ABD Varlıkları Artık “Güvenli Liman” Değil mi? Piyasalarda Siyasi Risk Primi Dönemi Başladı

ABD varlıkları artık “güvenli liman” olarak görülmüyor. Trump politikaları yatırımcı güvenini sarstı, ABD piyasalarına siyasi risk primi eklendi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi politikalarında yaşadığı ani dönüşler, küresel yatırımcıların ABD varlıklarına duyduğu güveni sarsmaya başladı. Financial Times yazarı Katie Martin, piyasaların artık yalnızca ekonomik verilerle değil, siyasi istikrar ve kurumsal güvenle de çalıştığını belirterek, “ABD piyasaları kalıcı biçimde hasar aldı” uyarısında bulundu.

Trump’ın U dönüşü piyasaları sarstı

Trump yönetiminin gümrük tarifelerinde yaptığı ani geri adım, ilk etapta Amerikan hisse senetlerinde sert bir yükselişe yol açtı. Ancak bu ralli kısa sürdü. Ertesi gün, Asya ve Avrupa borsaları toparlanırken, ABD piyasaları bu eğilime ayak uyduramadı. Dolar değer kaybetti, ABD hisse senetleri geriledi. Bu gelişmeler, yatırımcıların güvenli liman olarak ABD’ye olan bakışında kırılma yaşandığını gösteriyor.

Hazine tahvilleri ve dolar sorgulanıyor

Onlarca yıldır küresel yatırım portföylerinin omurgasını oluşturan ABD Hazine tahvilleri ve dolar, artık “risksiz varlık” tanımına uymuyor. Katie Martin’e göre bu değişimin temelinde siyasi güvensizlik ve kurumsal itibar kaybı var. ABD’nin finansal hegemonyası, yatırımcıların başka alternatiflere yönelmesiyle birlikte zayıflıyor.

“ABD’nin EM-ifikasyonu” başladı

Yatırımcılar, artık ABD tahvillerini gelişmiş ülke tahvili değil, gelişmekte olan ülke (EM) borç araçları gibi fiyatlamaya başlıyor. Martin, bu dönüşümü “ABD’nin EM-ifikasyonu” olarak tanımlıyor. ABD Hazine tahvillerinde dalgalanma arttıkça, İngiltere tahvilleriyle benzer risk profilinde algılanmaya başlanıyor. Bazı fonlar bu tahvilleri Brezilya veya Güney Afrika gibi piyasalarla karşılaştırmaya başladı bile.

Çin’in tutumu belirleyici olacak

ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşları, Çin’in ABD varlıklarına olan ilgisini zayıflatıyor. En önemli soru şu: Çin artık yeni dolar rezervleri biriktirmeye devam edecek mi? Eğer bu rezerv talebi düşerse, ABD’nin borçlanma maliyetleri dramatik biçimde artabilir. Bu da uzun vadeli yatırımcılar açısından endişe kaynağı.

Trump riski: Değişken ekonomi vizyonu yatırımcıyı korkutuyor

Katie Martin, Trump’ın bu hafta yaptığı geri adımı iyimserlik olarak görenleri uyarıyor:

“Trump fikir değiştirdiyse, yeniden değiştirmesini engelleyecek hiçbir şey yok.”

Bu nedenle yatırımcılar, artık ABD varlıklarına yatırım yaparken ek bir risk primi hesaplamak zorunda kalıyor. Martin bu primi, doğrudan “Trump primi” olarak adlandırıyor. Amerikan hisse senetleri, artık yalnızca makroekonomik değil, aynı zamanda politik risk taşıyor.

Dolar artık güvenli değil mi?

Küresel kriz anlarında sığınılacak varlık olarak bilinen dolar, bu rolünü de yitiriyor. Son dönemde yaşanan volatilite, yatırımcıların dolar yerine altın, euro ve bazı Asya para birimlerine yöneldiğini gösteriyor. Bu, ABD’nin uzun vadeli rezerv para statüsünü tehdit eden bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Avrupa’nın istikrar çizgisi öne çıkıyor

Öte yandan Avrupa, daha yavaş ama daha öngörülebilir bir ekonomi yönetimiyle öne çıkıyor. Euro’nun rezerv para rolünü güçlendirme çabaları sürerken, iç finansal entegrasyon da hız kazanıyor. Evet, Avrupa aşırı regülasyonla eleştiriliyor, ancak ticaret ve politika alanlarında radikal sapmalar yaşamıyor. Bu da kıta ekonomisini yatırımcılar için yeniden cazip hale getiriyor.

Yatırımcılar artık sadece sayılara değil, güvene yatırım yapıyor

Katie Martin’in ifadesiyle:

“Piyasalar veriye değil, güvene yatırım yapar.”

Bu çerçevede, ABD’nin geleneksel ‘güvenli liman’ konumu sorgulanıyor. Hukukun üstünlüğü, kurumsal bağımsızlık ve tutarlı ekonomi politikaları gibi temel kriterler, Trump dönemiyle birlikte sarsıldı. Bu güven erozyonunun kısa sürede telafi edilmesi ise olası görünmüyor.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz