Trump, McKinley’nin İzinde mi? The Economist’ten Yeni Emperyalizm Yorumu

Donald Trump, ikinci döneminde toprak genişleme ve Mars hayalleriyle dikkat çekti. The Economist, Trump’ın “Yeni Altın Çağı” vizyonunu ve emperyal hedeflerini mercek altına aldı.

Donald Trump, Oval Ofis’e dönüşüyle birlikte 100 yıldan uzun bir süredir ilk kez toprak genişlemesi ve hatta Mars gibi dünya dışı bölgelerle ilgili hedeflerini açıkça dile getiren Amerikan başkanı oldu. İkinci döneminin yemin töreninde yaptığı konuşma, sadece ülke içinde değil, küresel arenada da geniş yankı uyandırdı. The Economist dergisinin yorumlarına göre, Trump’ın ikinci dönemi, ABD’nin “Yeni Altın Çağı” olarak nitelendirilse de bunun altında eskiye özlem ve yeni emperyal hayaller yatıyor.

Panama Kanalı ve “Orayı Geri Alıyoruz” Söylemi

Trump, göreve başlar başlamaz Panama Kanalı konusuna yoğunlaşarak, kanalın “Çin’in kontrolüne geçtiği” iddiasını gündeme getirdi. Başkan, “Orayı geri alıyoruz” diyerek ABD’nin bu stratejik noktadaki haklarını yeniden kazanacağını söyledi. Ancak The Economist, Trump’ın bu iddiasını gerçekçi bulmuyor ve Panama’da bu tür açıklamaların tehditkar algılandığını belirtiyor.

Panama Kanalı, ABD’nin 1904 yılında William McKinley’nin başlattığı süreçle inşa edilmiş ve daha sonra 1999’da ev sahibi ülkeye devredilmişti. Trump, bu devri “hata” olarak nitelendiriyor ve kanalın Amerika’nın egemenlik haklarıyla uyumlu olmadığını savunuyor.

McKinley ve Trump: Tarihten İlham Alan Genişleme

Trump’ın yemin töreninde, seleflerinden William McKinley’ye duyduğu hayranlık dikkat çekti. ABD’nin yüzölçümünü önemli ölçüde artıran son başkan olan McKinley, Trump’ın gümrük vergileri ve bölgesel genişleme gibi iki temel takıntısını da birleştiriyor. McKinley’nin 1897’de yürürlüğe koyduğu ve gümrük vergilerini yüzde 50’nin üzerine çıkaran Dingley Yasası, Trump’ın gümrük politikalarına ilham veriyor.

Ancak Trump’ın toprak genişleme hevesi dünyayla sınırlı değil. Konuşmasında Mars’a ABD bayrağı dikmenin ülkenin kaderi olduğunu dile getirdi. Bu vizyon, Trump’ın yakın müttefiki Elon Musk’ın yemin töreninde sık sık anılmasına ve dikkatleri üzerine çekmesine de sebep oldu.

Altın Çağ’a Dönüş Mü, Yaldızlı Çağ’a Özlem Mi?

Trump’ın yemin töreni, ABD’nin ekonomik politikalarında tarihi bir dönemin yeniden gündeme geldiğine işaret etti. Başkan, Jeff Bezos, Elon Musk ve Mark Zuckerberg gibi teknoloji devlerini törenin baş misafirleri arasında konumlandırarak, büyük iş dünyasıyla yakın ilişkilerini gözler önüne serdi. The Economist, bu durumun Trump’ın yeni dönemdeki stratejisinin “gümrük vergileri ve bölgesel genişleme” üzerinden eskiye dönük bir Altın Çağ nostaljisini canlandırmak olduğunu belirtiyor.

Trump, Amerika’yı yeniden büyüyen bir ulus haline getirme hedefini dile getirirken, ekonomik genişleme için McKinley tarzı bir modelden bahsediyor. Ancak The Economist, bu modelin modern küresel ekonomide geçerli olup olmayacağına dair ciddi şüpheler barındırıyor.

Yeni Amerikan Emperyalizminin Belirsizlikleri

Trump’ın yemin konuşmasındaki birçok detay belirsizliğini koruyor. Panama Kanalı’nın kontrolünü nasıl “geri alacağı” veya Mars gibi dünya dışı hedeflerin nasıl gerçekleşeceği net değil. Ayrıca, gümrük vergileri gibi ekonomik hamlelerin ABD’nin mevcut uluslararası ilişkilerini nasıl etkileyeceği konusu da tartışmalı. Trump’ın Çin, Orta Doğu ve Ukrayna gibi kritik dış politika meselelerine dair yetersiz açıklamaları, birçok analist tarafından “yüzeysel bir yaklaşım” olarak değerlendiriliyor.

Sonuç: Yeni Emperyal Hayaller

Donald Trump’ın yemin töreni ve konuşması, yalnızca ABD içinde değil, küresel ölçekte de geniş yankı uyandırdı. Bölgesel genişleme ve Mars hayalleriyle dikkat çeken Trump, Amerikan siyasetinde alışılmışın dışında bir yol izlemeye hazırlanıyor. Ancak bu yolun, modern dünyanın gerçekleriyle ne kadar uyumlu olacağı henüz bilinmiyor.

web sitesi uygulama / geliştirme: