ABD’den Çin’e Stratejik Hamle: Derin Deniz Metallerine Stok Atağı
ABD yönetimi, Çin’in nadir toprak elementleri üzerindeki küresel dominasyonunu kırmak için yeni bir stratejik kaynak stoku oluşturma planı üzerinde çalışıyor. Başkan Donald Trump’ın yönetimindeki Beyaz Saray, bu kapsamda derin deniz metallerinin ABD topraklarında depolanmasına imkan tanıyacak bir başkanlık kararnamesi hazırlıyor.
Financial Times tarafından aktarılan bilgilere göre, bu kararnamenin amacı, özellikle batarya üretimi ve savunma sanayi gibi stratejik sektörlerde kullanılan metallerin güvence altına alınması.
Çin’den Gelen İhracat Kısıtlamaları ABD’yi Tetikledi
Geçtiğimiz hafta Çin hükümeti, ABD’ye karşı aldığı ekonomik tedbirler kapsamında bazı nadir toprak elementlerinin ihracatını sınırlandırmıştı. Bu karar, başta elektrikli araç bataryaları, yenilenebilir enerji teknolojileri, savunma sistemleri ve telekomünikasyon gibi birçok sektörde ABD’nin üretim kapasitesini tehdit edecek düzeyde.
Çin’in bu adımı, Trump yönetimini harekete geçirdi. Beyaz Saray kaynakları, bu gelişmenin ardından “acil stratejik hamlelerin” gündeme alındığını belirtiyor.
ABD, Bağımlılığı Azaltmak İstiyor
ABD’nin şu anda nadir toprak elementlerinin yaklaşık %90’ını Çin’den ithal etmesi, enerji bağımsızlığı açısından ciddi bir zafiyet oluşturuyor. Bu nedenle, yerli tedarik zincirinin oluşturulması, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda jeopolitik bir güvenlik önlemi olarak değerlendiriliyor.
Yeni başkanlık kararnamesi, derin deniz madenciliği başvurularının hızlandırılması, yerli üretim tesislerinin desteklenmesi ve ABD topraklarında işlenmiş metal stoklarının kurulması gibi somut adımları içeriyor.
Derin Deniz Madenciliği ABD’nin Yeni Kaynağı mı Olacak?
ABD’nin derin deniz madenciliğine yönelmesi, küresel çevre çevre örgütleri tarafından eleştirilse de, hükümet bu süreci “düzenlenmiş ve kontrollü” şekilde yürütme niyetinde.
Bu madenler, okyanus tabanındaki polimetalik nodüllerde bulunan kobalt, nikel, manganez ve nadir toprak elementleri gibi değerli materyalleri içeriyor. Özellikle batarya teknolojilerinde devrim yaratan lityum-iyon sistemlerinde bu metaller hayati rol oynuyor.
Trump Yönetimi Teknoloji Savaşını Madenle Yürütüyor
ABD’nin bu adımı, Trump yönetiminin yüksek teknolojili sektörlerde Çin’in stratejik üstünlüğünü kırma hedefiyle de birebir örtüşüyor.
2025 yılı itibarıyla yeniden küresel güç rekabetinin en keskin noktası enerji dönüşümünde kullanılan hammaddeler oldu. Çin, bu alanda yalnızca üretici değil, aynı zamanda tedarik zincirini kontrol eden güç haline gelmiş durumda.
ABD ise artık bu tabloya seyirci kalmak istemiyor. Derin deniz metallerinin stoklanması, yalnızca mevcut tehdidi bertaraf etmeyi değil; aynı zamanda gelecekteki jeoekonomik dengeyi şekillendirmeyi amaçlıyor.
Riskler, Kazançlar ve Jeopolitik Hesaplar
Bu yeni strateji, beraberinde bazı çevresel ve finansal riskler getirse de, Washington için ulusal güvenlik ve teknolojik bağımsızlık her şeyin önünde geliyor.
Ayrıca ABD, sadece madeni stoklamakla kalmayıp, bu metallerin yerli olarak işlenip depolanmasını sağlayacak altyapıyı da kurmayı planlıyor. Bu da uzun vadede yeni istihdam alanları, yüksek teknolojili üretim merkezleri ve daha dirençli bir sanayi politikası anlamına geliyor.