CEO Krizde Uyumamalı mı? Heathrow Yangını Tartışması Uyku ve Liderliği Gündeme Taşıdı

Heathrow’daki yangında CEO’nun uyuması tepki çekti. Ama belki de en büyük liderlik dersi, dinlenmeyi bilmekte saklıydı.

Heathrow Havalimanı’na güç sağlayan trafo merkezinde çıkan yangın sonrası, havalimanının 24 saat kapatılmasının ardından yaşananlar kamuoyunda sert tepkilere yol açtı. Tartışmaların odağında ise Heathrow CEO’su Thomas Woldbye vardı. Kriz anında sorumluluğu yardımcısına devrederek uyumaya gitmesi, birçok kişi tarafından “sorumsuzluk” olarak yorumlandı. Ancak bu karar, bazı uzmanlara göre tam tersine, krizi yönetmede rasyonel bir adım olabilir.

Yangın Sırasında Uyuyan CEO Eleştirilerin Hedefinde

Yangın, 1 Mart’ta Londra’nın batısında yer alan Hayes bölgesindeki bir elektrik trafo merkezinde çıktı. Bu merkez, İngiltere’nin en büyük havalimanı olan Heathrow’a enerji sağlıyordu. Ortaya çıkan dumanlar hızla gökyüzüne yükselirken, havalimanı operasyonları durduruldu.

İngiltere Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander, yaşananları eleştirerek “Böyle bir olay sırasında nasıl uyunabilir?” diyerek kamuoyunun genel duygusunu yansıttı. Ancak, CEO Woldbye, olaydan saatler önce, gece saat 11’de uyuduğunu ve görevleri yardımcısına devrettiğini söyledi. Bu açıklama, tartışmaları daha da alevlendirdi.

Uyku, Kriz Anında Zayıflık Mı Yoksa Strateji Mi?

Uyku konusunda uzmanlaşmış yazar ve Uyku Okulu kurucusu Guy Meadows, yaşananları “2025 yılında hâlâ uyumanın zayıflık olarak görülmesine inanamıyorum” sözleriyle değerlendirdi. Ona göre, uyku, özellikle kriz anlarında, liderlerin karar alma becerisini artıran en kritik unsurlardan biri.

Yorgunluk, tıpkı alkol etkisi gibi zihinsel performansı düşürür. Bu görüş, Avrupa Yönetim ve Teknoloji Okulu’ndan Prof. Jan Hagen tarafından da destekleniyor. Hagen’e göre bir CEO’nun, gece yarısından sonra nöbeti iyi dinlenmiş bir ikinci yöneticiye devretmesi mantıklıdır.

Kriz Yönetiminde Yeni Yaklaşım: Ekip ve Vardiya Sistemi

Kritik altyapıya sahip işletmelerin, kriz yönetimi sırasında üç vardiyalı sistemle çalışan, yetkili ve eğitimli ekipler oluşturması gerektiği ifade ediliyor. Apollo 13 örneğini hatırlatan uzmanlar, burada uçuş direktörlüğü dahil dört ayrı ekibin bulunduğunu vurguluyor.

Böyle bir sistemde, liderin görevi her an aktif olmak değil, en uygun anda en doğru kararı verebilmektir. Bu, doğrudan dinlenmiş bir zihne ve dengeli bir ruh haline bağlıdır.

Uykusuz Liderlik Felaket Getirebilir

Geçmişte yaşanan büyük felaketlerde, yorgunluk faktörü önemli bir rol oynadı. Çernobil nükleer kazası, Exxon Valdez petrol sızıntısı ve benzeri krizlerde yapılan analizler, uykusuzluğun etkilerini açıkça gösterdi.

Pilotların yeterli uyku almadan uçmalarının yasak olması da bu nedenle. Bir uçağa binerken pilotun uykusuz olduğunu bilseniz, kendinizi güvende hisseder miydiniz? Aynı mantık, karar verici yöneticiler için de geçerli.

Politikacılar ve CEO’lar: Tükenmişlik Kültürüne Teslim Olmalı mı?

Seçim gecesi sabaha kadar ayakta kalan politikacılar, saat farkına rağmen durmadan toplantılara giren yöneticiler… Hepsi toplumda “çalışkanlık” olarak algılansa da, uzmanlara göre bu tarz davranışlar verimliliği değil, hataları artırıyor.

Yapılan bir araştırmada, uykusuz geçen diplomatik zirvelerin çoğunlukla mantıksız riskler içeren politikalarla sonuçlandığı gösterildi. Bu da uykusuzluğun sadece bireyi değil, tüm organizasyonları etkileyebileceğini kanıtlıyor.

Modern Liderlikte Uyku Zihinsel Yatırımdır

Guy Meadows, büyük danışmanlık firmalarında yöneticilere yönelik uyku atölyeleri düzenliyor. Bu programlarda, sirkadiyen ritimlere uygun çalışma sistemlerinin, üretkenliği artırdığı vurgulanıyor.

Pandemi sürecinde evden çalışma ile birlikte bazı yöneticiler, kendi biyolojik saatlerine göre çalışmanın ne kadar verimli olduğunu fark etti. Gece kuşu olanlar daha geç, sabahçı olanlar ise erken saatlerde performans sergileyebildi.

Bezos Gibi Düşünmek: Az Ama Kaliteli Karar

Jeff Bezos, 8 saatlik uykunun verimliliği artırdığını, ilk toplantısını genellikle saat 10.00’dan önce yapmadığını açıklamıştı. “Az sayıda ama kaliteli karar vermek için maaş alıyorsunuz. Uykusuzsanız bu kararların kalitesi düşer” sözleriyle yeni nesil liderlik anlayışına örnek oluşturuyor.

Buna karşın Elon Musk gibi isimler, haftada 100 saat çalışmayı bir gurur meselesi haline getirerek beyaz yaka çalışma kültürünü sömürüyor. Ancak bu tutumun yarattığı tükenmişlik ve hata oranları da artık daha görünür hale geliyor.

Krizde Uyumak: Lüks Mü, Sorumluluk Mu?

Heathrow olayında olduğu gibi kriz anlarında liderlerin her an ayakta olması gerektiği algısı, aslında daha büyük riskler doğurabilir. Bir CEO’nun görevi her şeyi bireysel olarak çözmek değil, doğru sistemleri kurmak ve yetki devrini etkili biçimde yapmak olmalıdır.

Yorgun bir liderin alacağı kötü kararlar, tüm organizasyonun geleceğini etkileyebilir. Bu yüzden kriz anlarında “uyumak” değil, doğru zamanda dinlenmek, geleceği sağlıklı şekilde planlamak anlamına gelebilir.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: