Suriye’de HTŞ Yönetimi Altında Kadın Hakları: Belirsizlik ve Umut Arasında
Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde kontrolü elinde bulunduran Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), Beşar Esad’ın devrilmesiyle ülkeyi yönetmeye başlayan en güçlü gruplardan biri haline geldi. HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şera’nın (Ebu Muhammed Colani) açıklamaları ve yeni yönetim düzenlemeleri, özellikle kadın hakları konusunda ciddi tartışmaları beraberinde getiriyor. Kadın hakları aktivistleri, HTŞ yönetimi altında kazanımlar elde etmeyi umut etse de belirsizlikler hâlâ hakim.
Kadınlardan Değişim Talepleri
Suriye’de kadın haklarını savunan aktivistlerden biri olan Buthaina Rahal, yeni yönetimin kadınlara daha fazla özgürlük sağlaması gerektiğini savunuyor. Rahal, kız çocuklarının eğitim hakkının korunması, çocuk yaşta evliliklerin yasaklanması ve kadınların siyasi temsil oranının artırılması gibi taleplerle HTŞ yönetimine çağrıda bulunuyor.
Rahal, BBC Türkçe’ye verdiği röportajda şunları söylüyor:
“Yeni hükümette kadın kotası olmasını istiyorum, yüzde 30 yeter. HTŞ’nin lideri açık fikirli bir lider gibi görünüyor, ama bu değişimin gerçekten gerçekleşeceğinden emin değilim.”
Protestolar ve Yeni Dönemin Belirtileri
Esad’ın düşmesinden sonra Suriye’de düzenlenen ilk protestolarda kadınlar ve erkekler birlikte yürüyerek demokrasi, laiklik ve kadın hakları taleplerini dile getirdiler. Protestolarda “Özgür kadın olmadan özgür ulus olmaz” ve “Kadın-erkek eşitliği meşru bir haktır” yazılı pankartlar dikkat çekti.
Protestoların hemen ardından, geçiş hükümeti bünyesinde bir Kadın İşleri Bürosu kurulduğu açıklandı. Ancak bu adımın ne kadar etkili olacağı konusunda çeşitli şüpheler var. Radyo Rozana’nın Genel Yayın Yönetmeni Loujeina Haj Youssef, bu girişimlerin daha çok uluslararası kamuoyuna yönelik bir PR stratejisi olabileceğini ifade ediyor.
HTŞ Yönetimi Altında Eğitim ve Çalışma Hakları
İdlib’deki HTŞ kontrolünde kadınların eğitim ve çalışma hakları bazı sınırlamalarla birlikte devam ediyor. Karma eğitime izin verilmese de kadınlar okula gidebiliyor ve çalışabiliyor. HTŞ lideri Ahmed eş-Şera, kadınların eğitim almasını desteklediklerini ve üniversitelerdeki kadın öğrenci oranının yüzde 60’ın üzerinde olduğunu belirtti. Ancak kadınların Şura Meclisi’nde temsil edilmemesi ve bakanlıklarda üst düzey pozisyonlarda bulunmamaları, kadınların siyasi katılımını sınırlıyor.
Toplumsal Baskılar ve Güvenlik Sorunları
HTŞ’nin kadın hakları konusundaki tutumunun, grup içerisindeki radikal unsurların etkisiyle değişebileceği endişesi bulunuyor. Bazı kadın hakları aktivistleri, HTŞ yönetimi altındaki bölgelerde faaliyet gösterirken tehdit edildiklerini ve çalışmalarının engellendiğini bildiriyor. BM İnsan Hakları Konseyi’nin raporuna göre, bazı aktivistler toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlara yönelik şiddet gibi konulara değinmeyeceklerine dair taahhüt imzalamaya zorlanıyor.
HTŞ Yönetimi ve Kültürel Çelişkiler
Ahmed eş-Şera’nın geçmişi ve HTŞ’nin kökenleri, uluslararası kamuoyunda şüpheyle karşılanıyor. HTŞ halen BM ve ABD gibi birçok ülke tarafından “terör örgütü” olarak tanınıyor. Ancak eş-Şera, yeni yönetimin daha kapsayıcı olacağını ve azınlıkların haklarının korunacağını vaat ediyor. Buna rağmen, toplumsal normların ne olduğu ve bu normların kadın haklarına nasıl yansıyacağı konusundaki belirsizlik devam ediyor.
Geleceğe Dair Beklentiler
Suriye’deki geçiş sürecinin kadın haklarına nasıl yansıyacağı konusunda farklı görüşler var. Kadınların yönetim mekanizmalarına dahil edilmesi, geçiş sürecinin sürdürülebilirliği açısından kritik bir önem taşıyor. Uzmanlara göre, kadınların dışlanması durumunda Suriye’nin yeni yönetimi uzun vadede istikrarı sağlayamayabilir.
HTŞ yönetimi altındaki kadın haklarına ilişkin yapılan tartışmalar, yalnızca Suriye için değil, Ortadoğu’da kadın hakları mücadelesi için de önemli bir örnek oluşturuyor. Kadın hakları aktivistlerinden biri olan Loujeina Haj Youssef’in dediği gibi:
“Eğer siyaset sahnesinde yer almazsak, diğer alanlarda haklarımızı almamız mümkün olmayacak.”