2025 Yılında Neler Olacak? Financial Times Yazarlarının Tahminleri

Financial Times yazarları, 2025 yılına dair siyasi, ekonomik ve teknolojik tahminlerini paylaştı. Trump, Musk, Çin ve Ukrayna gibi konular dikkat çekiyor.

Financial Times, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın farklı bölgelerinde yaşanacak olası gelişmeleri analiz etti. Gazetenin yazarları ve uzmanları, siyaset, ekonomi, teknoloji ve daha birçok konuda 2025 yılına dair öngörülerini paylaştı. İşte detaylı analizler ve yazarların yorumları:

Neil Buckley

Trump topyekun gümrük vergisi savaşı açar mı?

Evet ama kesin değil. “Gümrük vergisi” savaşı derken yıl sonu itibarıyla ABD ithalatlarının en az yarısına en az yüzde 10 gümrük vergisi getirilmesini kastediyoruz. Kimse Trump’ın ne yapacağını bilemiyor. Ama ABD’nin toplam ithalatının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan Çin ithalatlarına vergi getireceği kesin. Meksika ve Kanada’nın payı ise toplam yüzde 30 civarında ve bu iki ülkenin liderleri Claudia Sheinbaum ile Justin Trudeau veya halefi Trump’ı yüzde 25 gümrük vergisi tehdidinden caydırmak için göç konusundaki sert tavırlarını sürdürecek. Başka ticari ortaklar da belli teklifler ve misillemelerle gelecek. Zaman içinde bazıları başarılı da olacak ama Trump muhtemelen aralık ayına kadar bu güç gösterisinden ve gelirlerden müthiş keyif alıp çoğu gümrük vergisini kaldırmayacak.

Alan Beattie – FT’nin Ticaret Sırları bülteninin yazarı

Ukrayna ile Rusya arasında barış anlaşması imzalanır mı?

Evet. Ama ABD Başkanı Moskova’yı ciddi bir şekilde masaya oturmaya ikna etmek için daha sert yaptırım tehdidinde bulunmak ve Kiev’e desteği artırmak zorunda. ABD’nin müttefikleri Trump’ı en azından başlangıçta Ukrayna’nın NATO üyeliğini rafa kaldırmamaya ikna edecektir.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise Avrupa’nın güvenlik garantisi ve ABD desteği karşılığında Rusya’nın şu an işgal ettiği topraklara hukuken değil ama fiilen el koymasını kabul edecek. Bu arada Ukrayna’nın NATO’ya kabulü rafa kalkacak. Vladimir Putin Avrupa’nın kararlılığının önünde sonunda kırılma ihtimaline oynayacak.

Ben Hall – FT’nin Avrupa editörü

ABD’de faizler yılı şu anki seviyenin altında bitirir mi?

Hayır. Jay Powell yönetimindeki FED’in aralık toplantısından sonra açıklanan tahminler üzerine piyasalar FED’in fon oranlarının Aralık 2025’te yüzde 3.9 olacağını öngörüyordu. Gerçekten öyle olursa rakam Aralık 2024’teki yüzde 4.25 ila 4.5’lik hedef aralığının yaklaşık çeyrek puan üzerinde olabilir.

Bu bile fazla iyimser bir tahmin. Trump’ın vergi indirimleri, gümrük vergileri ve sınırdışı hamleleri şu an enflasyondan kurtulamayan ekonomi üzerindeki enflasyonist baskıyı daha da artıracak.

FED tedbirli davranmak zorunda kalacak. Borsa çökmediği takdirde öyle de yapacaktır. Bu arada Christine Lagarde yönetimindeki Avrupa Merkez Bankası ve Bank of England faiz indirmeyi sürdürerek ayrışmayı derinleştirecek.

Martin Wolf – FT ekonomi başyazarı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron koltuğunda kalır mı?

Evet. Ama bu sorunun sorulması bile bir zamanlar tepeden inmeci tarzıyla Jüpiter’e benzetilen Macron’un ne kadar zayıfladığını gösteriyor. İkinci döneminin dolmasına yaklaşık 30 ay kalan Macron yazın bizzat çağrı yaptığı ve kendi cephesinin yenilgisiyle sonuçlanan erken seçimlerin ceremesini çekiyor.

Seçimin ardından cumhurbaşkanı hedefte. Kararsız parlamento bütçeyi bile geçiremedi, bir yılda dört başbakan değişti ve Macron’la birlikte anılan ekonomik başarılar eriyor.

Tüm bunlar cumhurbaşkanının aşırı sağcı baş düşmanı Marine Le Pen’e ve aşırı sola güç kattı. Düğümlerin çözülmesi için istifa etmesi yönünde çağrı yapıyorlar. Ama Jüpiter/Macron asla böyle bir şey yapmayacağını ısrarla yineliyor.

Leila Abbou – FT Paris büro şefi

Muhteşem Yedili düşüşe geçer mi?

Hayır ama çok da yükselmezler. Yedi büyük teknoloji şirketi olan Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla ABD’de özel sektörün dinamizmini, Silikon Vadisi’nin dijital teknolojilerdeki liderliğini ve yapay zekaya yönelik yatırımcı rüzgarını yansıtıyor. Bu faktörler 2025’te de etkisini sürdürecek. Yeni ABD yönetimi esas itibarıyla durgun bir siyaset dünyasının teknoloji önderliğindeki hareketli özel sektör tarafından kısmen devralınması anlamına geliyor.

Ancak üç önemli unsur daha fazla büyümelerini önleyecek. Sermaye harcamaları kârlılığı baltalayacak kadar arttı. Yapay zekaya yatırımcı ilgisi öyle fırladı ki hayal kırıklığı kaçınılmaz görünüyor. Büyüklere yönelik değerlemelerin aşırı yüksek olması şimdiden bazı yatırımcıların küçük teknoloji firmaları gibi alternatifler kovalamasına yol açıyor.

Uzun vadede yapay zeka bile mali yerçekiminden kaçamaz.

Gillian Tett – FT yazı işleri üyesi

Çin ihracat fiyatları daha da düşer mi?

Evet. Çin’in dünyaya ihraç ettiği dezenflasyonist çöküş daha da şiddetlenecek. İleri teknolojiye dayalı ürün imalatçıları başta olmak üzere Çinli şirketlerin rekabet gücü yuan cinsinden Çin ihracat fiyatlarının daha da keskin düşüş yaşamasının muhtemel olduğu anlamına geliyor.

Çin’in ihracat fiyat endeksi Ekim 2024’te bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 gerilemişti. Ekim 2025’e gelindiğinde gerileme yüzde 10’u bulabilir.

Bu da Çinli rakiplerle mücadele eden şirketlere rekabet açısından büyük darbe vurur ve Pekin’in ABD gümrük vergilerindeki olası artışı dengelemesini sağlar. Neticede Amerika’ya giremeyen ucuz Çin mallarının diğer piyasaları doldurup taşırma riski büyür.

James Kynge – FT Avrupa-Çin muhabiri

Musk ile Trump’ın arası bozulur mu?

Hayır. Trump rakip egolara tolerans gösterememesiyle ünlü olsa da Musk’ın başkanın tarafında kalmasının yararları ziyan edilemeyecek kadar çok. Daha Trump göreve gelmeden, denetimlerin azalıp Tesla, SpaceX, Neuralink ve diğer şirketlere ivme kazandıracağı beklentisi sayesinde Musk’ın net değeri yaklaşık üçte iki oranında arttı.

Musk’ın en azından 4 Temmuz 2026’ya, yani kendisinin ve Vivek Ramaswamy’nin yeni Hükümet Verimliliği Departmanı’ndaki görev süresi bitene kadar ortalıkta olmasını bekliyorum.

Edward Luce – FT’nin ABD editörü

Tahvil piyasası çöker mi?

Hayır. Çatırdayabilir ama çökmeyecek. Yatırımcılar borç seviyelerinin halihazırda yüksek olduğu bir dönemde Trump’ın borçlanma konusundaki rahat tutumunun ve vergileri indirme çağrısının ABD devlet tahvili piyasasında bir “Liz Truss” olayı getireceği yönündeki herhangi bir işaret için tetikte bekliyor. Gümrük vergileri ve göç politikasından kaynaklanması muhtemel enflasyon göz önüne alınınca bu imkansız değil. Ama ABD hazine tahvillerine yönelik güvenin kaybolması borsalar da dahil olmak üzere Amerikan piyasaları için facia getireceğinden Trump’ın yatırımcıların tahammülünü zorlaması muhtemel görünmüyor.

Katie Martin – FT yazı işleri üyesi

Bitcoin 200 bin doları görür mü?

Evet. Bitcoin 100 bin doları henüz aralık ayında geçtiğinden değerinin bir kat daha artması biraz abartılı görünebilir. Ama neden olmasın? Trump’ın ekibi kripto paraları bağrına basıyor ve dijital varlık savunucuları Washington’da üst düzey makamlara gelmek üzere. Bu sayede seçim sonrasındaki yükseliş şimdiden rekorlar getirmeyi başardı.

Daha dostane bir yönetim altında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun kripto şirketleri aleyhindeki agresif davaları sonlandırması ve gerek Wall Street bankalarının gerekse varlık yöneticilerinin kripto alıp satmasını ve bulundurmasını kolaylaştıracak kurallar getirmesi bekleniyor. Dava korkusu olmadan şirketlerden para akmaya başlarsa Bitcoin’in fiyatı daha da yükselir.

Nikou Asgari – FT dijital piyasalar muhabiri

Çin’in karbon emisyonları düşer mi?

Hayır. Sera gazlarında en büyük pay sahibi olan Çin’in emisyonları bazı uzmanlara göre zirvede seyrediyor olabilir. Çin daha önce 2030’da zirveyi görüp inişe geçme sözü vermişti. Ama işin zor tarafı rakamları aşağı çekmek olacak. Benzersiz güneş enerjili ve elektrikli araç hamlesi, ayrıca inşaat sektöründeki gerileme sebebiyle çelik ve çimento gibi yüksek kirliliğe yol açan maddelerin azalması sayesinde 2024’teki seviyenin aynı kalması veya 2023’e göre çok az artması bekleniyor. Ama Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2025’teki ekonomik teşvik çabaları enerji talebi toparlandıkça güneş enerjisi, elektrikli araçlar ve pillere doğru büyük yönelimi dengeleyecek gibi görünüyor.

Emiliya Mychasuk – FT iklim editörü

İsrail ve ABD İran’ın nükleer tesislerini vurur mu?

Hayır. Ama İsrail’in ciddi şekilde aklı kayacaktır. Başbakan Binyamin Netanyahu çoktandır Tahran’ın nükleer silah geliştirmesini önleyecekleri sözünü yineliyor. Bir yıllık bölgesel çatışmanın ardından İsrail güçlenmiş, İran ise kırılgan durumda. Ancak İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini imha etmesi için ABD desteğine ve onayına ihtiyaç duyması muhtemel. Halbuki Trump ne kadar öngörülemez biri olursa olsun bölgede yeni bir savaşın tetikleyicisi olmak istemiyor. Ne var ki Tahran’ın nükleer bomba geliştirmeye yaklaşması halinde hesaplar değişebilir. Orta Doğu’daki sancılı 2024 yılından çıkarılacak derslerden biri de hiçbir şeyin imkansız olmadığı.

Andrew England – FT Ortadoğu editörü

Hindistan’ın GSYİH’i Japonya’yı geçer mi?

Hayır. Çok geçmeden olacağı kesin, hatta satın alma paritesinde oldu bile ama 2025’ten ziyade 2026’da gerçekleşecek gibi görünüyor. IMF’ye göre Japonya 2025’i yüzde 4.7 daha büyük bir ekonomiyle kapatacak ve Hindistan’daki büyümenin son çeyreklerde yavaşlaması sebebiyle rakibini geride bırakması 12 aydan uzun sürecek. Döviz kurları belirleyici olabilir ancak halihazırda yen zayıf, rupi ise güçlü durumda. Bu yüzden Japonya’nın geriye düşme ihtimali az.

Robin Harding – FT’nin Asya editörü

Sudan’daki savaş devam eder mi?

Maalesef evet. Birleşik Arap Emirlikleri’nden Rusya’ya kadar birçok ülke Sudan’da vekalet savaşı yürütür hale geldi. Savaşın Sudanlı ana tarafları olan fiili devlet başkanı General Abdülfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Güçleri’nin Hemeti lakaplı lideri Mohamed Hamdan Dagalo hala zafer hayali kuruyor.
İçeriden ve dışarıdan öyle çok aktör bu işten para kazanıyor ki barış gelmesi zor. Savaş 12 milyon insanı yerinden ederken milyonlarca kişiyi açlığın eşiğine getirdi. Durdurulması için devasa bir uluslararası hamle gerekiyor. Ama maalesef Sudan dünyanın öncelikler listesinin epey alt sıralarında yer aldığından böyle bir hamle olası görünmüyor.

David Pilling – FT’nin Afrika editörü

Elektrikli araçlar toplam otomobil satışının dörtte birini geçer mi?

Hayır. Son yıllardaki trend sürerse mümkün ama fiili rakam yüzde 22’nin biraz üzerinde olacak gibi. Çin’deki elektrikli araçlar hariç tüketicilerin hevesindeki azalma sebebiyle otomotiv sektörünü yine zor bir yıl bekliyor. Ancak üreticiler Avrupa’daki sıkı emisyon kurallarına ve İngiltere’deki elektrikli araç satış hedefine ulaşmak adına onlarca yeni elektrikli model çıkaracak ve bunları daha ulaşılabilir kılmaya yönelik indirimler için milyarlarca dolar harcamayı sürdürecek.

Ülkede elektrikli araçların fosil yakıtlılarla aynı fiyata gelmesiyle birlikte Çin yine piyasadaki büyümenin tetikleyicisi olacak. En belirsiz yer ise ABD. Yeni yönetimin alacağı tedbirler elektrikli araçlara geçişi yavaşlatabilir.

Kana Inagaki – FT sanayi editörü

Milei Arjantin’de döviz denetimini kaldırır mı?

Evet. Enflasyon artışını tetiklemekten ve düşük para rezervinden korkan liberal başkan Arjantinli bireylerin ve şirketlerin satın alabileceği döviz miktarına getirilmiş sert sınırları kaldırmaya bugüne kadar direndi.
Ama Milei 2025’te bu işe girişebilir. Her halükarda riskli olacak bu hamle için doğru zamanı hesaplarken yabancı yatırımı teşvik etme ve küçük devlet içgüdülerini gerçekleştirme ihtiyacını muhakkak göz önüne alacaktır.

Michael Stott – FT’nin Latin Amerika editörü

Yapay zeka aracılar kullanmaya başlayacak mıyız?

Evet. Önümüzdeki yıl büyük teknoloji şirketleri, yapay zeka star-up’ları ve kurumsal firmalar tarafından en çok kullanılan ifade “yapay zeka aracılar” olabilir. Yapay zeka “aracısı” aslında telefonunuzda veya internet tarayıcınızda yaşayıp dijital görevleri sizin adınıza gerçekleştirebilen bir yazılım demek. Online formlar doldurmak, market sepetinizi oluşturmak, e-posta yollamak ve görüşmelerinizi yazıya dökmek gibi birçok iş yapabiliyor.

Google, OpenAI, Anthropic, Microsoft ve benzeri şirketlerin neler sunduğunu bu yıl içinde göreceğiz. Neticede kalıcı olmayı başaran aracılar dijital evrene giden yoldaki başlıca rehberimiz olabilir.

Madhumita Murgi – FT yapay zeka editörü

Hollywood’daki büyük stüdyolardan yeni anlaşma gelir mi?

Evet. 2024 yılında Paramount yeni online yayın platformu ekonomisine pes eden ilk Hollywood stüdyosu olmuş, Redstone ailesi tarafından teknoloji milyarderi Larry Ellison ile sinema prodüktörü oğlu David’e satılmıştı.

Sırada Warner Bros Discovery var. Paramount gibi Warner’ın başında da çöküş dönemindeki kablolu TV belası var. CEO David Zaslav aralık ayında kablolu yayın kanallarını ayrı bir birim haline getirip üç yatırım bankasını danışmanlığa atayarak Warner’a fiilen “satılık” levhası asmış oldu. Rakip bir firmaya, muhtemelen Comcast’in kablolu TV girişiminin yeni departmanına ya da bir özel sermaye firmasına satış olası.

Christopher Grimes – FT Los Angeles büro şefi

Plaklar gibi CD’lerde de uzun vadeli bir canlanma başlar mı?

Hayır. Parlak diskler öngörüldüğü gibi ölmüş değil. Özellikle Güney Koreli K-pop’un bu formatı popüler yapması sayesinde satışlar devam ediyor. Ama uzun vadeli büyüme ihtimaline bakınca yükselişten ziyade çöküş olası görünüyor. K-pop’ta CD’ler çoğunlukla sınırlı edisyon fotoğraflar, sanatçıyla bire bir buluşmak için özel davetler gibi materyaller içeren ambalajları için satın alınıyor. Taylor Swift gibi Batılı starlar da benzer satış taktiklerini uygulamaya başladı. Ama CD’nin pazarlama aracı olarak kullanımı plakların diriliş sürecinden farklı.

web sitesi uygulama / geliştirme: