Güldal Mumcu, Uğur Mumcu’nun 82’nci Doğum Gününde Suikastı Anlattı: “Savcı, Bu Cinayeti Devlet Yapmıştır Dedi”

Güldal Mumcu, Uğur Mumcu'nun 82’nci doğum gününde suikastı anlattı. Savcının "Bu cinayeti devlet yapmıştır" dediğini açıkladı.

Cumhuriyet aydını ve gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, bugün 82’nci doğum gününde anılıyor. 24 Ocak 1993 sabahı suikasta uğrayan Mumcu’nun katilleri hala bulunamazken, eşi Güldal Mumcu dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Tüm yaşananları, “İçimden Geçen Zaman” adlı kitabında detaylıca anlattı.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Edremit Belediyesi‘nin ortaklaşa düzenlediği 6. Edremit Kitap Fuarı’na katılan Güldal Mumcu, 24 Ocak 1993’te eşinin bombalı suikasta kurban gitmesiyle ilgili konuştu. Güldal Mumcu, eşinin ölümünden tam 21 yıl sonra bu kitabı yazabildiğini belirtti. “Olayları o kadar hızlı yaşıyordum ki, bir arkadaşım bu anıları kayda almamı önerdi. Bu kayıtlar sayesinde kitabı yazabildim” dedi.

Savcıların Çelişkili Açıklamaları ve Suikastın Ardındaki Karanlık Güçler

Uğur Mumcu suikastı soruşturmasına ilişkin de konuşan Güldal Mumcu, davanın ilk savcısı Ülkü Coşkun‘un kendisine, “Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse çözer” dediğini belirtti. Güldal Mumcu, savcı değişikliklerinin ardından davanın diğer savcılarının da benzer şekilde çelişkili ve belirsiz ifadelerde bulunduğunu, bu durumun soruşturmayı daha da zorlaştırdığını ifade etti.

Bir başka savcı olan Kemal Ayhan‘ın ise, suikastı “mafya, uluslararası ilişkiler, istihbarat örgütleri” gibi unsurlarla ilişkilendirdiğini ve bu savcının kısa bir süre sonra evinde ölü bulunduğunu söyledi. Savcının otopsi yapılmadan gömüldüğünü belirten Mumcu, bu duruma itiraz ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını ifade etti.

Cinayetin Aydınlatılması İçin Verilen Mücadele

Güldal Mumcu, yıllardır süregelen adalet mücadelesinde Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı‘nı çocuklarıyla birlikte kurduklarını ve burada gazetecilerin yetişmesi için çaba sarf ettiklerini anlattı. Cinayetin tam olarak aydınlatılamadığını belirten Mumcu, Oğuz Demir adlı sanığın hala yakalanamadığını söyledi. Ayrıca, cinayetle ilgili her şeyi açıklayacağını söyleyen bir sanığın MİT binasının karşısında kafasından vurularak öldürüldüğünü de ekledi.

Tarihe Not Düşmek ve Gelecek Planları

Mumcu, tarihe not düşmenin önemini vurgulayarak, bu bilinçle “İçimden Geçen Zaman” kitabını yazdığını belirtti. Ayrıca, gelecekte Türkiye siyasetinin arka odasında yaşananları da kaleme almayı düşündüğünü ifade etti.

Uğur Mumcu Kimdir?

Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde Kırşehir’de doğdu. Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Hakkı Şinasi Bey idi. İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu, 1961’de başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1965’te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü‘nü aldı. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanı olarak çalıştı. Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı sözler nedeniyle gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra askerliğini Ağrı Patnos’ta yaptı.

Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet‘te “Gözlem” başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansı’nda çalışmaktaydı. 1975 Mart’ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen’le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.

1976’da Güldal Homan ile evlendi. Özgür adında bir oğlu ve Özge adında da bir kızı oldu. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı ve Cumhuriyet’in kadrolu yazarı oldu. “Gözlem” başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahneledi. 1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı “Büyüklerimiz” yayımlandı.

Türkiye’de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak‘ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren’in imzalayanları “vatan hainliği” ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi’nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.

1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı. 1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat – 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992’de Cumhuriyet’e döndü.

Uğur Mumcu’nun Katledilmesine Sebep Olan Yazı

Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde “Mossad ve Barzani” isimli bir yazı yazdı. Yazısında şu ifadelere yer verdi: “Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?”

Öldürülmeden 16 gün önce, Cumhuriyet’te yayımlanan 8 Ocak 1993 tarihli “Ültimatom” başlıklı yazısında ise, yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı.

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te Ankara Karlı Sokak’taki evinin önünde otomobiline konan bombayla katledildi. Suikastı; İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad‘ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edildi. Ancak suikastın failleri hala yakalanamadı.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: