100 Milyon TL’lik Vurgun: Eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener Tutuklandı

100 Milyon TL’lik Vurgun: Eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener Tutuklandı

Eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener, BKM’deki 100 milyon TL’lik vurgun iddiasıyla tutuklandı. Finans dünyasında şok etkisi yarattı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nin ana hissedarı olduğu Bankalararası Kart Merkezi (BKM), son günlerde büyük bir yolsuzluk iddiasıyla gündemde. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, aralarında eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener’in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Bu olay, Türkiye finans dünyasında büyük yankı uyandırdı.

BKM’de 100 Milyon TL’yi Aşan Kamu Zararı İddiası

Gazeteci İsmail Saymaz’ın aktardığı bilgilere göre, soruşturma kapsamında kamu zararının 100 milyon TL’yi aştığı belirlendi. Soruşturmanın fitilini ise TCMB’nin 2 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirdiği iç denetim ateşledi. Bu denetim sonrası hazırlanan bilirkişi raporu, yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını ortaya koydu.

BKM’nin gerçekleştirdiği iki büyük ihalenin, “Çipli Plastik Kart Alımı” ve “TROY için Yazılım Geliştirme” başlıkları altında ciddi usulsüzlükler içerdiği tespit edildi. Özellikle maliyet komisyonunun oluşturulmaması, teslimatlar yapılmadan ödeme gerçekleştirilmesi ve bazı firmaların teklif vermesinin engellenmesi büyük dikkat çekti.

Enarge Firmasına Verilen Tartışmalı İhaleler

Bilirkişi raporuna göre, yetkili satıcı belgesi bulunmamasına rağmen ihalelerin Enarge adlı firmaya verildiği ve toplamda 66 milyon 224 bin TL’lik işin bu şirkete devredildiği belirtildi. Sürecin tamamında etkin bir rol oynadığı iddia edilen Emrah Şener, ihalelerde fesat karıştırmakla suçlanıyor.

Bu bulgular, finansal kurumlarda şeffaflığın önemini bir kez daha gündeme getirirken, TCMB’nin iç denetim mekanizmasının da ne kadar kritik bir rol oynadığını gözler önüne serdi.

Boğaziçi Üniversitesi Bağlantısı Şaşırttı

Raporda yer alan bir diğer çarpıcı detay ise Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (TTO)’na ihalesiz şekilde 44 milyon 150 bin TL ödeme yapılmış olması. Ayrıca, Şener’in kardeşi İbrahim Şener’e 200 bin TL, Singapur merkezli bir paravan şirkete ise 693 bin 236 euro aktarıldığı tespit edildi.

Rapor, bu ödemelerin kaynağı ve amacı konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu. Üstelik, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Mehmet Naci İnci ile Doç. Dr. Ali Coşkun’un da sorumluluğu bulunduğu iddia edilmesine rağmen, bu isimlerin soruşturma kapsamına alınmadığı vurgulandı.

Ajans Hizmetinde Usulsüzlük ve Kurumsal Kredi Kartı Skandalı

Soruşturmanın bir diğer dikkat çekici kısmında, BKM’nin “Be Bold” adlı ajans ile doğrudan alım yaptığı, satın alma prosedürlerini uygulamadığı tespit edildi. Ayrıca, yurt dışında öğrencilere dağıtıldığı iddia edilen yemek kartlarının gerçekte Şener’e verildiği ve eski genel müdür Baran Aytaş’a ait kurumsal kredi kartının da Şener tarafından kullanıldığı ortaya çıktı.

Bu durum, kurum içi kontrol mekanizmalarının zayıflığını ve kişisel çıkarların sistematik bir şekilde kullanıldığını gösteriyor.

Şener Suçlamaları Reddetti, Aytaş İtiraf Etti

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Emrah Şener, ifadesinde tüm suçlamaları reddetti. Kendisinin BKM ihaleleriyle ilgisinin bulunmadığını savundu. Ancak eski genel müdür Baran Aytaş, işlemlerin Şener’in talimatıyla yürütüldüğünü söyleyerek, “Doğru gitmeyen bir şeyler fark ettim.” ifadelerini kullandı.

Savunmaların ardından mahkeme, zimmet, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, özel belgede sahtecilik ve örgüt kurma suçlamalarıyla Şener dahil 8 kişiyi 13 Ekim’de tutuklama kararı aldı.

Finans Dünyasında Şok Etkisi Yarattı

Bu tutuklama kararı, hem bankacılık hem de kamu finans yönetimi alanında geniş yankı uyandırdı. Uzmanlara göre, BKM gibi Türkiye’nin dijital ödeme sistemlerinde kritik bir kurumda yaşanan bu tür usulsüzlükler, finansal güvenilirlik açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.

Ayrıca, olayın merkezinde yer alan isimlerin üst düzey yönetici pozisyonunda olması, kamuoyunun tepkisini daha da artırdı. Türkiye’de finansal şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında reform talepleri yeniden gündeme taşındı.

Denetim Mekanizmalarının Gücü ve Zayıflığı

Bu gelişmeler, kamu kurumlarının iç denetim sistemlerinin hem önemini hem de eksikliklerini bir kez daha ortaya koydu. TCMB’nin başlattığı denetim süreci olmasaydı, bu usulsüzlüklerin uzun süre gizli kalabileceği düşünülüyor.

Uzmanlar, bu tür olayların tekrar etmemesi için şeffaf ihale süreçleri, dijital izleme sistemleri ve bağımsız denetim kurumlarının güçlendirilmesi gerektiği konusunda hemfikir.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz