dünyanın en büyük resmi altın alıcısı olan PBOC, bu adımıyla Çinli yatırımcıların altın talebini canlandırmayı hedefliyor.
Altın Rezervlerinde Artış
PBOC’nin altın rezervleri, kasım ayının sonunda 72,96 milyon ince troy ons seviyesine yükseldi. Bu rakam, bir önceki aya göre önemli bir artış olduğunu gösteriyor. Kasım ayında yapılan alımlar, Çin Merkez Bankası’nın uzun bir aradan sonra altın alımına yeniden başlamasının ardından geldi. Altın alımının durdurulduğu ağustos ayında talep düşerken, bu son adımın piyasaları nasıl etkileyebileceği merak konusu.
Altın Rezervlerinin Değeri Düşüşte
Altın rezervlerinin toplam değeri, ekim ayının sonunda 199,1 milyar dolar seviyesindeyken, kasım ayı itibarıyla bu rakam 193,43 milyar dolara geriledi. Bu düşüş, dünya genelindeki altın fiyatlarındaki dalgalanmalara ve ticaret koşullarındaki değişikliklere bağlı olarak kaydedildi. Ancak, yine de PBOC’nin rezervlerindeki artış, Çin‘in uzun vadeli altın stratejisini güçlendiriyor.
Altın Fiyatları ve PBOC’nin Stratejisi
Altın fiyatları, özellikle Donald Trump’ın seçim zaferinin ardından yaşanan satış baskısıyla düşüş kaydetti. Haziran ayından itibaren ilk kez aylık bazda gerileyen altın fiyatları, 31 Ekim’de kaydedilen 2.790 dolarlık rekor seviyeden yüzde 5 oranında düşüş yaşadı. Ancak yılbaşından bu yana altın fiyatları, yüzde 28 oranında artış gösterdi. Saxo Bank Emtia Stratejisi Başkanı Ole Hansen, PBOC’nin yeniden altın alımına başlamasının, bankanın rekor seviyelerdeki altın fiyatlarına alıştığını ve bu fiyatlara rağmen rezervlerini artırmaya istekli olduğunu gösterdiğini belirtti.
Çin’in Altın Stratejisi
PBOC’nin altın alımına başlaması, Çin’in altın rezervlerini artırma stratejisinin devam ettiğini gösteriyor. PBOC, özellikle ekonomik belirsizlikler ve küresel finansal krizler karşısında, altın rezervlerini güçlendirerek olası krizlere karşı kendisini güvence altına almak istiyor. Bu durum, Çin’in uluslararası finansal piyasalarda daha güçlü bir konum elde etme hedefiyle de örtüşüyor.