Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu: “EYT’yi Solcular Başımıza Bela Etti”
Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu’nun yazısının tamamı…
Profesör doktor..
Bilkent Üniversitesi Öğretim üyesi..
İktisatçı akademisyen Ali Hakan Kara yazmış, bunu..
Tam unvanını da verelim..
Hemi doktor.. Hemi de profesör.
Yakında ordinaryüs sıfatını da kullanırsa, hiç şaşmam.
İyi ki moral bozmak istememiş.
Bir de moral bozmak isteseydi, kimbilir ne şeytanlıklar yumurtlardı..
Bir iktisatçı bunu söylediğinde, ne anlarsınız?
Ekonomi berbat..
Durum iyiye değil, kötüye gidiyor..
O ortayı yapmış. Soldan çarklı internet siteleri de hemen dokunup, golü atmışlar.
Ama profesör doktor Hakan beyimiz, kendisi o kadar cesur değil. “Ben öyle bir şey demedim. Ekonominin geneli için söylemedim” diyerek, kendisini savunabilmek için..
Bir grafik yayınlamış..
Başlığı da, “Sanayide istihdam beklentisi”
Diyecek ki, Kara, “Ben hazırlamadım ki. Bana niye kızıyorsunuz.. Kaynak yazmıştım: TCMB, İYA”
Biraz ayrıntıya girdiğinizde..
Bilimin nasıl içine edildiğini yakınen görüyorsunuz..
Kaynakta onlarca bilgi var..
Yüzlerce veri var..
Kimi çok çok iyi..
Kimi stabil. Kimi kısmen düşüş..
Ama siz “Bunlar daha iyi günler” derseniz..
Biz neyi anlarız?
İthalat, ihracat dengesini anlarız.
Dolar kurunda yükselişi anlarız.
Her bir vatandaşımızın günlük hayatına etki eden enflasyon oranlarını anlarız.
Turizm gelirlerini, turist sayısını anlarız.
“Ben grafiği verdim ya.. Bir zahmet bakın da, sonra yorum yapın” diyecek Kara bey..
İyi güzel de, senin her grafiğinden, netice çıkarılamıyor ki..
“Cari işlemler açığı” başlığı ile bir grafik yayınlıyorsun. Atına not düşüyorsun: “Tablonun başlığı cari işlemler ‘dengesi’ olacak” diyorsun..
“Big Mac sandviç fiyatı” başlığı ile bir grafik yayınlıyorsun..
Ülkelere göre fiyatları çubuk grafikten gösteriyorsun..
Altına bir not daha veriyorsun:
“Bazı ülkeler yanlışlıkla iki kez yazılmış, kusura bakmayın lütfen. Doğrusu aşağıdaki gibi olacak.”
İyi de bilim adamlığı nerede? Yayınladığın, veya aktardığın, veya alıntıladığın bir grafikte, bazı ülkelerin iki defa yazıldığını ve farklı rakamlarla yazıldığını göremeyecek kadar yorgun isen, ne mecburiyetin var, o aktarımları yapmaya?
Ha, “Safım belli olsun. İsrail sevdamız ispatlanmış olsun” diye düşünüp, araya Starbuck reklamı yapalım diyorsan..
Orada da duvara tosluyorsun..
“Kahve fiyatına bakınca, son yıllardaki hızlı artışa rağmen Türkiye halen dünyaya göre aşırı pahalı görünmüyor” diyerek, İsrail sevdalılarına.. Starbuck’ta kahve içmeye devam edin, dünyaya göre çok ucuz” diyorsun ama.
Ekonomist olduğuna göre, bizim hatırlatmamıza gerek olmamalı idi, Starbucks’a en güçlü boykot Türkiye’de olduğu için, adamlar mecburen fiyatları indirmişler..
Bunun bile farkında değil isen, “Moral bozmak istemem” demene gerek yok..
“Moral bozmak için çırpınıyorum ama. Rakamlar beni yalanlıyor” diye söze girsen, daha isabetli olacak..
“Moral bozmayayım” derken, daha 4 gün önce, mecburen yayınladığı “TCMB Rezervleri” grafiğini de unutmuş olmalı, Hakan bey..
Ama, bu sözde bilim adamlarının, ne kadar fanatik ideoloji esirleri olduğunu, o rezervlerdeki artışa bile, getirdiği yorumla ispatlıyor:
“TCMB rezervlerinde Mart’tan bu yana görülen iyileşmenin son dönemde duraksamasının ana nedeni KKM’den çözülen paranın bir kısmının dövize gitmesi.
Buna rağmen rezervlerin düşmemesi, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin TL’ye ilgisinin azalarak da olsa devam ettiğini gösteriyor.”
Rezervlerde iyileşme var.. Ama duraksamış.
Ne olacaktı, iyileşme sonsuza kadar mı gidecekti, beyefendi?
Böyle bir şey mümkün mü?
Ya şuna ne dersiniz:
“2021 sonrasında enflasyon emeklileri silindir gibi ezip geçmiş” diyor, muhterem..
Sanırsınız ki.
Emekli sayısında, emeklilik şartlarında, 2021 sonrasında, öncesine göre hiçbir değişiklik olmamış. Solcuların başımıza bela ettiği EYT sorunu büyük oranda çözülmek istenmemiş. 45 yayında emekli edilen yüzbinlerce insanımız olmamış. Milyonlarca yeni emeklinin çalışma sürelerinin az olduğundan kaynaklı emekli maaşları da düşük olduğu için, ortalama olarak emekli maaşına göre alınabilen ürünlerin miktarının zorunlu olarak azalması sözkonusu değilmiş gibi..
“Silindir gibi ezilmişler” diyor..
Sadece emekliler üzerinden değil..
Tilkilik, asgari ücretle alınabilen yemek sayısında da tekrarlanmış..
“Asgari ücretle alınabilen yemek sayısı” demiş..
Ama, son bir yıldır, anormal artan et fiyatı işine yaradığı için..
Genel bir yemek fiyatı ortalaması yerine..
“Tavuk.. İskender. Köfte” üzerinden yemekleri rakamlandırmış..
İyi de Hakan bey.. Sabahtan akşama kadar kim tavuk yiyebilir? Kim iskender yiyebilir? Kim köfte yiyebilir.
Araya birazcık da, şu an kamyon kamyon boş alanlara dökülen domatesli yemekler, biberli yemeklerden de koysaydın ya..
Hani et yemeği yeriz de. Sebze ile de orantılı götürmek lazım bunu..
Yoksa ne derler adama?
Üzerinize alınmayınız lütfen, söylemesi ayıptır, “etobur” derler..
Yine TCMB kaynaklı, bir grafik eşliğinde, tilkiliğini konuşturmaya çalışmış, Hakan bey:
“Değerli TL ve zayıf ihracat ortamında nasıl oluyor da dış açık daralıyor?”
Nasıl olur, nasıl olur? Olamaz. Nayır. Aslla olamaz” diye kafasını duvarlara vursa da, Hakan bey..
Oluyor işte..
Hakan bey de çaresiz kalınca, biraz da kafasını duvarlara vurduğundan olsa gerek, neler olabileceğini sıralıyor. Hem de tahmin gibi bile değil.. Kesin sebeblermiş gibi:
“Üç temel nedeni var:
1) Para politikasının normalleşmesi ile altın ithalatı azaldı.
2) Dünya enerji fiyatları düştü.
3) Sıkılaştırıcı politikalarla talep kısılıyor, büyüme yavaşlıyor.”
Nasıl ama..
Çaktırmadan “Büyüme yavaşlıyor”u araya nasıl sıkıştırmış?
İlk defa mı söylüyor bunu?
Yooo.
Krizi tuttuğunda, hemen “Büyüme yavaşlıyor” der, bu solaklar..
Rakamlar açıklanır..
Ders almazlar, sonraki dönemde yine aynı hikayeyi uydururlar..
Çok değil, 12 Ağustos’a kadarki paylaşımlarından aktararak tanıttım size, Hakan beyi..
12 Ağustos’taki ile artık tüy dikmiş..
Der ki: “Üç senedir üretmeden tüketiyorduk, şimdi hem üretmiyor hem de tüketmiyoruz.
(Not: hiciv ve mübalağa içermektedir)”
Evet, yine TÜİK’ten yararlanmış ama..
Lütfen bize bir izah ediversin, “hiciv içeren” bu paylaşımın arkasında gerçekte ne yatıyor?