AMB’den Bankalara Uyarı: “Riskler Hiç Olmadığı Kadar Yüksek”
Avrupa Merkez Bankası (AMB), Euro Bölgesi bankacılık sistemine yönelik son değerlendirmesinde finans sektörünün “benzeri görülmemiş risklerle karşı karşıya olduğunu” açıkladı. 2025 yılı Denetleyici İnceleme ve Değerlendirme Süreci (SREP) raporunu yayımlayan kurum, aynı zamanda 2026-2028 denetim önceliklerini de duyurdu. Rapora göre Avrupa’daki ticari bankalar, hızla değişen ekonomik ve jeopolitik koşullar altında çok boyutlu bir kırılganlıkla mücadele ediyor.
AMB yetkilileri, özellikle siyasi tansiyonun yükseldiği bir dönemde bankaların dayanıklılık kapasitelerini artırmasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Bankalara, hem şoklara karşı sağlam bir tampon yaratmaları hem de orta vadeli riskleri daha hassas şekilde değerlendirmeleri tavsiye ediliyor.
Jeopolitik Belirsizlikler ve Teknolojik Riskler Öne Çıkıyor
Yayımlanan rapor, jeopolitik gerilimler, değişen ticaret politikaları, iklim kaynaklı tehditler, demografik dönüşümler ve teknolojik aksaklıklar gibi unsurların bankacılık sektöründeki kırılganlıkları artırdığını ortaya koyuyor. Bu unsurların bir arada belirmesi, Avrupa’daki finansal yapının çok katmanlı risklere açık olduğunu gösteriyor.
AMB değerlendirmesine göre, özellikle dijitalleşme hızının artması ve banka dışı kuruluşların agresif rekabeti, geleneksel bankacılık modellerini zorluyor. Fintech şirketlerinin yükselişi, büyük teknoloji firmalarının finans hizmetlerine girmesi ve yapay zekâ tabanlı ürünlerin piyasaya yön vermesi, bankalar için yeni bir rekabet paradigması yaratıyor.
Bu nedenle AMB, 105 büyük bankanın incelendiği SREP raporunda ileriye dönük risk planlamasının önemine özel vurgu yaptı:
“Bu durum, ileriye dönük risk değerlendirmeleri ve yeterli dayanıklılık gerektiriyor.”
“Olağanüstü Olayların Riski Her Zamankinden Daha Yüksek”
AMB, raporunda bankaları yalnızca mevcut kırılganlıklara karşı değil, aynı zamanda öngörülemeyen küresel gelişmelere karşı da uyardı. Dünyadaki siyasi kutuplaşma, enerji piyasalarındaki oynaklık ve iklim kaynaklı krizlerin hızlanması, finans sektöründe alışılmışın dışında dalgalanmalara yol açabilir.
Metinde yer alan şu ifade dikkat çekiyor:
“Olağanüstü olayların riski her zamankinden daha yüksek.”
AMB, bu nedenle bankaların siyasi belirsizliklere karşı dayanıklılıklarını artırmalarını öncelikli bir hedef olarak görüyor.
Bankacılık Sektörü Genel Olarak Sağlam
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise risk uyarılarına rağmen Euro Bölgesi bankacılık sektörünün güçlü bir yapıda olduğunun altının çizilmesi oldu. AMB, incelediği büyük bankaların sağlam sermaye pozisyonlarına, güçlü likidite seviyelerine ve artan kârlılık oranlarına sahip olduğunu belirtti.
Net faiz gelirleri, sıfır faiz döneminin sona ermesinin ardından bankalar için önemli bir kazanç kapısına dönüşmüş durumda. Ayrıca pay piyasalarına yönelik artan işlem hacmi sayesinde menkul kıymet aracılığı ve komisyon gelirleri de yükseliş gösteriyor.
AMB’nin değerlendirmesine göre, bankaların varlık kalitesi istikrarlı seviyesini koruyor. Aynı zamanda 2026 yılı için CET1 sermaye yeterlilik oranının yüzde 11,2 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Bu oran, bankaların beklenmedik ekonomik baskılara karşı önemli bir tampon kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.
Yeni Stres Testi Yolda
AMB, bankaların risk yönetimi konusundaki eksiklerini daha iyi tespit etmek amacıyla yeni bir stres testi programı hazırlıyor. Bu programda her banka için belirli sermaye kaybı seviyeleri tanımlanacak ve kurumlar bu kayıplara göre özel senaryolar geliştirmek zorunda kalacak.
Bu test, bankaların yalnızca ekonomik belirsizliklere değil; aynı zamanda jeopolitik şoklara, doğal afetlere, enerji krizlerine ve siber saldırılara karşı nasıl tepki vereceğini ölçmeyi amaçlıyor. AMB, testin sonuçlarına göre daha sıkı denetim ve ek sermaye yükümlülükleri getirebileceğini de belirtiyor.
Krizden Çıkarılan Dersler Denetimin Temelinde
2008 küresel finans krizinin ardından kurulan AMB’nin bankacılık denetimi, bugün Euro Bölgesi’nin en büyük bankalarını doğrudan izleyen en güçlü düzenleyici yapılardan biri hâline geldi. SREP raporunda da, krizin ardından geliştirilen mekanizmaların sektörü büyük ölçüde güçlendirdiği vurgulanıyor. Ancak mevcut küresel ortam göz önüne alındığında, bu mekanizmaların sürekli güncellenmesi gerektiği de açıkça ifade ediliyor.
AMB’nin önümüzdeki üç yıl için belirlediği öncelikler arasında jeopolitik dayanıklılık, dijital risk yönetimi, iklim kaynaklı finansal risklerin azaltılması ve bankacılık modellerinin modernizasyonu bulunuyor. Bu öncelikler, Avrupa finans sisteminin geleceğini şekillendirecek stratejik adımlar olarak görülüyor.

