Altın ve Küresel Hisselerde Dalgalanma: Jeopolitik Riskler Öne Çıkıyor

Altın fiyatları, jeopolitik risklerin etkisiyle yükselirken küresel hisse senetleri baskı altında. Bankacılık sektöründe kar beklentileri dikkat çekiyor.

Son dönemde altın fiyatları ve küresel hisse senetleri, jeopolitik belirsizlikler ve ekonomik politikaların etkisiyle hareketli bir dönem geçiriyor. Yükselen faiz oranları ve artan enflasyon beklentilerine rağmen, altın fiyatları güvenli liman arayışlarının etkisiyle güçlü bir performans sergilerken, küresel hisselerde baskı hissediliyor.

Altın Fiyatlarına Jeopolitik Belirsizlik Desteği

Normal şartlarda yükselen tahvil faizleri ve dolar endeksi, altın gibi kıymetli madenler üzerinde baskı oluşturur. Ancak bu kez durum farklı. Rusya’ya uygulanan enerji ihracat yaptırımları, Avrupa Birliği’nin alüminyum ithalatına yönelik kısıtlamaları ve Çin ile ABD arasındaki gerilimler altın fiyatlarını yukarı yönlü destekliyor. Özellikle Çin’in rezervlerini çeşitlendirmek amacıyla altın alımlarını artırması da fiyatlara olumlu katkı sağlıyor.

Çin Merkez Bankası, kasım ve aralık aylarında altın rezervlerini artırarak toplam rezervlerindeki altın oranını %6’ya yükseltti. Altın fiyatlarının yüksek seviyelerine rağmen bu alımlar, Çin’in dolar yerine altın ile rezerv çeşitlendirme stratejisini güçlendirdiğini gösteriyor.

Küresel Hisse Senetlerinde Baskı

Jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler, küresel hisse senetleri üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. ABD ve Avrupa’da faiz oranlarının artış eğiliminde olması, şirket karları üzerinde negatif etki yaratırken yatırımcıların güvenli limanlara yönelmesine neden oluyor.

Trump yönetiminin ticaret politikaları, özellikle Çin’le ilişkilerde yeni gerilimlere yol açabilir. Grönland’ı satın alma girişimi, Panama Kanalı üzerindeki etkisi ve Tayvan konusundaki açıklamaları küresel piyasaların endişelerini artırıyor.

Bankacılık Sektöründe Kar Beklentileri

Londra’da düzenlenen BofA Türkiye Konferansı, Türk bankacılık sektörüne yönelik ilgiyi artırdı. Borsa İstanbul’un büyük şirketleri, özellikle bankalar, yatırımcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Faiz indirimi döngüsünün başlaması, bankaların tahvil değerlemelerinden ve kredi-mevduat makasından kazanç sağlamasına olanak tanıyor.

Uzmanlara göre, Türk bankalarının son çeyrek karlarının bir önceki çeyreğe kıyasla %25 artması bekleniyor. Ancak, nisan ayı itibarıyla açıklanacak ilk çeyrek sonuçları, enflasyona endeksli tahvillerin getirisindeki düşüş ve yıllık maaş zamlarının giderlere yansıması nedeniyle hayal kırıklığı yaratabilir.

Uzun Vadeli Perspektif

Jeopolitik risklerin ve ekonomik dalgalanmaların etkisiyle, yatırımcıların portföylerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Altın gibi güvenli liman varlıkları kısa vadede cazip görünse de, hisse senedi portföylerinde dengeli bir strateji izlenmesi öneriliyor.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: