Pelicot Davası: Pornografinin Sınır Tanımayan Tehlikesi

Fransa’daki Pelicot davası, internetin aşırı pornografiyi nasıl normalleştirdiğini ve rıza kavramını nasıl bulanıklaştırdığını gözler önüne seriyor.

Fransa’da Pelicot davası, modern toplumda cinsellik, rıza ve internetin etkileri üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi. Dominique Pelicot’nun 10 yıl boyunca eşi Gisèle Pelicot’yu uyuşturarak, internette tanıştığı erkeklerle birlikte olmaya zorlaması ve bunu videoya kaydetmesi, toplumun derin yaralarını gözler önüne serdi. Mahkeme sürecinde ortaya çıkan detaylar, kadınların güvenlik ve eşitlik hakkı konusundaki endişelerini artırırken, erkek arzusunun doğası ve internetin bu arzuları nasıl şekillendirdiği sorularını gündeme taşıdı.

Gizli Bir Suç Dünyası: Pelicot Davası Detayları

Gisèle Pelicot, yıllarca eşi tarafından uyuşturuldu ve yatak odasında yabancı erkekler tarafından cinsel saldırıya uğradı. Davada yargılanan 50 erkek, Pelicot’nun talimatlarına uyarak bu korkunç suçlara iştirak etti.

Sanıkların kimlikleri toplumun farklı kesimlerinden kişileri kapsıyordu: itfaiyeciler, sağlık görevlileri, gazeteciler, askerler. Bu durum, toplumda sıradan erkeklerin bile cinsellikte şiddet ve dominasyon eğilimleri gösterebileceğini ortaya koydu. Dominique Pelicot, saldırganları bir araya getirmek için kontrolsüz internet platformlarını kullandı. Mahkemede, internetin bu suçların gerçekleşmesindeki rolü bir “cinayet silahı” olarak nitelendirildi.

İnternetin Cinsel Normlara Etkisi

Geleneksel medya ve toplum normlarının şekillendirdiği cinsellik algısı, internetle birlikte köklü bir değişim geçirdi. Pelicot davası, internetin rızasızlık ve aşırı cinsel fantezileri nasıl beslediğini gözler önüne seriyor. Dominique Pelicot’nun kullandığı platform, pornografinin normalleşmesi ve sınırların aşılması konusunda endişe verici bir örnek teşkil ediyor.

Eskiden, pornografiye erişim sınırlı ve genellikle fiziksel bir çaba gerektiriyordu. Bugün ise pornografi, mobil cihazlar aracılığıyla kolaylıkla erişilebilir durumda. Örneğin, Ocak 2024’te sadece bir ayda Pornhub gibi sitelere 11,4 milyar ziyaret gerçekleşti. Bu geniş erişim, pornografideki içeriklerin giderek daha sert ve niş fantezilere yönelmesine neden oldu. Sonuç olarak, pornografi tüketimi arttıkça, birçok birey için “normal” cinsellik algısı değişiyor ve aşırılık beklenen bir standart haline gelebiliyor.

Pornografi ve Kadınlara Yönelik Şiddet Arasındaki Bağlantı

Araştırmalar, pornografinin aşırı cinsel davranışların normalleşmesinde etkili olduğunu ortaya koyuyor. İngiltere hükümetinin yaptığı bir araştırma, pornografi tüketiminin erkeklerde şiddet içeren cinsel eylemleri deneme isteğini artırdığını gösterdi. Bu eylemler arasında yüz tokatlama, boğaz sıkma ve fiziksel şiddet içeren davranışlar yer alıyor.

Cinsel şiddet uzmanları, pornografinin rıza kavramını bulanıklaştırdığını ve kadınların bu tür davranışlara katılmaya zorlandığını belirtiyor. Pelicot davası, bu durumun somut bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Dominique Pelicot ve suç ortakları, kurbanın rızası olmadığını bilmelerine rağmen, kendi cinsel arzularını tatmin etmek için şiddeti meşrulaştırdılar.

Kadınlar Üzerindeki Etkisi

Pelicot davası, özellikle kadınlar arasında korku ve öfkeye yol açtı. Kadınlar, bu davanın erkeklere ve toplumsal normlara bakış açılarını değiştirdiğini ifade ediyor. Örneğin, terapist Dr. Stella Duffy, Instagram’da paylaştığı mesajda şunları söyledi:
“Bu dava, erkeklerin erkeklere ve kadınların erkeklere bakışını sonsuza dek değiştirdi. Umarım erkekler de bu durumdan ders çıkarır.”

Rıza Kavramının Zorlukları

Pelicot davası, rıza kavramının karmaşıklığını da gözler önüne serdi. Birçok sanık, Gisèle Pelicot’nun rızası olduğunu düşündüklerini veya bunun bir seks oyunu olduğuna inandıklarını ifade etti. Ancak bu, erkeklerin cinsel arzularını yerine getirmek için rızayı nasıl yanlış yorumlayabildiğini ve bazen tamamen göz ardı edebildiğini gösteriyor.

İnternetin Gücü ve Tehlikeleri

İnternet, yalnızca pornografiyi değil, aynı zamanda cinsel fantezileri hayata geçirme araçlarını da erişilebilir hale getirdi. Feeld gibi platformlar, kullanıcılara farklı cinsel arzularını keşfetme fırsatı sunuyor. Ancak bu tür uygulamalar, rıza ve güvenlik konularında yeterli bilgi olmadan kullanıldığında tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Pelicot davası, bu tehlikelerin ne kadar gerçek olduğunu gösteriyor.

Erkek Arzusunun Değişen Doğası

Erkek arzusu, tarih boyunca güç ve dominasyonla ilişkilendirildi. Ancak modern toplumda feminist hareketlerin ve değişen normların etkisiyle, erkekler kendi rollerini sorgulamaya başladı. Terapist Andre de Trichateau, bu değişimin bazı erkeklerde kafa karışıklığına ve feminist harekete öfkeye yol açtığını belirtiyor. Bu durum, Andrew Tate gibi figürlerin popülerliğini artırırken, toplumda toksik erkeklik tartışmalarını da derinleştiriyor.

Geleceğe Dair Sorular

Pelicot davası, adaletin yerine gelmesiyle sona erse de geride birçok soru bırakıyor. İnternetin cinsellik üzerindeki etkisi, rıza kavramının tanımlanması ve pornografinin sınırları konusunda daha geniş kapsamlı bir tartışmaya ihtiyaç var. Gisèle Pelicot’nun yaşadıkları, bu tartışmaların merkezinde yer alıyor.

Yazı: Louise Chunn (Kişiye uygun terapist bulma platformu Welldoing’in kurucusu ve Psychologies dergisinin eski editörü)

Kaynak: BBC

web sitesi uygulama / geliştirme: